Gündem

Numan Kurtulmuş : " Ortada İstihbarat Zaafiyeti Olduğu Açıktır…"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Hiç kimse mağdur edilmeyecek. Amacımız insanları tasfiye etmek, dışarıda büyük bir mağdur kitlesi oluşturmak değil. Tam tersine devleti çökertmeye çalışan, Türkiye’yi bir işgal sürecinin içine sokmak isteyen bu örgütün kırıntılarını kamudan temizlemektir” dedi. 

Kurtulmuş, NTV’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.

“Darbe girişimini nasıl öğrendiğinin” sorulması üzerine Kurtulmuş, o akşam eve geçerken uçakların Ankara üzerinde alçak uçuş yapmaya başladığında haberdar olduğunu söyledi.

Daha sonra hızlı bir şekilde Çankaya Köşkü’ne gelerek geceyi takip ettiklerini anlatan Kurtulmuş, “Ortada kişisel ya da bireysel bir istihbarat zafiyeti olduğu açıktır. Böyle bir konunun, bu kadar geç devlet erkanına aksettirilmesi, başta Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız olmak üzere, Başbakanın ve ilgili kişilerin bu işten oldukça geç haberdar olması, aslında çok kolay izah edilebilir bir durum değildir. Şu anda yapacağımız görev, bu darbenin bütün sonuçlarını ortadan kaldırmak, varsa devlet kurumlarının içerisinde kurumsal ya da bireysel eksiklikler, hatalar ortaya çıkarılır.” ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, “Bundan sonra sadece darbeyi haber almak değil, öyle bir sistem kuralım ki Türkiye’de bir daha darbeyi aklından geçiremeyecek kadar kurumsal yapısı sağlam bir demokrasiyi inşa edelim. Esas meselemiz budur. Bütün kurum ve kuruluşların, istihbarat teşkilatlarının, TSK’nın, sivil-asker ilişkilerinin, kamu bürokrasinin yeniden gözden geçirilerek hiçbir örgütün, hiçbir çıkar çevresinin, hiçbir grubun devleti ele geçirmeye niyet edemeyeceği bir yapıya Türkiye’yi kavuşturmamız lazım.” diye konuştu.

İstihbarat kısmının, bunların bir kısmı olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bundan sonra bunları konuşacağız. Türkiye gerçekten çok önemli, tarihi bir dönüm noktasından geçti. Allah milletimizden razı olsun. Kurtuluş Savaşı’ndaki o büyük kahramanlıkları hep anlatırdık. Şimdi bu millet, Kurutuluş Savaşı’ndaki kahramanlığa denk bir kahramanlık yazdı. Bundan sonrası ise Türkiye’yi yönetenlerin üstüne düşüyor. Bütün kurum ve kuruluşlarımızın gözden geçirilerek, yönetim zafiyetlerinin giderilmesi lazım. Bu iş şaka götürmez.” açıklamasında bulundu.

– “Bu yapısal sorunları gidermek için ne gerekiyorsa yapılır”

“Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin yaşananlardan sonra ‘Bunun iyimser bir dille zafiyet olarak adlandırılabileceğini’ söylediğinin” aktarılması ve ardından “Zafiyet kelimesi, yaşananları anlatamaya yetiyor mu?” sorusuna karşılık Kurtulmuş, hangi kelimenin kullanıldığının bir anlamı olmadığını ifade etti.

“Cumhurbaşkanı, devletin üst düzey yöneticileri bu işten, darbeye çok yakın ya da darbe teşebbüsünün başladığı andan itibaren haberdar oluyorsa burada en hafif ihtimalle zafiyetin olduğu açıktır. Bunları spekülasyon yapmaya, konuşmaya gerek olmadığı kanaatindeyim.” diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Bu, devletin yapısal bir sorunudur. Bundan sonra bu yapısal sorunu ortadan giderecek, asker-sivil ilişkileri, TSK’nın yapısı, istihbarat birimleri arasındaki koordinasyon… Yapısal şeylerden bahsediyorum. Bu yapısal sorunlar, yapısal zaaflar ortada ki TSK, emir komuta zincirinde bu işi önleme noktasında olamadı, farklı istihbarat birimleri, bu anlamda istihbaratı bir araya getirerek çok öncesinden bunları haber alamadı. Bunlar yapısal sorunlardır. Bu yapısal sorunları gidermek için ne gerekiyorsa yapılır.”

“Yapısal sorunların giderilmesi için ilk adım OHAL süresinde kanun hükmünde kararnamelerle atılacak mı?” sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Bunun OHAL ile ilgisi yok. OHAL, TSK içerisine, devlet içerisine gizlenmiş, devlet gücünü, zaman zaman devletin silahlı gücünü de kullanarak millete karşı bunu kullanmayı hedefleyen bir çetenin tasfiyesidir. İlk işimiz budur. Bu, terör örgütünün tasfiyesidir. Devletin içerisine sızmış olan bu unsurların bu anlamda ortaya çıkarılması, gerekli cevaplarını almaları, darbe teşebbüsüne katılanların ayıklanması, en ufak bir şekilde bunlarla irtibatlı olanların ortaya çıkarılmasıdır. Diğer konularsa OHAL ile ilgili değil. Zaten normal olarak bu söylediğimiz konular, yapısal değişikliklerin konusu. Türkiye’de kamu yönetiminin daha iyi işlemesiyle ilgili konulardır. Bunlar müzakere edilir.”

– “Pratik olarak daha çabuk hareket etme imkanı verecek”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Kanun hükmünde kararname içinde ne göreceğiz?” sorusuna karşılık ise Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Öncelikle bu darbe teşebbüsüne katılanlar, bunlara yardımcı olanlar, sadece TSK içerisinde değil, kamu kurum ve kuruluşları içerisinde destek olanlar, bu FETÖ’cü çetenin diğer kurumları, bütün bunlarla ilgili olarak bir kanun hükmünde kararname… Zaten bundan sonra hükümet kanun hükmünde kararnameyi gerek duyduğu takdirde çıkarabilir. Üç aylık bir OHAL uygulandı. İnşallah işlerimizi çabuk bitiririz. Zaten OHAL, bir parantez açılmasıdır. Parantezi kapatırız ve yolumuza devam ederiz. Uzatılabilir de. Zaten bu bir ihtiyaç sonucu ortaya çıkmıştır. Darbeyle mücadele diyorsunuz, darbecileri kamudan temizleyerek hafifletmemiz lazım. Zaten mahkemelere intikal eden hususlar da devam ediyor. Bu, bize pratik olarak daha çabuk hareket etme imkanı verecek.”

“Devlet memurlarının durumlarına” ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, bunlarla ilgili son noktaya gelindiğini söyledi.

Kurtulmuş, “Burada bizim temel meselemiz, kararlılıkla, bir tek kişi bile bunlarla irtibatlıysa bunları bir şekilde tasfiye etmek. Ama kurunun arasında da yaşı yakmamak. Devlet yönetmek, kararlı olmayı gerektirdiği gibi, adaletli olmayı da gerektiriyor. Dolayısıyla burada farklı statüler olabilir.” diye konuştu.

– “Şu anda yargı çok hızlı bir şekilde hareket ediyor”

Bu adamların, bu örgütle irtibatlı olanların, devlet gücünü, kamu gücünü kullanmalarına imkan verilmeyeceğinin altını çizen Kurtulmuş, “Hiç kimse mağdur edilmeyecek. Amacımız insanları tasfiye etmek, dışarıda büyük bir mağdur kitlesi oluşturmak değil. Tam tersine devleti çökertmeye çalışan, Türkiye’yi bir işgal sürecinin içine sokmak isteyen bu örgütün kırıntılarını kamudan temizlemektir. TBMM çalışacak, yasa çıkarma faaliyetimiz devam edecek. Orası ayrı bir sayfadır. Burası ayrı bir sayfadır. OHAL millete karşı değil, devlete, devlet içindeki çetelere karşı ilan edilmiştir.” ifadelerine yer verdi.

Numan Kurtulmuş, “Yargılanmanın hızlı olmasına ilişkin bir düzenleme görecek miyiz?” sorusunu, “Şu anda yargı çok hızlı bir şekilde hareket ediyor. Ne gerekiyorsa, OHAL bize o imkanı veriyor. Gözaltı süresinin uzatılması, yargıyla ilgili yeni düzenlemeler, eğer bu işten dolayı, darbe teşebbüsünü önlemekle ilgili gerekiyorsa bunlar zaten hükümete verilmiş olan bir yetkidir.” diyerek yanıtladı.

– “Uzmanlaşma TSK’nın eleman kaynaklarının da çeşitlendirilmesini gerektiriyor”

“Bir daha böyle olayların yaşanmaması için askeri liselerin kapatılıp, üniversiteden sonra profesyonel ordu hayatına ya da ordu yaşamına girmek diye ifade edebiliriz. Bundan yanamısınız?” sorusuna karşılık Kurtulmuş, bunların uzun yıllardır Türkiye’de konuşulan şeyler olduğunu söyledi.

“Uzman ordu” konusunda TSK’nın bir eğilim içerisinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“TSK, kendi planlaması içerisinde çok sayıda insanı ordunun içerisinde barındırmaktan ziyade mümkün olduğu kadar uzmanlaşmış bir orduyu ana hedefine koyuyor. Bu uzmanlaşma TSK’nın eleman kaynaklarının da çeşitlendirilmesini gerektiriyor. Bunların hepsiyle ilgili şahsi kanaatler olabilir. Türkiye’nin ihtiyacı, bir daha hiç kimsenin zihninden, ucundan dahi ‘Bir  darbe yapalım da devlete el koyalım’ diye geçiremeyeceği bir mekanizmasının olması. Bizim siyasi restorasyon sürecimizin ana fikri, devletin millete açılması, yurttaşların eşit hale getirilmesi ve hiçbir kimsenin devleti ele geçirmek için illegal yollara sapmayacağı, tam demokratik bir Türkiye’nin inşası olmalıdır.”

“OHAL kararına HDP ve CHP’den eleştirilerin” olduğunun hatırlatılması üzerine değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Şimdi bir kere tam tersine. Burada Meclisin çalışılması bir şekilde askıya alınmış değildir. Meclis zaten rutin işlerine devam edecektir. Belki temmuz ayı yetmeyecek, ağustos ayında da çalışacaktır. Burada bir kere yanlış anlama var, yanlış anlatma var. Bu olağanüstü halle ilgili yetkiler, tekraren söylüyorum, bu darbe teşebbüsü, Türkiye’nin işgal tehdidinden, Türkiye’nin kurtarılması için etkin ve hızlı bir şekilde karar alabilmek için gerekli hususlardır. Burada CHP’li arkadaşlarımız rahat olsunlar. Meclisten ya da CHP’den herhangi bir şey kaçırıyor değiliz ama Meclis görüşmelerini kendileri de biliyorlar. Usul tartışmalarıyla, grup tartışmalarıyla Meclis işgal ediliyor. Meclisin vakti, gündemi öldürülüyor. Şimdi Meclis çok efektif çalışmıyor. Şimdi böylesine acil karar almamız gereken bir pozisyonda evet, şu anda darbe tehdidi bir türlü bertaraf edildi ama hepten ortadan kaldırılmadı. Bütün bunlarla ilgili olarak gerektiğinde çok hızlı karar alıp, bugün karar alıp bugün bitirmemiz gereken işler olabilir. Bunlarla ilgili kanun hükmünde kararname yetkisi, olağanüstü hal çerçevesinde verilmiş olan bir yetkidir. OHAL, Meclisi ortadan kaldırmış değildir. Meclis daha çalışmasına devam edecek, normal konularına devam edecektir.

Ama şunu da CHP’li arkadaşlarımız bir kez daha görsünler. Eğer bu çete, 15 Temmuz akşamı muzaffer olsaydı, bugün ne CHP ne AK Parti kalacaktı, ne başka partiler ne Meclis ne usul tartışmaları ne yasa çalışmaları kalacaktı. Dolayısıyla burada çok şiddetli bir dalgayı savuşturduk.”

– “Uyanık olmak zorundayız”

Kurtulmuş, “Tehlikenin devam ettiği” şeklindeki ifadesi hatırlatılarak, “Bundan kastınız nedir? Tehlike bitmedi derken yeni bir kalkışma daha olabilir diye mi söylüyorsunuz?” şeklindeki soru üzerine, “Üç, beş tane çapulcu bir araya gelerek, ‘Biz haydi darbe yapalım’ diye hazırlanmadı. Eğer başarılı olsalardı ne yapacaklarıyla ilgili talimatname ortaya çıktı. Belki de sadece 15 Temmuz akşamının hazırlığı haftalar, aylar sürmüş. Şu anda ele geçirilenler, TSK mensupları içerisinde, asker üniforması içerisindeki bu cinayet çetesinin elemanlarının bir kısmı yakalanmış ama muhtemeldir ki hala bir kısmının dışarıda olduğu, hala bir kısmının yakalanamadığı daha da önemlisi bunların sivil ayaklarının da tamamıyla ortaya çıkarılmamış olduğu mümkündür. Uyanık olmak zorundayız.” şeklinde konuştu.

CHP’nin İstanbul’da demokrasiyi korumak için bir miting yapacağını hatırlatan Kurtulmuş, “Burada parti bayrakları olmadan bir Türkiye mitingi olarak bu tür mitinglerin olması lazım.” dedi.

“CHP mitingine, AK Parti’den katılımın olup olmayacağı” sorusuna karşılık Kurtulmuş, “Evet, olacak. Bu mitingler devam edecek. STK’ların duyarlılığı devam edecek.” diye konuştu.