Kamu Personelleri

Kamudan Yeni İhraçlar ve Göreve İadeler için KHK Yolda

 Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, başkanlık sistemini içeren düzenlemelerin müzakeresinin bütçe görüşmelerinden sonra yapılmasının daha mantıklı olacağını düşündüklerini, aralık ayı sonu, ocak ayı başı gibi TBMM gündemine gelebileceğini belirterek, “MHP eğer böyle bir düzenlemeye ‘biz destek vereceğiz’ diye taahhütte bulunmuşsa ki Sayın Bahçeli’nin konuşması o anlama geliyor, MHP bunu aynen uygular. Meclisteki oylama ve müzakerelerde tam desteği verir. Bizden herhangi bir fire olmaz. Dolayısıyla referandum sınırı olan 330’u rahatlıkla aşabilecek bir çoğunluğu Mecliste elde eder.” dedi.


Canikli, Bloomberg HT kanalının canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Türkiye’de başkanlık sistemine yönelik tartışmaların TBMM gündemine ne zaman geleceğine yönelik soruyu yanıtlayan Canikli, “Başkanlık sistemini içeren düzenlemelerin müzakeresinin bütçe görüşmelerinden sonra yapılmasının daha mantıklı olacağını düşünüyoruz. Aralık sonu, ocak aşı başı gibi gelmesi muhtemeldir. Bu süreç içerisinde takvimde her zaman değişiklik olabilir ama şu an itibarıyla görünen, tahmin edilen bir zaman dilimi içerisinde ocak ayı içerisinde gelebileceğini söylemek yanlış olmaz.” ifadelerini kullandı.

Nurettin Canikli, başkanlık sistemi konusunda MHP’den destek beklentisinin sorulması üzerine, “MHP, eğer ‘destek olacağız’ demişse kesinlikle destek olur, fire olmaz ya da çok minimum seviyede olur. Oylama yöntemi ve Meclisin yapısı itibarıyla ‘sıfır fire olmaz’ demek mümkün değil. MHP eğer böyle bir düzenlemeye ‘biz destek vereceğiz’ diye taahhütte bulunmuşsa ki Sayın Bahçeli’nin konuşması o anlama geliyor, MHP bunu aynen uygular. Meclisteki oylama ve müzakerelerde tam desteği verir. Bizden herhangi bir fire olmaz. Dolayısıyla referandum sınırı olan 330’u rahatlıkla aşabilecek bir çoğunluğu Mecliste elde eder. Bunda herhangi bir sorun görmüyoruz.” diye konuştu. 

Başkanlık sistemine yönelik referandumun bahar aylarında yapılacağına yönelik açıklamaların anımsatılması üzerine de Canikli, “Kış şartlarında zaten seçim ya da referandum oylamalarının zor olduğunu biliyoruz. İradenin sandığa yansıma noktasında bazı eksikliklerin, sıkıntıların yaşandığını biliyoruz. Kışın şartlarının geçmesi daha arzu edilir. Nisan, mayıs uygun tarihler olarak değerlendirmek mümkün.” dedi.

– “MHP ile önceden hiçbir temas olmadı”

Başbakan Yardımcısı Canikli, CHP’nin başkanlık sistemi konusundaki açıklamaları nedeniyle MHP’ye yönelik eleştirilerin hatırlatılarak, “Daha öncesinde AK Parti ile MHP arasında bir temas mı gerçekleşti?” sorusuna karşılık, “Hayır, hiçbir temas, hiçbir görüşme olmadı.” yanıtını verdi.

Canikli, “CHP’nin eleştirilerine zaten MHP son derece mantıklı, doyurucu, ilkeli cevaplar veriyor. O konuda müdahale ya da destekte bulunmamıza gerek yok. Bundan önce hiçbir görüşme olmadı.” ifadelerini de kullandı.

Türkiye’deki yönetim sisteminin klasik tanımlara uymadığını, anayasadaki sisteminin ne başkanlık ne de tam parlamenter sistem olduğunu ifade eden Canikli, “Devekuşu diyebileceğimiz, ne deve, ne kuş… Sayın Bahçeli bunun netleştirilmesini istiyor. Yoksa fiilen aslında anayasada yer almamasına rağmen, anayasaya aykırı bir şekilde başkanlık sistemi defakto olarak uygulanıyor diye bir şey söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanı’mız bu yetkilerini anayasadan alıyor, hepsini istisnasız. Anayasadan alınmayan bir yetkinin kullanılmasını söz konusu değil ama şu andaki sistem çatışma potansiyeli taşıyan bir sistemdir. Şu anda problem yok. Çünkü hem cumhurbaşkanı hem başbakan aynı siyasi hareketin bir parçası, aynı yapıdan geliyorlar, bir uyum söz konusu ama her zaman böyle olmayabilir.” değerlendirmelerinde bulundu.

AK Parti’nin gündeminde erken seçim bulunmadığını vurgulayan Canikli, başkanlık sistemine yönelik referandumun millet tarafından onaylanmasıyla bu sistemin ne zaman uygulanacağının da kararlaştırılacağını anlattı. Canikli, “Sisteme uygun seçimler yapılabilir, bir model olabilir. İkincisi de seçilmiş olan Cumhurbaşkanı’mız seçim dönemine kadar bu yetkilerle ya da donatılmış yetkilerle de devam edebilir. Anayasa değişikliği yapıyoruz, bütün bunların hepsi mümkün.” diye konuştu.

Nurettin Canikli, bu konuların üzerinde henüz mutabakata varılmadığını da bildirdi.

– “Mağduriyet falan söz konusu değil”

Canikli, olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelere (KHK) ilişkin bir soruyu yanıtlarken, yeni bir KHK’nın hazırlandığını ve çalışmalara bugün devam edeceklerini bildirdi. 

İstihbaratın yeniden yapılandırılması konusundaki çalışmalara yönelik soru üzerine Canikli, “İstihbaratın yeniden yapılandırılması noktasında ayrıntıya girmem söz konusu değil, çalışmaları bir noktaya getirdik. Bu çıkacak olan KHK’ya yetişip yetişmeyeceğini bilmiyorum. Gerçekten etkili, verimli, görevini içeride ve dışarıda layıkıyla yapan bir istihbarat mekanizmasını kurmamız gerekiyor. Onun için de değerlendirme, istişare süreci biraz zaman alabilir, alıyor zaten. Çok yoğun çalışıyoruz, dünyadaki bütün örnekleri inceliyoruz, uygulamalara bakıyoruz. Türkiye’nin bu konuda sıkıntı yaşadığı, istihbarat zafiyetinin olduğu dönemlerini, sorunun nereden kaynaklandığını irdeliyoruz.” değerlendirmelerinde bulundu.

Şu anda hazırlanan KHK’nın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kapsamında ihraç edilecekler, görevden alınan personelden görevine iade edilecekler ile kapatılan bazı kurumlardan açılacak olanların listesini de içereceğini bildiren Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşin içinde, en detayında olan biri olarak söylüyorum, mağduriyet falan söz konusu değil. Açığa alınan personel veya kapatılan kurumların çok büyük bölümünün FETÖ mensubiyeti kesin, tartışmasız. Ciddi sayıda itiraz var, hepsini tek tek inceliyoruz. Bu inceleme neticesinde bir kez daha gördük ki yaptığımız çalışma çok isabetli bir çalışma olmuş. Çünkü sonuç itibarıyla FETÖ mensubu olmadığı tespit edilenlerin sayısı ve oranı çok çok düşük. Çok hassasiyetle hareket ediyoruz, birkaç kademeli olarak hepsini analiz ediyoruz.”

Kamudan ihraç edilip itiraz edenlerin durumlarını değerlendirmek üzere yeni komisyonlar oluşturup yeniden inceleme imkanı sağladıklarına işaret eden Canikli, bazı siyasi partilerin yansıttığı gibi bir mağduriyet yaşanmadığını, hataların düzeltildiğini kaydetti. Canikli, “OHAL biterken KHK ile genel bir yetki alacağız. Ne zaman tespit edilirse edilsin, bunların düzeltilmesinin önünü açacak bir yetkiyi idareye vereceğiz. Hata ne zaman tespit edilmişse o düzeltme yapılacak. Bu tür algı oluşturma çabalarını iyi değerlendirmek lazım. Ortada bir yapı, kanlı dehşet bir örgüt var.” şeklinde konuştu.

– “En büyük silahlı güç TSK’dır”

Başbakan Yardımcısı Canikli, “Suriye konusunda Türkiye’nin hassasiyetleri ABD ve Avrupa tarafından dikkate alınıyor mu?” sorusu üzerine, bugün itibarıyla 2-3 ay öncesine göre Türkiye’nin tezlerinin kabul edildiğini görmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Bu konudaki kaygıların dünya ile her zaman paylaşıldığını anımsatan Canikli, artık Türkiye tezlerinin hayata geçirilmesi noktasında herhangi bir direnç olmadığını ifade etti. Bu değişikliğin Türkiye’nin doğrudan arazide olmasından kaynaklandığını vurgulayan Canikli, “Güç bundan geliyor. Bunu yıllardan beri, Sayın Cumhurbaşkanı’mız başta olmak üzere, savunuyorduk ama olmadı. Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra Türkiye artık bütün bu coğrafyada, Ortadoğu ve yakın coğrafyada, bütün olan biten hakkında söyleyecek sözü olan ve dinlenilmesi gereken bir ülkedir. O pozisyondadır şu an itibarıyla. Bunu da sağlayan özellikle bu Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra Suriye’de elde ettiğimiz başarı ve kazanımlardır. Şu anda hem Suriye, hem Irak için en büyük silahlı güç Türkiye, TSK’dır.” diye konuştu.

Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın topraklarına ilişkin bir gayesi olmadığına dikkati çeken Canikli, Türkiye’nin bu ülkelerdeki toprak bütünlüğünün korunmasını istediğini söyledi. Canikli, Türkiye’nin, güvenliği açısından Musul, Suriye ve Irak ile ilgilendiğini belirterek, şunları kaydetti:

“PKK terör örgütünün yuvalandığı yer Irak toprakları. Dolayısıyla bu noktada güvenliğimiz açısından müdahale hakkımız var. Uluslararası hukuk bunu veriyor. Bu noktada Irak yönetiminin ne söyleyip ne söylemediğinin çok fazla önemi yok. Önemli olan bu gerçekler, reel durum. Diplomatik bütün kanallar da kullanılıyor. O güvenlik tehdidi olduğu sürece Irak’ta kalmak, arazide olmak durumundayız. Aynı şey Suriye için de geçerli. Eğer bir karar verilecekse bu coğrafyada Türkiye kesinlikle masadadır, masada olacaktır. Hiç kimse bu aşamadan sonra Türkiye’yi masa dışına itemez, itme imkanı yok. Çünkü biz zaten arazideyiz. Artık en önemli aktörlerden bir tanesidir. Müttefiklerimiz yeni açıklamalarla bunu teyit ediyorlar.”

PYD’nin de PKK’nın yan unsuru olduğunu, Türkiye’nin de bütün terör örgütleriyle mücadele ettiğini dile getiren Canikli, Türkiye’nin sınırlarında kısmen veya tamamen bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğini söyledi. Canikli, arazide bulunduğu için bu mücadelenin artık çok kolay olduğunu da sözlerine ekledi.

KAMUPERSONELİ.NET – AA

Bir Yorum

  1. Elbette ki asıl mağdur hainlerin katlettiği şehit ve gaziler ama şu da göz ardı edilmemelidir ki ihraç edilen kaç memur bunlarin derneklerini sendikalarının ve hatta bank asyanın bunlara ait olduğunu biliyordu 15 temmuza kadar