Öğretmen

Ceyhun İrgil'den Atanamayan Öğretmenler için Açık Mektup

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil atanamayan öğretmenlerimize açık mektup başlığı altında bir yazı yayımladı. Sosyal medya sitesi facebook üzerinden atama bekleyen öğretmenler ve sözleşmeli öğretmen alımları hakkında önemli açıklamalarda bulunan Sn. İrgil’in yazısı şu şekilde; 

Sevgili Atanmayan Öğretmen Arkadaşlarım,


Sizlerin ve ailelerinizin yaşadığı sıkıntılı sürecin bir parça bilincinde bir arkadaşınız olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın TBMM’ne getireceği ve komisyondan geçen yasa teklifini dilim döndüğünce sizlerle tutanakların ışığında analiz etmeye ve bilgilendirmeye çalışacağım.
(Önce herkese özel NOT; Bu süreçte sorunlarını benimle paylaşan, mesaj atan, meclise gelerek dertleşen, sosyal medya ve mail ile mesajları atan herkese teşekkür ederim. – gerçi bazıları abartılı ve gaza getirme amaçlı olsa da-
Arkadaşlar, sizden ricam, sosyal medya mesajlarınızda özellikle MEB bürokratlarına ve iktidar partisinin komisyon üyelerine de saygısız ve ölçüsüz bir eleştiri, üslup kullanılmasını, bir tarafı yüceltirken bir başkasını aşağılayıcı yaklaşımı hem doğru bulmuyorum hem de geleceğin öğretmenlerine de yakışmaz düşüncesindeyim.

Herkes daha iyisi olsun ister ama “Devlet” denen mekanizma karışık ve dengeler üzerine kurulu.
Eğitime bakış, yaklaşım ve siyasi tutum açısından elbette eleştirilebilir/eleştirilebiliriz, zaten aynı düşünce ve iklimde olsaydık farklı partilerde olmazdık. Herkes düşüncesini açıklayacak. Uzlaşı zemini aranacak, bu da diyalog ile olur. Demokrasi bu…

Bu nedenle diyalog ve uzlaşı zeminini yaralayacak tutum ve haksızlıklardan kaçınmalıyız. Elbette inandıklarımız ve haklarımız için mücadele etmeliyiz ama kırarak, inciterek, hakaret ederek değil. Bu konuda kişisel bir ölçümü sizinle paylaşmak isterim; “Birini eleştirirken, mesaj atarken, yorum yaparken yazdığınız veya söylediklerinizden o kişilerin çocukları gördüğünde üzülebileceği, yaralanacağı ve örseleneceği şeyleri yazma, söyleme…” 

Bu kısa (!) ve biraz da öğütvari not için affınıza sığınarak şimdi gelelim asıl konumuza… )
***
MEB yeni kanun teklifindeki öğretmen atamaları ile ilgili gelişmeleri madde madde analiz etmeye çalışacağım. Bildiğiniz gibi daha TBMM’de görüşülecek ve başkaca değişiklikler olabilir. Bu nedenle ciddi öneri ve düşüncelerinizi ceyhunirgilchp@gmail.com adresine gönderirseniz, bu önerileri de TBMM gündemine taşımaya gayret edeceğim. Sonuçta vekil olarak görevim bu; Asillerin talep ve düşüncelerini meclise taşıyıp, sizlerin sözcüsü olmak.

– ŞUBAT ATAMASI KADROLU OLACAK, ŞUBAT ATMASINDA MÜLAKAT YOK BU TASARI İLE İLAVE BİR ATAMA ÖNERİSİ GETİRİLİYOR. ANCAK BU

ŞARTLI BİR ATAMA MODELİ

Bildiğiniz gibi geçen ay beklenen Ağustos ataması – MEB bu atama konusunda söz vermediğini ifade ettiği için – veya en azından böyle bir algı yaratılan atamanın yapılmayacağı açıklanmıştı. Bunun üzerine sadece muhalefet olarak bizim değil, her kesimin ciddi bir tepki, hayal kırıklığı ve itirazı oldu. Atanmayan öğretmen kitlesinin bilinçli ve örgütlü çabaları ve ülkemizin içinde bulunduğu hassas ve olağandışı gelişmelerin de etkisi ile bakanlık bir öneri getirdi; Sözleşmeli Öğretmenlik.

– Bizim ilk itirazımız daha önce tasarıda olmadığı halde gece yarısı sürpriz bir şekilde baskın gibi komisyona getirilmesine oldu. Bunun nedenini hala anlamış değilim. (Aslında daha önce kamuoyuna yansımıştı) Ama çok üstünde durmaya değmez.

– İkinci itirazımız 8 yıl mecburi hizmete oldu. MEB önce kalkınmada öncelikli illerde 8 yıl mecburi hizmeti içeren bir teklif sundu. İtirazlar üzerine komisyonun iktidar milletvekillerinin de desteği ile bu süre 3+2 yıla indi. (Bu süre konusunda MEB’in açıklaması kalkınmada öncelikli bölgelere gönderilen öğretmenlerin yüzde 90’ı bir yıl için bir şekilde o ilden ayrılıyorlar. ( Batı ve Orta Anadolu’da bir öğretmenin çalışma süresi 14-15 yıl iken Güneydoğu’da 1.5 –bir buçuk- yıl ) Uzun süre rapor alanlar, eğitimi aksatanlar, sahte evlilik yolu ile ayrılmalar vb. MEB bu mecburi hizmet ile bölgenin bu sorununu çözmek istiyor. Bu anlaşılır bir durum. Kaldı ki biz de öğretmenlerimizin doktor, asker ve polislerin yaptığı mecburi hizmetten kaçmayacağını ifade ettik.)

SONUÇ ; 3 yıl sözleşmeli, 4 ve 5. yılı kadrolu 5 yıllık hizmet

– Üçüncü itirazımız “sözleşmeli” durumuna oldu. MEB bu konuda ısrarcı değil, mecburi hizmet olduktan sonra kadroluyu kendilerinin de tercih edeceklerini ancak bu bütçe yılında ek yeni kadro için geç olduğunu ve bunun maliye açısından çok zor olacağını, yeni gelişen siyasi sonuçlar nedeniyle hızlı ve bölgesel atama için bu atama modelini önerdiklerini ifade ettiler. (Sözleşme yerine başka bir terim veya isimlendirme üstünde çalışıyoruz. Daha önceki 4/c sözleşme modeli olumsuz bir önyargı yaratıyor. Bu ara ve ek atamada 4/b modeli geçerli olacak. MEB’den bu özel ek atamanın kadrolu devlet memurundan özlük hakları konusunda hiçbir fark olmayacağı hatta bazı ek haklar ve avantajları olacağı konusunda, ayrıca 3. yıl sonunda otomatik kadro konusunda tasarıyı düzenleme konusuna çalışılıyor. MEB’in asıl derdi; bölgeye atanan öğrencilerin hiç olmazsa ilk basamak hiç öğretmen değiştirmeden eğitimini tamamlaması ve özellikle eş durumu, özür atamalarının önüne geçmek. Bunu da bölgenin özel hassasiyeti ve gelişen olaylar nedeniyle, atanmayan öğretmen sayısı ve talebin çokluğu nedeniyle bu zorlayıcı – zorlayıcı diyorum çünkü maalesef bölgede de öğretmenler elbette haklı oldukları nedenler var ama kalmıyor veya kalmamaya çalışıyor- formülü getiriyor.

SONUÇ; “Sözleşmeli” ifadesi değişebilir. Önemli olan 3. yıl sonunda KESİN ve OTOMATİK KADRO almak ve bunun 3 yıl sonra da kişilerin ve kurumların insafında olmaması. Ancak kişi kendi isterse vazgeçebilecek. Ayrıca bu atanma modelinde olan öğretmenler kadrolu hekimlerden daha fazla maaş ve izin-rapor hakkı alması için düzenlemeler yapılmaya çalışıyor. (Bu konuda biz ısrarcı, bakanlık da istekli olumlu bir yaklaşım içinde…)

– ŞUBAT ATAMASI AYRICA KADROLU OLARAK AYRICA YAPILACAK, BU EK ATAMA OLACAK

Evet, Ağustos ataması yapılmadı ancak bu ek özel atama belki bir parça atama bekleyen öğretmenlere yararlı olabilir. Çünkü bu ek atama sonuçta KPSS puanına göre gönüllü başvuranların arasında olacak. Atama yapılacak iller açıklanınca isteyenler başvuracak. Sonuçta her koşulda bu atama ve şubat atamasını birlikte düşünürsek , daha çok öğretmen ataması olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle durumu uygun olmayanlar, “kalkınma bölgesine gitmek istemiyorum”, “eş durumum uygun değil” diyenler, doğal olarak Şubat’taki kadrolu atamayı bekleyebilir. (MEB bundan sonra her Şubat ayında rutin KPSS sıralı atamasına devam edecek.)

SONUÇ; Doğrusu ben bu ek atamanın iki açıdan kazanım olduğunu düşünüyorum; birincisi, Şubat’a ilave binlerce öğretmen ataması olacak– ki ihtiyaç duyulan öğretmen sayısı 14.000 civarında- İkincisi, kalkınmada öncelikli illerin ihtiyacı dolacağı için Şubat atamasında daha çok diğer iller olacağı mantıken düşünebilir – gerçi MEB hali ve ne yapacağı belli olmaz ama mantık bunu düşündürüyor-

– GELELİM MÜLAKAT MESELESİNE…

KPSS puanına göre başvuru yapan – ki başvurular internet üzerinden olacak- atanacak öğretmen sayısının 3 katı kişi mülakata çağrılacak ve mülakat ile atamalar kesinleşecek.

En çok kaygı uyandıran bizim de fazla itiraz ettiğimiz konu bu. Çünkü mülakat sübjektif ve haklı olarak torpil endişesi yaratıyor.

Mülakat konusu çok tartıldı ve tartışmaya, müzakereye devam edeceğiz. MEB bu konuda bölgenin hassasiyetleri nedeniyle mülakat konusunda ısrarlı ancak bunun istenirse görüntülü ve sesli kamera kaydı ile olabileceğini, adayların itiraz ve mahkeme hakkı olacağını ifade ettiler.

MEB özellikle sağlık sorunu – kekemelik, psikolojik bozukluklar vb. – gibi sorunlar nedeniyle sorun yaşamak istemiyor – en azından mülakat gerekçesinin bu olduğu iddia ediliyor- (Biz bu konuda çok muhalefet ettik ve etmeye devam ediyoruz. Eğer mutlak yapılacaksa; bunun için hem MEB hem de bizler bir yöntem veya farklı bir yöntem için – örneğin, sınav değil salt aday ile tanışma amaçlı görüşme veya herkes için sabit sorular gibi – MEB bu konuda garanti veriyor ve daha önceki bir binlerce kişinin girdiği bir sınavda mülakatta sadece 21 kişiyi elediklerini ifade ettiler. Bu konuda eğer mutlak olacaksa – ki TBMM aşamasına kadar bir farklı formül düşünüyoruz- kameralı mülakatta ısrar edeceğiz – ki arkadaşlar böyle olacaksa ve imkan olursa mülakata gözlemci olarak bile girmek isterim- )

SONUÇ ; Mülakat meselesi TBMM aşamasında son halini alacak ama en kötü olasılıkla standart ve adil olması için elimizden geleni yapacağız.
Kaldı ki, torpil yapmaya kalkılırsa kalkınmada öncelikli bölgeyi torpilliler doldurursa, Şubat ataması da “torpilsizlere” kalır ☺ :)

– ADI ŞİMDİLİK “SÖZLEŞMELİ” OLAN BU ATAMA İLE GÖREVE BAŞLAYACAK ÖĞRETMENLERE BAZI EK AVANTAJLAR PLANLANIYOR

Bu atamayı teşvik etmek ve cazip hale getirmek için önerilerde bulunduk. Doğrusu iktidar komisyon üyeleri de destek olduğu gibi onlardan da benzer öneriler geldi. MEB bu konuda çalışıyor ve Maliye ile görüşecek. Maliye Bakanlığının da olumlu yaklaşımı olursa; bu yasa ile atanan öğretmenler diğer meslektaşlarından daha çok ücret alabilecek. Ayrıca hizmet puanı ve kademe yükseltme açısından ve ek izin – rapor hakkı gibi bazı avantajları olacak. (Bunu, pozitif bir bakış açısı ile bakarsanız öğretmenlerin bu zorunlu hizmeti kabul etme ve gösterdikleri idealist yaklaşım için bir ödül veya hak teslimi gibi düşünebilirsiniz.)

– Değerli arkadaşlarım, benim tasarıda öğretmen ataması ile ilgili madde için kişisel düşüncelerim özetle budur. Elbette TBMM aşamasında da birçok önerge verebilme ve değişikli olma şansı var. Bu konuda sizlerin de katkısı olabilir. Daha önce de yazdığım gibi ceyhunirgilchp@gmail.com e-posta adresinde bunları paylaşırsanız, elimden geldiğince sesiniz olmaya gayret edeceğim.

Sizden son ricam; Bu konu kolay bir konu değil. 412 bin atanmayan öğretmen arkadaşımız var. Buna karşın MEB’in ise 67 bin civarında öğretmen açığı var. Matematik ortada…

Bizim asıl çabamız öğretmenlik meslek kanununun çıkarılması, bu kanunla öğretmenlik mesleğinin onurunun güvence altına alınması, ihtiyaç kadar yetkin öğretmen yetiştirilmesinin sağlanması, kişinin daha üniversiteyi kazandığı anda ne öğretmeni olacağını bileceği ve mutlak göreve atanabileceği bir sistem kurmak olmalıdır.

Lütfen bu konuda duygusal ve ideolojik bir önyargı içinde hareket etmeyelim.

Derdimiz; sizin mesleğinizi yapmanız, okullarınıza ve öğrencilerinize kavuşmanız olmalıdır. Takdir edersiniz ki; iktidar da muhalefet de çok fazla öğretmen atamasının olmasını ister. MEB ve bürokratları da elbette öğretmen açığının kapanmasını ister. Bu nedenle yaklaşımlarımız ve mesajlarımız herkese karşı yapıcı ve katkı koyan bir tarzda olursa herkes için yararlı olur. Çünkü bu konu siyaset üstü olmalıdır. Bu hak, iş ve insanların ideali olan mesleğini yapma davasıdır.

Kendinize, ülkemize ve insanlarımıza, gelecekteki öğrencilerinize yakışır bir mücadele ile demokratik yollardan ve hukuk çerçevesinde elimizden geleni yapalım.

İlginize, şimdiye kadar yaptığınız katkılarınıza, gönderdiğiniz mesajlara bir kez daha teşekkür eder, hepinizi gözlerinizden öperim.

Sizlere ve ailenize iyi bayramlar dilerim.

“UMUT KALACAĞINA EMEK KALSIN …”

Sevgi ve saygılarımla…
Opt. Dr. Ceyhun İRGİL
Bursa Mv.

Kamupersoneli.net | Ankara