Kpss

KPSS sorularının sızdırılması davası devam ediyor

KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 230 kişinin “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” suçlarından yargılandığı davada tutuksuz 6 sanığın savunması alındı.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuksuz sanıkların gelmesi üzerine resen duruşma yapılmasına karar verdi.

İddianamede “FETÖ/PDY’nin Ankara bölge mali sorumlusu” olduğu öne sürülen sanık Süleyman Savat, savunmasında, KPSS’ye ne kendisinin ne de birinci, ikinci ve üçüncü derece yakınlarının girdiğini, ailesinde memur bulunmadığını söyledi.

Serbest mali müşavir olduğunu bildiren Savat, sınav sorularının sanıklara dağıtıldığı kaydedilen Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinin Genel Sekreteri, firari sanık Mehmet Hanefi Sözen ile ilişkisi konusunda ise şunları dile getirdi:

“İddianamede kendisiyle bir kez görüştüğüm ifade ediliyor. 2008 itibarıyla Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinin muhasebesinin tutulması amacıyla Galip Demirel ile anlaşma yapmıştık. O zaman Sözen, bu derneğin genel sekreteriydi. Yüz yüze tanıştığımı hatırlamıyorum. Bu iş anlaşmasından kaynaklı bir kez görüşmüş olabilirim.”

Turgut Özal Üniversitesinin mütevelli heyetinde görev yaptığını anlatan Savat, sanıklardan Bülent Sırtaş’ın da mütevelli heyetinde olduğunu, bu sayede tanıştıklarını söyledi.

Sanıklardan Abidin Pişgin’in, üniversitenin hastane müdürü olduğunu belirten Savat, mütevelli heyetinde yer aldığından, onunla görüştüğünü kaydetti.

Savat, 15 farklı bankada hesabı bulunduğunu aktararak, MASAK raporlarına göre, para transferiyle suçlanmadığını ifade etti.

“Suçlamaların asılsız olduğunu” savunan Savat, beraatını istedi.

– Örgüt yöneticiliğiyle suçlanan sanık Yıldızhan’ın savunması

“Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, resmi belgede sahtecilik” suçlaması yöneltilen sanık Yusuf Hayri Yıldızhan da KPSS’ye kendisinin ya da yakının girmediğini söyledi.

Yıldızhan, iddianamede belirtildiğinin aksine, sanık Mehmet Hanifi Sözen’i tanımadığını, görüştüğünü de hatırlamadığını savundu.

Yıldızhan, iddianamede “yabancı şirketlere şüpheli para transferi gerçekleştirdiğine” yer verilen Ramazan Özbakır ile ilgili şunları belirtti:

“Suçlamalar bana bildirildiğinde, ilk başta hatırlayamamıştım ancak daha sonraki süreçte yaptığım araştırmada, Çınar Eğitim Danışmanlık Şirketi’nin sahibi olduğunu, zaman zaman özel ders vermek üzere bana öğrencileri yönlendirdiğini hatırladım. Bu kapsamda görüştüm. Para transferleriyle benim herhangi bir ilgim yok. Bundan ben de sorumlu tutulamam.”

Keçiören’de oturduğunu, evinin yakınında büyük bir süpermarket olduğunu anlatan Yıldızhan, iddianamedeki telefon baz sinyallerine ilişkin, “Buraya gelip gidenler, bu bölgede baz istasyonundan sinyal almış olabilir. Ayrıca, bu bölgede oturan diğer şahısların, yoldan geçenlerin de bu istasyondan sinyal alabileceği değerlendirilirse, benim bunlardan sorumlu tutulmam, hayatın doğal akışına aykırıdır.” görüşünü paylaştı.

Matematik öğretmeni olduğunu söyleyen Yıldızhan, “İmam olma durumum söz konusu değil” dedi.

Yıldızhan, dava dosyasında “Mehmet Erdemli” adlı kişinin ifadesine yer verildiğini belirterek, “Bu, bir meczuptur. İfadesinden hareketle suçlanmam doğru değil” ifadelerini kullandı.

“Mehmet Erdemli’nin meczup olduğunu nereden bildiği” sorusu üzerine Yıldızhan, “O kişiyi tanımıyorum. O beni nereden tanıyor, bilmiyorum. Bu şahısla yüzleşmek istiyorum. Bu şahıs psikolojik rahatsızlığı olan biri midir, bunu ifade etmek bakımından ‘Meczuptur’ dedim.” şeklinde konuştu.

– Diğer sanıklar

Sanıklardan Selma Oruç da 1998’de İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olduğunu söyledi.

Daha sonra KPSS’ye girerek, Doğubeyazıt’a öğretmen olarak atandığını ancak annesinin ağır rahatsızlığı nedeniyle göreve başlayamadığını anlatan Oruç, bu süreçte Maltepe ve Sakarya dershanelerinde üç yıl kadar çalıştığını aktardı.

Sonrasında istifa ederek, KPSS’ye hazırlandığını belirten Oruç, “2010 KPSS’de başarılı oldum ve öğretmen olarak atandım. O dönemde tüp bebek tedavisi sürecine girmiştik. Hiç çalışamadım. Sıkıntılı hamilelik sonrası düşük yaşadım. Hamilelik süreci sıkıntılı olduğu için tekrarlanan sınavda 71 soru cevaplayabildim. Düşüş bundan kaynaklandı” diye konuştu.

Suçlamaları reddeden Oruç, “Çalışmam neticesinde hak ettiğim puanla atandım. Soruları daha önce gördüğüm iddiasını kabul etmiyorum. Herhangi bir örgütle bağlantım yok” dedi.

Sanık Perihan Meral de 2003’te Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduğunu, ardından Samanyolu İlköğretim Okulunda 5-6 yıl çalıştığını belirtti.

Okul idaresiyle yaşadığı sorunlar üzerine 2009’da buradan ayrıldığını ifade eden Meral, bir yıl kadar yoğun biçimde KPSS’ye hazırlandığını söyledi.

Eşinin de KPSS’ye hazırlık dershanesinde öğretmenlik yaptığını bildiren Meral, “İkimiz de yol ve metodu bildiğimiz için çok daha iyi çalıştık ve 2010 KPSS’de çalışmamızın karşılığını aldık” dedi.

Tekrarlanan sınava hazırlanmak için yeterli zaman olmadığını, öncesinde yeni taşındıklarını, eşiyle sınav yerlerinin farklı olduğunu anlatan Meral, stres içinde tekrarlanan sınava girdiğini ve 120 sorudan 96’sına cevap verdiğini, ilk sınava göre başarısının 4 puan düştüğünü bildirdi.

Telefon görüşme kayıtlarında yer verilenlerden birinin eşi olduğunu belirten Meral, para trafiğinde geçen kişilerin de çalıştığı kurumdaki muhasebe görevlileri olduğunu ifade etti.

Meral, “Bana havale edilen paralar, ders ve ek ders ücretleridir. Suç işlemedim ve herhangi bir örgütle bağlantım yok. Devleti dolandırmadım” diye konuştu.

– 120 netten 77’ye

Sanık Dilber Yaman da 2002’de Mimar Sinan Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdiğini belirterek, sonrasında Niğde’de Sedef Eğitim Kurumunda, Ankara’da da Eymir Eğitim Kurumunda çalıştığını anlattı.

Ankara’daki çalışma koşullarının zorluğu nedeniyle devlete geçmeyi tercih ettiğini aktaran Yaman, sınava eşiyle hazırlandıklarını bildirdi.

Yaman, şunları söyledi:

“Piyasadaki tüm kitapları almak suretiyle sıkı hazırlık yaptık ve sınava girdik. 2010 KPSS’de çalışmamın karşılığı olarak 120’de 120 yaptım. 2009’da da 104 soruyu cevaplamıştım. Bu da aldığım sonucun, kendi başarım olduğunu ortaya koymaktadır. Sınav iptal edilip, tekrar sürecine girildiğinde hamileydim. Tekrarlanan sınavın İstanbul’da yapılacağı söylenince gidip gitmemekte tereddüt yaşadık. Bu tereddüt içinde yola çıktık. Küçük çocuğumuzun gaz problemleri vardı. Gece 03.00 gibi İstanbul’a vardık. Küçük çocuğum uyku problemi yaşıyordu. Ben de sabaha kadar uyumadım. Sabah, birbirine ters iki bölgeye ulaşmamız gerekliydi. Biri Avcılar, diğeri Kartal’dı. Bu zorluk ve kaygıyla sınava girdim. İkinci sınavda 120 sorunun 77’sini cevaplamamın ve düşüşün ana sebebi budur.”

Yaman, telefon sinyal kayıtlarına ilişkin, “Yenimahalle’de ikamet ediyorum. On binlerce insanın yaşadığı bir yerdir. Tanımadığım insanların da aynı baz istasyonundan sinyal alması gayet doğaldır” dedi.

Sanık Selma Yılmaz ise Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü’nden 1995’te mezun olduğunu, Sivas, İstanbul ve İzmir’deki farklı eğitim kurumlarında çalıştığını ifade etti.

Çalıştığı kurumdan 2008 ya da 2009’da ayrılarak, eşiyle KPSS’ye hazırlanmaya başladığını belirten Yılmaz, şu savunmayı yaptı:

“Dershaneye de gittim. Sınav sonucunda 120 sorudan 115’ini cevaplandırdım. Sonra sınavın iptal edildiği haberi geldi. Eşim Adana’da farklı bir yerde işe girmişti. Bu yüzden evi taşımak durumunda kaldık. Ben de bu sebeple tekrarlanan sınava girmedim fakat 2010’da, Genel Yetenek ve Genel Kültür puanıyla MTA Genel Müdürlüğüne mühendis olarak atandım.”

Yılmaz, telefon baz trafiğine ilişkin belgede belirtilenlerden yalnızca eşi Hamza Yılmaz’ı tanıdığını ifade etti.

Dava delilleri arasındaki MASAK raporunda Mehmet Türkoğlu’na 2 bin 100 lira havaleden bahsedildiğine dikkati çeken Yılmaz, bunun, çocuğunun diş tedavisi karşılığı olduğunu söyledi.

Yılmaz, “Herhangi bir örgütle bağlantım yok. Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını kabul etmiyorum, beraatımı istiyorum” dedi.

Maliye Bakanlığının avukatı Elif Doralp, müdahillik taleplerinin sürdüğünü bildirdi.

Savunmaları kabul etmediklerini söyleyen Doralp, “Adaleti yanıltmaya yönelik savunmalardır. Yazılı beyanlarımızı ayrıca sunacağız” diye konuştu.

Mahkeme heyeti, bu celse savunması alınan sanıkların karakola imza verme şartlarını kaldırdı, yurt dışına çıkış yasaklarının devamına karar verdi ve duruşmayı erteledi.

Mahkeme, daha önce tutuksuz sanıkların gelmesi halinde cuma günleri savunmalarını alacaklarını belirtmişti.

Davanın 31 tutuklu sanığı bulunuyor.