Politika

“İttifak dinamik bir süreçtir”

ANKARA (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “İttifak dinamik bir süreçtir ve sonuç 31 Mart gecesi en yüksek başarının alınmasıdır.” dedi.

Çelik, TRT Haber özel yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhur İttifakı kapsamında seçime gidilecek il sayısının genişletilmesi konusuna değinen Çelik, çalışmaların birkaç yöntemle sürdürüldüğünü belirtti.

Çelik, hem AK Parti’nin hem de MHP’nin anket yaptırdığını belirterek, “Bir ilde, ittifakın iki unsurundan birisinin adayının daha öne çıktığı ve ittifakın daha başarılı kılınabileceği bir modele doğru gidilmesi yönünde bir ihtiyaç varsa bu şekilde bir revizyon söz konusu olabilir diye en başta söylemiştik.” diye konuştu.

MKYK üyelerinin illerde yaptığı çalışmaları genel merkeze ilettiklerini söyleyen Çelik, şunları kaydetti:

“İlk aşamada Muğla ve Aydın gibi iller kararlaştırılmıştı. Yeni durumla ilgili görüşme trafiği halen devam ediyor ve son nokta koyulmuş değil. Çeşitli illerde süreç takip edilecek ve yapılacak çalışma nedir, nerelere destek vermek gerekir, neresi iyi gidiyor, bununla ilgili dinamik bir süreç devam ediyor. Şu anda şöyle bir tablo ortaya çıktı diyebilecek bir durumda değiliz.”

– “İttifak dinamik bir süreçtir”

Ömer Çelik, ittifakın yürütülmesi hususunda AK Parti ve MHP genel merkezleri dışında yerelde de formüller üretildiğini ve bu durumun iki parti arasında paylaşıldığını ifade etti.

Cumhur İttifakı kapsamında seçime girecek illerin sayısı ile ilgili görüşmelere değinen Çelik, “Mehmet Özhaseki Bey 20 il ile ilgili bir değerlendirme süreci içerisinde. Sadir Bey ile birlikte bunu konuşuyorlar. İttifak dinamik bir süreçtir ve sonuç 31 Mart gecesi en yüksek başarının alınmasıdır.” diye konuştu.

Ömer Çelik, ortak miting yapılması konusuyla ilgili, “Liderlerin, Ankara ve İstanbul’da ortak miting yapması konusunda yüksek bir irade var. Sonuçta bu husus liderlerin tasarrufundadır. Her iki tarafta da böyle bir arzu ve irade var. Son nokta liderler tarafından konulduğunda o da açıklanmış olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Dikişleri yırtılan bir tablo ile karşı karşıyayız”

Cumhur İttifakı karşısında kurulan ittifakların pozitif bir ajandanın neticesi değil, negatif bir reaksiyonun neticesi olduğunu ifade eden Çelik “Karşı taraf açısından ortaya çıkan tek tablo, sadece burada var olana karşı olmak şeklinde. Dolayısıyla ajandalar birbirine uyumlu değil. Birbirine zıt yönlerde bakan vektörleri bir araya getirmeye çalışan ve o sebeple de her aşamada dikişleri yırtılan bir tablo ile karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.

– Askeri helikopter kazası

İstanbul Sancaktepe’de düşen askeri helikopterle ilgili sabotaj ihtimalinin olup olmadığının sorulması üzerine Çelik, her kazada spekülasyonlar olabildiğini ve soruşturmaların üç aşamada devam ettiğini vurguladı.

Çelik, kaza ile ilgili adli ve idari soruşturmaların yanı sıra Genelkurmay Başkanlığının kendi soruşturmasını yürüttüğünü vurgulayarak, “Son yıllarda meydana gelen kazalarda gerçekten kapsamlı, her açıdan tatmin edici ve spekülasyonlara kapıyı kapatan bir tablo ortaya çıktı. Bu değerlendirilecektir. Bir kere daha şehitlerimize rahmet diliyorum. Netice itibarıyla soruşturmayı beklememiz lazım.” şeklinde konuştu.

– Soçi zirvesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’ya yapacağı ziyareti de değerlendiren Çelik, Soçi’de yapılacak zirvenin, görüşme trafiğinin sağlıklı ilerlediğine kanıt olduğuna değindi.

Çelik, dünyanın, geleneksel sorun çözme metotlarının büyük zafiyet içerisine girdiği bir tablo ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin Rusya ve İran’la dünyanın en büyük sorununu çözmek için yürüttüğü Astana sürecinin, büyük bir başarı olduğunun altını çizmek lazım. Bu sağlıklı diyalog ve görüşme trafiğinin aynı zamanda sayın Putin ve Ruhani ile belli aralıklarla sürmesi de büyük bir başarı örneğidir.”

Amerika’nın Suriye’den çekilme kararı açıklamasının ardından yeni bir tablonun ortaya çıktığını aktaran Çelik, “Burada doğacak boşluktan herhangi bir şekilde rejimin bunu istismar etmemesi için ve teröristlerin yeni bir oluşum içine girmemesi için Türkiye ile Rusya arasındaki görüşmeler önemlidir.” dedi.

Ömer Çelik, Amerika’nın Suriye’den çekilme konusunda ortaya koyduğu tavrın terör gruplarının lehine olduğunu ve Ortadoğu’yu daha fazla kaosa sokacak bir tablo ortaya çıkardığını kaydetti.

– ABD’nin Uluslararası Orta Doğu zirvesi planı

Amerika’nın, Polonya’da yapmayı planladığı ve İran’ın bölgedeki faaliyetlerinin ele alınacağı Uluslararası Orta Doğu zirvesi ile ilgili değerlendirmede bulunan Çelik, İran’ın bu bölgedeki yayılmacılığına karşı bir zirve yapıldığını dile getirdi.

Çelik, birçok ülkenin zirveye gözlemci düzeyinde katılacağına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Bunun bir defa ajandası yanlış. Siz belli ülkeleri örgütleyerek ‘İran’a karşı ne yapabiliriz’ dediğinizde, Türkiye’nin komşusu olan bir ülkeye karşı dünyayı örgütlemek ne işe yarar. Bu yaklaşım diplomatik ve rasyonel bir yaklaşım olmuyor, ideolojik bir yaklaşım oluyor. Şu anda İran’a karşı yapılan da Venezuela’ya karşı yapılan da tamamen ideolojik bir yaklaşımdır. İran’la sorunları vardır ve bu sorunları çözmenin yolu, İran’la oturup masada konuşmaktır.”

– Kemal Öksüz’ün ABD’de yargılanması

Ömer Çelik, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi Kemal Öksüz’ün ABD’de hakim karşısına çıkmasına ilişkin, cezanın niceliği ve niteliği bağlamında tatmin edici olmadığını anlattı.

Öksüz’ün yargılanmasının terör örgütü üyeliği üzerinden yapılmadığına dikkati çeken Çelik, “FETÖ’nün bir mensubu olarak yürüttüğü faaliyetler üzerinden bir yargılama yapılmıyor. Esas olan bunun adının konmasıdır.” şeklinde konuştu.

Çelik, Türkiye’nin müttefiki konumundaki ABD’nin bu tutumunun hayal kırıklığı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Bundan kaygı da duyuyoruz. PKK ile ilgili Avrupalı dostlarımızı uyarmıştık. ‘Bakın başınıza bir iş gelir’ demiştik şimdi yavaş yavaş bu işler gelmeye başladı. Kara para aklamaktan başka işlere kadar herkes neler yaptıklarını biliyor. Bu terör örgütleri, o ülkelerde hayatta kalmak için daha dikkatli davranıyor ama bu ülkelerde onların terör örgütü olduğunu biliyor. ABD açısından da terörde çifte standart olmaması gerekir. DAEŞ ve PKK ne ise FETÖ de aynı şeydir. Dolayısıyla bu muamelenin yapılması lazım.”