Eğitim

YÖK Başkanı Yekta Saraç: 'Bin araştırma görevlisi alımı için ilana çıktık'

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, “Literatür bilgileri, sağlık çalışanlarının şiddete uğrama riskinin diğer hizmet sektörü gruplarına göre 16 kat daha fazla olduğunu rapor ediyor. Bu, çok yüksek ve ürkütücü bir rakam.”dedi.

Saraç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Sağlık Söyleşileri”nin açılışında yaptığı konuşmada, 2015-2016 akademik yılında “Kültür ve Sanat Söyleşileri” kapsamında birçok üniversiteyi ziyaret ettiklerini, alanında önemli isimleri dinleyerek binlerce öğrenci ile buluştuklarını söyledi.

Bu yıl başlattıkları “Sağlık Söyleşileri”nin ilkini Ondokuz Mayıs Üniversitesinde yaptıklarını bildiren Saraç, “İlk söyleşinin konusunu çalışma arkadaşlarım ‘Sağlıkta şiddet, hekime saygı’ olarak seçti. Samsun, kıymetli iki hekimini 2015 yılında menfur saldırılarda kaybetmişti. Bu vesile ile Dr. Kamil Furtun ile Dr. Aynur Dağdeviren’i rahmetle anıyoruz.” dedi.

“Sağlıkta şiddet” konusunda değerlendirmelerde bulunan Saraç, şöyle devam etti:

“Literatür bilgileri, sağlık çalışanlarının şiddete uğrama riskinin diğer hizmet sektörü gruplarına göre 16 kat daha fazla olduğunu rapor ediyor. Bu, çok yüksek ve ürkütücü bir rakam. Tıp, insan çelişkilerinin, toplumsal düzendeki bozuklukların görülebilirliği en kolay olan, gün yüzüne kolay yansıdığı bir alan çünkü hizmet alanı doğrudan insanın kendisi. Tıp, etik aşınmaların da toplum tarafından yine en kolay hissedilebilir alanı. Sağlık ile ilgili hizmetlerin iyileştirilmesi, reformların ve gelişmelerin sağlanabilmesi için yapılan çalışmalar sınırsızdır. Sürdürülebilir sağlıklı bir toplumsal hayat için söz konusu politikalar ciddi anlamda önem taşımaktadır. Bu nedenledir ki toplumsal düzeydeki sağlık çalışmalarının 16. yüzyıla kadar uzandığını görmekteyiz.”

Dünya Sağlık Örgütünce 2011’deki Rio Zirvesi’nde sağlığın sosyal belirleyicileri üzerine yoğunlaşıldığına işaret eden Saraç, zirvede sağlığın sosyal belirleyicileri deklarasyonunun kabul edildiğini dile getirdi.

Deklarasyona imza atan ülkelerin sağlığın sosyal, ekonomik, çevresel ve davranışsal belirleyicileri üzerine eşitsizlikleri giderme odaklı kamu sağlığı politikaları oluşturduklarını ve uygulamaya koyma gayreti gösterdiklerini anlatan Saraç, şunları söyledi:

“Sağlık ile ilgili ulusal ve uluslararası çalışmalarda vatandaşlar arasındaki mevcut eşitsizliklerin giderilebileceği yönündeki anlayışlar, daha iyimser sosyal politikalar vadetmektedir. 1900’lü yıllarda 1,5 milyar olan dünya nüfusu, 2015’te 7,5 milyara ulaşmıştır. Bugüne baktığımızda dünya nüfusu açısından refah hizmetleri bağlamında sağlık hizmetleri, sağlıkta kalite, hem fiziksel hem de ruhsal açıdan sağlıklı olmak ve sosyal anlamda iyi olmak, ülkelerin geleceğini etkileyen en önemli kavramlardan biri olarak değerlendirmeye alınmaktadır.”

YÖK olarak yetiştirdikleri 7,3 milyon gence bu bilinci yerleştirmek istediklerini vurgulayan Saraç, söz konusu toplantılarının ikincisini Gaziantep Üniversitesinde gerçekleştireceklerini belirtti.

– YÖK’teki yapısal dönüşüm çalışmaları

YÖK olarak akademide yakın zamanda gerçekleştirecekleri yapısal dönüşüm hakkında da açıklamalarda bulunan Saraç, şöyle konuştu:

“Özellikle son 10 yılda sayısal açıdan çok önemli gelişmeler sağlamış olan Türk yükseköğretiminin bundan sonraki aşaması, keyfiyet itibarıyla nitelik ve kalite bakımından büyümedir. Bu konuda üniversitelerimizde misyon farklılaşması odaklı ihtisaslaşma ve kalite kurulu oluşturulması çalışmaları, 2015-2016’nın ana hedeflerini oluşturmuştur. 2016-2017’de bu iki önemli projeyi güçlendirmek üzere nitelikli insan kaynağını yetiştirme ve geliştirme çalışmalarını önümüze koyduk. Ülkemiz için öncelikli ve öğretim üyesi ihtiyacı olan belli alanlarda ihtisaslaşacak bin yönlendirilmiş araştırma görevlisi alımı için ilana çıktık. Ayrıca ülkemizin doktoralı insan ihtiyacını karşılamak üzere 100 önemli ve disiplinler arası alanda 2 bin kişiye burs projesi olan ‘100/2000 Doktora Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Bu yıl önümüze koyduğumuz önemli başlık, araştırma üniversiteleridir. Bunun için çalışmalarımız başlamıştır. Yaptığımız düzenlemeler daha verimli, sağlıklı bir sistem için gösterilen gayretler siz öğrencilerimiz ile ilgili alanlarda da nitelik ve nicelik açısından önemli sonuçlar vermektedir.”

Değerlerin farklılaştığı bir ortam bulunduğunu, buna uyumlu yüksek etik değerler ve yüksek kaliteli hekim yetiştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Saraç, “Sıkıntıların bilincindeyiz ancak özellikle eğitimde kaliteden hiç ödün vermemek, yeni YÖK olarak önümüze koyduğumuz birinci sayfadır. Hepimizin amacı nitelikli ve işlevsel üniversite hastanelerini yaratmaktır.” dedi.

Saraç, Sağlık Bakanlığının 2015 verilerine göre Türkiye’de hastanelere yatan hastaların yüzde 15’i, polikliniğe başvuranların da yüzde 8’inin üniversite hastanelerinde tedavi olduğuna işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu hastaların neredeyse tamamı başka hastaneler sonrası başvurulan son noktadır. Bu çerçevede bilmekteyiz ki üniversite hastanelerimiz diğer sağlık kuruluşlarında tanı, tedavi ve izlemi yapılamayan hastalara hizmet sunan kurum niteliğindedir. Dolayısıyla bu kurumların işlem hacmi ve doğal olarak işlem maliyeti, diğer hizmet sunan kuruluşlar ile farklılık gösterebilmektedir.”

OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç de YÖK’ün son yıllarda üniversite çalışanları adına çok önemli adımlar attığını anlatarak “Bunlardan birisi de sosyal programlar başlığı altında üniversitemiz çalışanları ile buluşmalarıdır. Samsun’da değerli iki kardeşimi görevleri başında kaybettik. Bu şiddet, sadece sağlıkta değil değişik alanlarda da baş göstermiştir.” dedi.

Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Rüstem Aşkın da “Sağlıkta şiddet, hekime saygı” konulu sunum yaptı.

Söyleşiye akademisyenler ve öğrenciler de katıldı.

Kamupersoneli.net | AA