TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “Dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir coğrafyada yaşayan bizler, barış ve huzur içinde yaşamamızın devlet ve millet olarak güçlü olmamıza bağlı bulunduğunun, güçlü olmak için de öncelikle birlik, beraberlik, dostluk ve dayanışma duygularını canlı tutmamız gerektiğinin farkındayız.” ifadelerini kullandı.
Kahraman, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, sevgi, saygı, dostluk ve barış içinde, birlikte yaşamanın güzelliğini hatırlatan, sevinç ve heyecanların paylaşıldığı, bayramların, manevi ve milli değerlerin ferdi ve içtimai hayata mutluluk, coşku, renk ve neşe kattığı müstesna günler olduğunu belirtti.
Bu özel günlerin başında yer alan Ramazan Bayramı’nın, oruç, fitre, Kur’an-ı Kerim tilaveti, teravih namazı, münacat ve itikaf gibi çok çeşitli ibadetlerle geçen mübarek bir ayın ardından gelmesi itibarıyla farklı bir manevi havaya sahip olduğunu vurgulayan Kahraman, şunları kaydetti:
“Dargınların barıştığı, akrabalık bağlarının ve dostlukların tazelendiği, büyüklerle küçükler arasında saygı ve sevgi köprülerinin kurulduğu bu güzel günlerin milletçe dayanışma ve yardımlaşmamıza vesile olan, sevincimizi ve mutluluğumuzu paylaştığımız fevkalade hayırlı ve bereketli zamanlardır. Rahmet, mağfiret ve bereket ayı ramazanın manevi ikliminde ruhunu arındıran tüm milletimize, eş, dost ve akrabaları ile mutlu bir bayram geçirmelerini diliyorum. ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ ilkesini benimseyen bizler için Ramazan Bayramı, daha iyi bir gelecek için birbirimizin hukukuna saygı gösterme, nezaket ve nezahet kültürünü yaşatma fırsatı anlamına gelmektedir. Dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir coğrafyada yaşayan bizler, barış ve huzur içinde yaşamamızın devlet ve millet olarak güçlü olmamıza bağlı bulunduğunun, güçlü olmak için de öncelikle birlik, beraberlik, dostluk ve dayanışma duygularını canlı tutmamız gerektiğinin farkındayız.”
Bayramların birlik ve beraberliğin geliştirilmesine katkısı bakımından en önemli güç kaynaklarından olduğuna dikkati çeken Kahraman, “Bayramları, hiçbir zaman unutmamalı ve onları ciddiyet, özen ve hassasiyetle kutlamamızın manevi ve milli bir vecibe olduğunu asla hatırdan çıkarmamalıyız. Şunu da bilmeliyiz ki biz güçlü olursak, ülke içinde birlik ve beraberliği canlı tutarsak, farklı coğrafyalarda yaşayıp da aklı ve gönlü bizimle olanların bayram coşkusunu daha derinden yaşamaları mümkün olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
AA
Kamupersoneli.net
