Kamu Personelleri

Çevre ve Şehircilik Bakanı: " En Zeki Çocuklarımızı Seçtiler ! Mahvettiler Yavrularımızı"

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “2,5 sene öncesine kadar hepimizde uyandırdıkları intiba şuydu; Bunlar güzel insanlar, hizmet de ediyorlar. 17-25’te gördük ki bunlar farklı iş peşindeler. Sonra 15 Temmuz’da gördük ki o gülen yüzler, badem bıyıklar bir anda canavara dönüştü.” dedi. 

Özhaseki, Sabah Gazetesi tarafından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKKM) düzenlenen “2. Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı”nda yaptığı konuşmada, günümüzde şehirlerin yarıştığını, çağın ruhunu okuyabilenlerin rekabette öne çıktığını söyledi.

Halihazırdaki şehirlere baktığında 2 noktada fikri sabit hale geldiğini ifade eden Özhaseki, “Bir, genel itibariyle sağlıksız yapılara ve şehirlere sahibiz ve bu noktada bizim çok hızlı hareket etmemiz gerekiyor. 1999’dan sonra çıkan yönetmelik binaları biraz daha sağlam hale getirdi. İnşallah herkes şartlara uymuştur ve bu binalar depreme karşı dayanıklıdır. Öncekilerde kocaman bir soru işareti var. Genelde hepimizde hakim olan fikir, 99’dan önce yapılan binaların bir kez daha gözden geçirilmesi.” diye konuştu. 

Özhaseki, bu binalarla ilgili değişik rakamların verildiğine işaret ederek, “5,5-6,5 milyon gibi rakamlar veriliyor. 20 milyon yapı stoğu içerisinde 5 milyon yapı 1999’dan sonra yapıldıysa, 99’dan önce yapılan 15 milyonun en az yüzde 50’si risk taşıyor. Bunların büyük çoğu da Marmara Bölgesi’nde, İstanbul ve çevresinde. Bir daire çizin, elbetteki bu daire içerisinde Bursa geniş ve bizim tedbirli olmamız, ne yapacağımıza karar verip çok hızlı hareket etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

– “Arabesk yapı var ve her telden çalıyor”

Şehirlerin insanların inançları ve kültürlerinden izler taşıdığını anlatan Özhaseki, şöyle devam etti:

“Şimdi geri çekilip bizim şehirlerimize bir bakın. Kimler yaşıyor bu şehirlerde? Hangi millet ve medeniyetin temsilcileri yaşıyor? İstisnalar olabilir ancak genel itibariyle baktığınız zaman resmen bir arabesk yapı var ve her telden çalıyor. Şurada 15 katlı bir bina, yanında modern bir bina, yanında bir tamirhane, onun yanında bir yıkamacı, 3 tane gecekondu. Bu neye benziyor? Bunlar bizim dertlerimiz. Niye diyeceksiniz peki? Şundan dolayı, bizde planlama çok geç. Birçok Avrupa kentinde 350-400 yıl öncesine dayanan planlamalar var.”

Bakan Özhaseki, şehirlerdeki diğer büyük sıkıntının yaşanan göç dalgaları olduğunu belirterek, göçler neticesinde şehirlerde karmaşa yaşandığını dile getirdi.

– “Hızlı davranmıyoruz ve geç kalıyoruz”

Türkiye’nin aynı zamanda bir deprem ülkesi olduğuna da değinen Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu konuda atılan en ciddi adım Sayın Cumhurbaşkanımızın 2012 yılında çıkarmış olduğu kentsel dönüşümle ilgili yasalar. Bütün bu tehlikeleri gördüğü için müthiş bir ufuk ortaya koyarak bu konuyu hızlandırmak istiyor. Geldiğimiz noktada bu yasaya uygun olarak yapılan çalışmaların hepsinde 3 milyon 100 bin kişiyi ilgilendiren bir yapı değişimiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ama en fazla 3 milyon kişiyi ilgilendirecek bir dönüşüm yapabiliyoruz. Halbuki 25-30 milyonu ilgilendirecek bir yapı stokunun değişmesi gerektiğini ifade ediyoruz. O zaman demek ki bu işte hızlı davranmıyoruz ve geç kalıyoruz. Fay hatları yerinde duruyor ve gittikçe açıklıklar da büyüyor. Tehlike yaklaşıyor ama biz bu konuda ne yazık ki çok hızlı adım atamıyoruz.”  

– “Doğru olan adaletli bir şekilde bu rantı dağıtmak”

Özhaseki, ülke genelinde, çoğunlukla da İstanbul’da kötü bir anlayış olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Dönüşüm yapacağız burada yoğunluk 3, yoğunluğu 6 verin işi bitirelim’. Verelim kurban olsun, altı üstü bir imzadan ibaret ama yarını var bu işin günahtır, yazıktır. İstanbul için söylüyorum, yapı stoğunu arttırdık. Nüfusu 15 milyondan 20 milyona çıkaracağız. Nasıl olacak bu iş? O kadar binaya ihtiyaç var mı? Nasıl olacak bu iş? Bir taraftan böyle bir mantık var, diğer taraftan da şöyle bir akım başladı. ‘Efendim bu iş rantsal dönüşüme dönüşmesin.’ Kardeşim ranta da bu kadar küfür etmeyin, rant olmadan hayat olmaz. Ama doğru olan adaletli bir şekilde bu rantı dağıtmak.”  

Bakanlık olarak yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Özhaseki, Belediyeler Yasası’nı hazırladıklarını, bunun içerisinde belediyelerin gelirlerini arttırıcı tedbirler bulunduğunu dile getirdi. Yasada yaşanan imar sıkıntılarını çözecek tedbirlerin bulunduğunu anlatan Özhaseki, 2017 yılı içerisinde bu yasanın çıkmasını umduklarını bildirdi.

– “Buraların artık yeşil alan olması esas”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın askeri alanların yeşil alana dönüşme konusunda talimatı olduğunu hatırlatan Özhaseki, “Çok doğru ve herkes bunu bekliyor. Biz de öyle yapacağız zaten. Bu askeri alanlar zamanında şehirlere kurulmuş, zamanla şehirler büyüdükçe bu askeri alanları içine almış ve yutmuş. Kendi şehrimde bile hastanenin yanında acemi birliği var. Akşama kadar atış yapılıyor ve hastanenin içerisine mermiler düşüyor. Buraların artık yeşil alan olması esas. Şuanda zaten biz çalışma yapıyoruz. Bütün belediye başkanları aranmıştır. Tapu kadastrodan dolayı zaten askeri alanların tapusu bizde. ‘Buranın ne olmasını istiyorsunuz, vatandaş ne istiyor?’ diye soruyoruz.” ifadelerini kullandı.

Özhaseki, gayrimenkul sertifikası ve imar hakkı transferi ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini, bunların eksik yönlerini tamamlayarak, inşaat sektöründe ve kentsel dönüşümde çok ciddi bir argüman olarak ortaya koymayı hedeflediklerini vurguladı.

– “Özgün bir mimari tarz geliştirmeye çalışıyoruz”

Yeni bir çalışma hazırladıklarını belirten Mehmet Özhaseki, şu bilgileri verdi:

“Bu çalışmada kendimize özgün bir mimari tarz geliştirmeye çalışıyoruz. Mahalle kültürü oluşturmaya çalışıyoruz. Enerjiyi en tasarruflu şekilde kullanmaya gayret ediyoruz. Yağmur suyunun bir damlasını bile dışarı atmayacak şekilde bir proje yapmaya gayret ediyoruz. Isı ve yalıtım gibi konularda çok daha titiz bir çalışma yapıyoruz. Dışarıya en az atık attığımız, o atığı da dönüştürebildiğimiz bir sistemi geliştirmeye çalışıyoruz. İnsanın çevreyle dost olarak yaşayabildiği bir mekan fikrini geliştirmeye çalışıyoruz. Şikayet ettiğimiz konularda örnek olamaya çalışıyoruz. Bu da bakanlığımızın bir çalışması olarak önümüzde duruyor.” 

AK Parti’nin 14 yıllık iktidarı döneminde birçok zorluğun üstesinden geldiğini hatırlatan Özhaseki, “Bu zorluklar içerisinde Allah’a hamd olsun, AK Parti iktidarı 2 ana noktada çok başarılı oldu. Bir, hükumet etme noktasında aklınıza gelen her alanda geçmiş hükümetlerle kıyasladığınız zaman başarılıyız. Ekonomide, ulaşımda, sağlıkta, eğitimde başarılıyız. Sonra Türkiye’nin başının belası vesayet rejimi vardı. Acılı da olsa sancılı da olsa vesayet rejimi bitti.” dedi.

– “Gülen yüzler, badem bıyıklar bir anda canavara dönüştü”

Özhaseki, 5 Temmuz darbe girişimine de değinerek şöyle konuştu:

“2,5 sene öncesine kadar hepimizde uyandırdıkları intiba şuydu; ‘Bunlar güzel insanlar, hizmet de ediyorlar. Bak ne güzel 170 ülkede okul açmışlar kara kara çocuklar Türk bayrağının önünde İstiklal Marşı okuyorlar.’ Şahsen duygulanıyoruz. Bir de biz gidince bana Gesi Bağları’nı okuyorlardı, ne biçim oluyordum. Bırakın kendi milletimiz içindeki etnik ve mezhepsel ayrılıkları, dinler arası diyalog. Müslümanlığı bırakın bir yana, Hristiyanlığa bile diyalog onlarla bile hoşgörü. Bu kadar güzelliğe kim desin can kurban. Fakat 17-25’te gördük ki bunlar farklı iş peşindeler. Sonra 15 Temmuz’da gördük ki o gülen yüzler, badem bıyıklar bir anda canavara dönüştü.”

– “(Himmet) dese yan yan bakıyorum”

“Şimdi ‘Hizmet’ dese birisi ters ters bakıyorum. ‘Himmet’ dese yan yan bakıyorum. Kurban dese ‘Git şurdan’ diyorum. ‘Cemaat’ diyor, ‘Ne cemaati kardeşim’ diyecek hale getirdiler bizi.” diyen Özhaseki, şunları kaydetti:

“Bildiğimiz ne kadar güzel şey varsa canına okudular bitirdiler. En zeki çocuklarımızı seçtiler mahvettiler yavruları. En saf ve cömert zenginlerini seçtiler paralarını mahvettiler. Amerika’larda seçim kampanyalarını üstlenmeye devam ediyorlar. En zeki çocuklarımızı seç, en zengin adamlarımızın paralarını al ve sonra tüm dini duygularımızı sömür ve ortaya çık. Böyle bir çirkin yapı ve buna alet olan bir sürü adam.”

15 Temmuz darbe girişiminin başarıyla atlatıldığını vurgulayan Özhaseki, “Allah’a hamd olsun, önce bu milletin büyüklüğü, sonra da liderimizin sayesinde ayakta kaldık. Allah korusun onlar başarılı olsa Türk milleti diye bir millet kalır mıydı bilmiyorum.” dedi. 

Özhaseki, darbe girişimi sonrası kamuda 60 binden fazla kişinin işten çıkarıldığını hatırlatarak, mağduriyetlerin yaşanmaması için oldukça hassas çalıştıklarını sözlerine ekledi.

KAMUPERSONELİ.NET – AA