Ankara Asliye Ceza Mahkemesine açılan dava dilekçesinde, İstanbul’da bir iftar yemeğindeki sohbet esnasında Kahraman’ın kendisiyle ilgili bir ifade kullandığını iddia eden Akşener’in, Kahraman’ın şahsını hedef alarak, şahsiyet haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu kaydedildi.
Kahraman’ın dini ve insani değerlerine saldırıda bulunduğu ifade edilen dilekçede, şu sözlere yer verildi:
“Bu söz ve değerlendirmeler, bir siyasetçinin diğer bir siyasetçi için söyleyeceği sözler olarak kabul edilemez. Bu sözlerin eleştiri olmadığı, düşünce açıklaması düzeyinde bulunmadığı, açıkça hakaret ve aşağılama, küçük düşürme amacı taşıdığı görülecektir. Bu dil, siyasi eleştiri sınırını da aşacak bir düzeydedir. Açıklanan ilkeler gözetilmeden, eleştiri görüntüsü verilerek kendi siyasi kimliğini ve müvekkilimin konumunu dayanak yapmak suretiyle, nasıl olsa bu sözlerin, bir siyasinin diğer bir siyasiye söylediği sözler olarak kabul edileceğinden hareketle, hakarete varan değerlendirmelerde bulunulması ne eleştiri olarak ne de düşünce açıklaması olarak nitelenir. Zaten davalı da bunun bilincindedir. Amacı, müvekkilime hakaret etmenin yanında, içinde bulunduğu siyasi ortamdaki konumunu korumak çabasıdır.”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dilekçede, TBMM Başkanının avukatı Samet Can Olgaç, Meral Akşener’den 50 bin lira manevi tazminat talep edildiğini ve hakkında ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.
Kamupersoneli.net – ANKARA
