Gündem

' Sokağa Çıkan Vatandaşlar Sağ Duyulu Hareket Etmelidir '

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sokağa çıkan vatandaşlardan sağ duyulu hareket etmelerini, taşkınlık yapmamalarını özellikle istirham ediyorum. Bütün siyasi partiler darbeye karşı ortak tavır sergilediğine göre ve bu demokrasi ideali hepimizin ortak ideali olduğuna göre provokatif eylemlerden özenle kaçınılması gerekiyor.” dedi. 

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında, herkesin demokrasi paydasında birleşmek zorunda olduğunu belirtti. 

Çocuklara yaşanacak bir Türkiye bırakmak zorunda olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, bunun tek yolunun ise tam demokrasiden geçtiğini vurguladı. 

Kılıçdaroğlu, “Biz çocuklarımıza yaşanacak bir Türkiye bırakmak zorundayız. Bu bizim namus borcumuzdur.” ifadesini kullandı. 

“15 Temmuz Darbesi”nin de birgün tarihinin yazılacağına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “O tarihi yazanlar bir şeyin altını özenle çizecekler. Bütün baskılara rağmen özgürlüğünü korumaya çalışan medya, halkın direnme hakkını kullanması için en önemli unsur olarak ortaya çıktı. Düne kadar medyaya her türlü baskıyı yapanlar medyaya el uzatmak zorunda kaldı. ‘aman bizim sesimiz ol’ diye. Evet bu özgür medya demokrasinin, özgürlüğün sesi oldu, o nedenle medyaya da şükran borçluyuz.” dedi.

Sık sık Türkiye’nin tarihinin en derin krizlerinden birini yaşadığını söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye’de toplumsal barış, ekonomi, eğitim ve hukuk sisteminin sorunlu olduğunu savundu.

Bu alanlardaki sorunların çözülmesi gerekliliğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu sorunların çözüm yolunun ise özgürce tartışmaktan, uygar dünyayı izlemekten geçtiğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, “En iyisini ben yaparım” dendiği andan itibaren en tehlikeli yönetim sorununun da ortaya koyulacağını bildirdi. 

– “Türkiye neden bu sorunları yaşadı?” 

“Türkiye neden bu sorunları yaşadı?” sorusunu gündeme getiren Kılıçdaroğlu, devlet denilen kavramın ise herkes tarafından çok iyi anlanması gerektiğine işaret etti.

Kılıçdaroğlu, “Devlet dediğimiz kavram ahlak ve liyakat üzerine inşa edilir. Örneğin, bakan olmak için tek şart var, ilkokul diploması lazım. Ama devlette şef olabilmek için 4 yıllık üniversite mezunu olmanız lazım. Eğer siyaset devleti bilmez, ‘ben istediğimi dayatırım’ derse liyakat sistemini çökertirse, bu iş baştan yok olur. Türkiye’nin 14 yılda geldiği nokta budur, liyakat sisteminin çökmesidir.” dedi.

Devlet yönetiminde, kin, öfke ve önyargı olmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, devlet yönetiminde sağduyulu, bilgili ve birikimli olmak gerektiğinin altını çizdi.

Devlet yönetiminin şirket yönetimine benzemeyeceğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, devletin her vatandaşın sesine kulak vermesi ve herkese eşit mesafede olması gerekliliğini anlattı.

Liyakat sisteminin temelinde KPSS olduğunu ve bu sınavı da Bülent Ecevit’in getirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Batılı ülkelerden örnekler verdi.

Kılıçdaroğlu, “Bu aynı zamanda bizim inancımızın da gereğidir, ‘işi ehline vereceksiniz.’ Hem inançlıyım hem liyakat sistemine uymayacağım dediğiniz anda kimse kusura bakmasın o kişi inançlı değildir. Liyakat sistemi aynı zamanda bir olgunluk göstergesidir.” diye konuştu.

Liyakat sisteminin nasıl alt üst edildiğine dair tipik bir örnek vereceğini belirten Kılıçdaroğlu, 43 yaşında bir Anayasa Mahkemesi üyesinin, 6 yıl önce raportörken önce bir yere müsteşar yardımcısı yapıldığını 3-4 gün sonrada yüksek mahkeme yedek üyeliğine atandığını bildirdi.

Bu kişinin şu anda Anayasa Mahkemesi Başkanvekili olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili 6 yıl önce yaptığı uyarıyı kağıttan tekrar okudu.

Kılıçdaroğlu, 6 yıl önce “Bu Sayın Üye, eğer onur ve ayıp denen iki kavramı biliyorsa görevinden derhal çekilmek zorundadır.” dediğini aktardı.

– “Siz eri ve erbaşı linç edemezsiniz”

Bir darbe girişimi olduğunu ve hep beraber karşı çıktıklarına işaret eden Kılıçdaroğlu, “TBMM’de, Meclis Başkanı ve artık dört siyasi partinin genel başkanları ortak bir metin imzaladılar. Biz buna ‘demokrasi manifestosu’ diyoruz ve bu bildiriye sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu bildiren en ufak bir sapmayı da kamuoyuyla paylaşacağız. Parlamenter demokratik sistemimize hep sahip çıkacağız” ifadesini kullandı. 

Devletin adaletle yönetilmesi gerektiğini ve darbeyi yapanların hukuk içinde kalınarak yargılamaları gerekliliğini vurgulayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Az önce Sayın Başbakanla görüşürken, emir alan askerler var, er ve erbaşlar. Askerlik yapanlar çok iyi bilir, komutan emir verir siz karşı çıkamazsınız, gereğini yapmak zorundasınız. Talimat verilmiş, dışarı çıkmışlar. Siz eri ve erbaşı linç edemezsiniz, öldüremezsiniz, ne günahı var çocukların. O çocuklarımızı biz ellerine kına yakarak askere gönderiyoruz. Bırakıyorsun rütbelileri, gariban askeri linç ediyorsun. Darbecilerden ne farkı var onların? Böyle bir şey yok. Yazıktır, günahtır. Arkadaşlara talimat verdim, kesinlikle bu aileleri bulun, bu ailelere sahip çıkacağız. Sayın Başbakandan istirham ettim, ‘linç girişimine katılanlara kesinlikle izin vermeyin, yakalayın ve onları da adaletin önlerine çıkarın.’ Ayrıca bir şeyden de özenle kaçınmamız lazım, ordu düşmanlığı. Orduya biz ‘Peygamber ocağı’ diyoruz. Bir grup cuntacı orada var diye bütün bir orduyu hedef tahtasına koymak asla doğru değil. Türkiye’nin bulunduğu bölgeyi hepimiz çok iyi biliyoruz. Eğer Türkiye’nin bu bölgede gücü olacaksa, ancak güçlü bir orduyla olur. Ordumuzu da polisimize de sahip çıkacağız. Bu bağlamda hepimizin sağduyulu hareket etmesi lazım, özellikle ülkeyi yönetenler. Kışkırtıcı beyanlardan özellikle kaçınılması lazım. Birisi kalkıp ‘vatandaşa silah vereceğiz’ diyor. Ne demek bu? Olur mu öyle şey arkadaş? Biz kendi ülkemizin güvenliğini sağlayamıyor muyuz? Demokrasi içinde, hukuk içinde kalarak kararlar almalıyız.” 

– “Asıl üzerinde durmamız gereken nokta, özeleştiri…”

Kılıçdaroğlu, sorunların hukuk içerisinde çözülmesi durumunda Türkiye’nin dünyadaki itibarının da artacağını bildirdi.

Yaraların henüz çok sıcak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Sokağa çıkan vatandaşlardan sağ duyulu hareket etmelerini, taşkınlık yapmamalarını özellikle istirham ediyorum. Bütün siyasi partiler darbeye karşı ortak tavır sergilediğine göre ve bu demokrasi ideali hepimizin ortak ideali olduğuna göre provokatif eylemlerden özenle kaçınılması gerekiyor. Birileri provokasyon yapabilir, Sayın Başbakan’a da söyledim. Geçen bir video izledim, elinde silah birisi, ‘şunları şunları öldüreceğiz’ diye yola çıkıyor. Bu bir provokasyon. Ama sizin göreviniz, o provokasyonu yapan adamı da bulup adalete teslim etmek. Çünkü onlar çok daha büyük felakete yol açar. Asıl üzerinde durmamız gereken nokta, özeleştiri. Bütün siyasi partilerin oturup samimi bir özeleştiri yapması gerekiyor. ‘Ne oldu da Türkiye bu noktaya adım adım geldi.’ ‘Yanlışlar neydi ve o yanlışlardaki ısrar neydi?’ Samimi bir özeleştiriye ihtiyacımız var. Bunu da bekliyoruz.”

Kılıçdaroğlu’na, konuşmasının ardından salonda bulunan bir kadın grubu çiçek verdi. Kadınlardan biri de kürsüden şiir okudu.  

Kamupersoneli.net / AA