Gündem

MHP Lideri Bahçeli'den 'İdam Kararı' Hakkında Son Dakika Açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti okyanus ötesi tarafından bombardımana tutulmuştur. ABD, bu terör örgütünün elebaşını Türkiye’ye derhal teslim etmelidir.” dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TSK içinde hiyerarşik silsileyi tanımayan, kanun ve ahlak dışı bir yuvalanma olduğunun netleştiğini söyledi.

“Bunun arkasında asıl amil ve tahrik edici unsurun ise Gülen cemaati olduğu anlaşılmaktadır.” ifadesini kullanan Bahçeli, okyanus ötesinin, adalet, emniyet ve bürokraside çok geniş bir ağ kurduğunu, devletin adeta bu ihanet odağı tarafından ele geçirildiğini dile getirdi.

“Tüm kritik ve hayati görevlere paralel çetenin temsilcileri geldiğini veya getirildiğini” belirten Bahçeli, “2.Ordu Komutanı, Hava Kuvvetleri eski komutanı ve terörle mücadele halinde bulunan çok sayıda tuğgeneralin de içinde bulunduğu darbeci general ve amiraller bu ülkeye karşı nasıl bir hıyanet ve işbirlikçiliğin tarafı olmuşlardır? Görev sahaları dikkate alındığında, 20 Temmuz 2015’ten beri teröre karşı verilen mücadele bu hainler tarafından sabote edilmiş ya da ağırdan alınmış mıdır? Şehit haberlerinin sel gibi gelmesiyle darbe ortamının toplumsal alt yapısı kurulmak mı istenmiştir?” sorularını yöneltti.

Gülen cemaati ile ilgili defalarca uyarılarda bulunduğuna dikkati çeken ve bunlarla ilgili hatırlatmalarda bulunan Bahçeli, “2012 yılının Şubat ayında, şimdilerde siyaset sahnesinde pek görünmeyen AKP’li bir eski bakan ve genel başkan yardımcısı, ‘cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış, bunlar kargaları güldürür’ diyordu. Belki kargalar gülmedi, belki yarasalar ürkmedi ama millet hüngür hüngür ağlayacak noktaya sonunda geldi. Eğer vaktinde tam bir isabetle yaptığım ikazlara kulak verilmiş olsaydı, bugünkü felaket ve hezimeti yaşamayacaktık. Cemaat devlete kafileler halinde yerleştirilirken, bir Allah’ın kulu MHP’yi de bir dikkate alsak deseydi, ne darbe ne de haşhaşi örgütün düşmanlıkları görülecekti.” diye konuştu.

– “Bizim haricimizde rahatsız olan yoktu”

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Okyanus ötesi devlete sızarken bizim haricimizde rahatsız olan yoktu. Gülen çetesinin devlet kurumlarına nüfuz ederek kurduğu paralel yapı beş ayağa dayanmaktadır: Bunlar TSK, emniyet, yargı, bürokrasi ve siyasi partilerdir.
Bugün 8 bine yakın asker gözaltındadır. 24 darbeci hayatını kaybetmiş, 50’si yaralanmıştır. 2 bin 745 yargı mensubu hakkında soruşturma başlatılmıştır. Bu kapsamda 316 darbeci tutuklanmıştır. Binlerce kamu görevlisi açığa alınmıştır. Bu işin nereye kadar uzanacağı henüz belli değildir. Devlet allak bullaktır. Biz Türk devletiyle gurur duyarken, meğer FETÖ devleti kurulması için tüm şart ve ortam olgunlaştırılmış, mıntıka temizliği yapılmış, aşama aşama da planlanmıştır.

Pek çok yüksek yargı üyesi, hakim, savcı, bürokrat, polis, rütbeli asker paralelin dümen suyuna girip kainat imamı olduğuna inandıkları adamın peşine akılsızca düşmüşlerdir. Bu paralel ihanet örgütü, bu terörist şebeke, millete silah doğrultacak, Türkiye’yi iç savaşa sokacak kadar adileşmiş, hainleşmiş, dinden imandan çıkmıştır. Bunların kalbinde çan sesleri, gözlerinde dolar resimleri, kulaklarında ise Türk düşmanlığının izleri vardır. Bunların yediği içtiği haram ve zıkkım; öğütüp savurduğu yalan ve riyadır. Türkiye Cumhuriyeti okyanus ötesi tarafından bombardımana tutulmuştur. ABD, bu terör örgütünün elebaşını Türkiye’ye derhal teslim etmelidir. Ve sözümüz söz olsun, biz de siyasetteki uzantılarıyla, içimizi dışımızı saran kanser hücreleriyle sonuna kadar hesaplaşacak, son raddeye kadar yaptıklarını yanlarına bırakmayacağız.”

– Bozkurt işaretli fotoğrafa tepki

Darbe girişiminin başarıya ulaşamadığını ancak geriye darbe kadar büyük bir sosyal ve ekonomik enkaz bıraktığını belirten Bahçeli, “Bu darbe teşebbüsünde kademe kademe senaryosu yazılan hedefler vardır; şayet önlem almaz, kendimize gelmez, derlenip toparlanmazsak ülkemiz elimizden kayıp gidecektir.” dedi.

Hiçbir şeyden haberi olmadan kamuflaj giydirilip silah başı yaptırılan, ‘tatbikat oluyor’ diye sokaklara çıkarılan suçsuz günahsız Mehmetçiklerin de dayaktan geçirildiğini, ordu-millet anlayış ve kaynaşmasına darbe indiğini kaydeden Bahçeli, “Kardeş kardeşin boğazına sarılmıştır. Vakayı Hayriye’den beri ilk defa asker linç edilmiştir. Teslim olan askerlere demir çubuk, kemer, kesici aletlerle saldırılmıştır. Kimin suçlu, kimin mazlum olduğu tespit edilmeden, Mehmetçiklerin yüzüstü yatırılışları, eller yukarıda teslim alınışları, yerlerde darp edilmeleri, çıplak halde kafalarına vura vura polis otolarına bindirilmeleri skandaldır, milli vicdana terstir. Doğru olup olmadığı henüz belli değilse de bir askerin kafasının kesilmesi tarif ve izahı olmayan canavarlıktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Her şey bir yana, hayatını kaybetmiş bir Mehmetçiğin başında bozkurt işaretiyle fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşan iblis uşağı yaratık neredeyse bulunup darbecilerle birlikte cezalandırılmalı, bu şerefsiz doğduğuna pişman edilmelidir.” diyen Devlet Bahçeli, “Biz 12 Eylül’de haklı olmamıza rağmen askere el kaldırmadık. Yıllarca davacı olmadık, için için ağladık, ‘ama ne yapalım, devlete ne söyleyelim’ dedik, işimize baktık. Çile çektik, belli etmedik.” ifadelerini kullandı.

“Mehmetçiğe zulüm ne demektir? TSK’yı topluca suçlamak ve infaz etmek kime ne kazandıracaktır?” sorularını yönelten Bahçeli, “Mehmetlerimize kıymayalım. Aksi halde, bu vatanın güvenliğini nasıl sağlayacağız? Sala vermesine verilsin, imamlar durmasın milleti sokağa çağırsın ama halkla asker birbirine girmesin, askerle asker cepheleşmesin, bu devletin, bu milletin Allah muhafaza salası duyulmasın. Hele hele milliyetçi ülkücü hareketi hiç kimse olaylara çekmeye, kışkırtıp tahrik etmeye çalışmasın. Bırakalım, kimin ne suçu varsa hukuk ortaya çıkarsın. Sabredelim, mahkemeler son sözü söylesin. Darbecilere de bir daha güneş ışığı dahi gösterilmesin.” diye konuştu.

– “Herkes hanesine düşen dersi çıkarmalı”

İdam talebinin çok sık dillendirildiğini anımsatan Bahçeli, “AKP hazırsa biz de varız, biz de bu cezanın verilmesine sıcak bakar, gereğini de gönül huzuruyla yaparız. MHP; savaş, yakın savaş, darbe ve terör tehdidi kapsamında idam cezasını ele almaya hazırdır.” dedi.

Milletine bomba atan teröristlere iliklerine kadar hesap sorulmasını isteyen Bahçeli, darbecileri cezalandırırken, yarım yamalak demokrasinin de daha fazla hırpalanmaması gerektiğini söyledi.

“Hukukun üstünlüğünden ayrılmayalım. Birbirimize çatık kaş, eğik yüzle bakmayalım. Çünkü darbecilerin bir amacı da budur. Oyuna gelmeyelim. Tuzağa düşmeyelim. Burası Irak, Mısır, Somali, Tunus, Suriye, Libya değildir. Yapmaya da kimsenin gücü yetmeyecektir.” diyen Bahçeli, “Türkiye, şimdiye kadar birçok darbe ve darbe teşebbüsüyle karşılaşmıştır. Fakat hiçbiri 15 Temmuz kadar ağır olmamıştır. Yaralarımızı saralım, kardeşliğimizi canlı tutalım, aramıza ekilmek istenen nifak tohumlarını kurutup, çürütüp tümden atalım.” şeklinde konuştu.

Yaşanan sürecin “şakaya gelir, hafife alınır yanı olmadığını” belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, herkesin hanesine düşen dersi çıkarması gerektiğinin altını çizdi.

Darbenin “ülkenin içe kapanması, dış dünyayla bağının kesilmesi” anlamına geldiğini dile getiren Bahçeli, “Kalkışma teşebbüs aşamasında kalsa da Türkiye maalesef bu kulvardadır. Demokrasi ve Anayasa ihlaline itiraz edip göğüs gererken, milli birliğimizin hisarlarını yıkmaya çalışan odak ve fırsatçılara prim verilmemelidir. Türk milleti darbeye boyun eğmedi, ancak iç savaşa hiç kimse bilerek veya bilmeden hizmetkarlık da yapmamalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Tehlike geçmiş değildir”

Yaşananların küresel bağlantıları olduğu kadar, Ortadoğu’daki sınırların ve devletlerin çökmesiyle de yakından bağı olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yeni bir müdahale kapıları milli mutabakatla sürgülenmeli, intikamcı söylem ve üsluptan sakınılmalıdır. Tehlike geçmiş değildir. Ekonomideki bozulmalar, dip yapan turizm korkuları tırmandırmaktadır. Terör böylesi puslu ve şaibeli ortamdan her an istifade etmek için harekete geçecektir. Bu ülkeyi darbecilerin tasallutundan korumalıyız.

Darbenin zorbalık ve ülkeye ihanet olduğunu unutmamalıyız. Milletimizin sivil yönetime sahip ve destek çıkması memnuniyet vericidir. Ancak sokaklara sıkışıp kalırsak, kutuplaşmanın artacağını da görmezden gelemeyiz. Başbakan ‘ayrım yapmadan kucaklaşalım’ diyor, o halde bunun gereğini milletçe yapalım, yasımızı tutalım; kardeşliğimizi ezmeyi, Türkiye’yi çözmeyi planlayanlara hep birlikte engel olalım. Asker de bizim, polis de bizimdir ve milletin öz evlatlarıdır. Birini diğerine tercih edemeyiz. Birini diğerinden üstün tutamayız.

Anayasal düzeni zor kullanarak ve silah yoluyla değiştirmeye kalkışanların senaryolarını tamamen yırtıp atmak için bir olalım, beraber olalım, doğudan batıya, güneyden kuzeye büyük bir millet olduğumuzu dosta da düşmana da gösterelim. Türkiye bizimdir, herkes Türkiye’dir. Türk milleti ayrılık kabul etmeyen, varlığının bedelini kanla, fedakarlıkla ödemiş büyük bir kudrettir. Bilelim ki 15 Temmuz bir lütuf değil, 93 yıllık Cumhuriyet tarihinin simsiyah bir sayfasıdır. Türkiye ya bağımsızlığına ve milli kimliğine kardeşlik şuuruyla sahip çıkacak ya da şu anki tereddüt ve başı boşluklar terörizme altın tepsi içinde arayıp da bulamayacağı yeni fırsatlar sunacaktır. Ya milli ruh tüm harabeyi kaldıracak ya da bu harabenin altında hep birlikte kalmak mukadder olacaktır. Bu itibarla doğrulalım, ayağa kalkalım, hainleri güldürmeyelim, darbecilere el ovuşturmayalım, ne mutlu Türküm seslenişiyle bağımsızlığımızın sembolü ay yıldızlı al bayrak altında hep beraber toplanalım. Korku aşılayanlara, korkuluk dikip siyasi istismar çetelesi tutanlara şans tanımayalım, Türkiye’yi yaşatalım, payidarlığına cansiperane şekilde hizmet edelim. Gün dayanışma günüdür. Gün kardeşliğimizi tescil ve teyit etme günüdür. Gün büyük düşünme, istiklalimize sahip çıkma, küçük hesap yapanları, dağılmamızı gözleyenleri mağlup etme günüdür.”

Kamupersoneli.net | Ankara