10 Bin SYDV Personeli Kamu İşi Yapıyor Ancak Kamu İşçisi Değil

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları personelleri, kamu kaynağını kullanıp kamu işi yapmaktadırlar ancak kamu işçisi statüsünde değiller.İş güvencesi ve tayin hakkı olmayan personeller özlük haklarının iyileştirilmesini bekliyor.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları personelleri, kamu kaynağını kullanıp kamu işi yapmaktadırlar ancak kamu işçisi statüsünde değiller.

İş güvencesi ve tayin hakkı olmayan personeller özlük haklarının iyileştirilmesini bekliyor. 4857 Kanuna göre daimi süreli sözleşme personel olan vakıf personelleri kamu işçisi olmak istediklerini belirtiyorlar.

Bu haberimizde SYDV’lerde çalışan 10 bin personelin taleplerini gündeme taşıyacağız. Personellerin devlet yöneticilerine gönderdiği mektubu aynen aşağıda yayımlıyoruz, ilgili makamlara özellikle de Aile Bakanlığı’na konuyu arz ediyoruz.

SYDV Çalışanlarının Talepleri

“Türkiye'de faaliyet gösteren 1000 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının 10 bin çalışan personelleriyiz. Bizler işe alınırken, kamu personeli seçmede aranan genel şartlar yanında, görevin niteliğine göre; 4 yıllık yükseköğrenim, kamu personeli seçme sınavı puanı, yabancı dil ve bilgisayar bilgisi gibi şartlara tabi tutuluyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları kamu personeli gibi işe alınsak da kamu personeli gibi görev yapsak da kamu kaynağını kullanıp dağıttığımız için kamu işçisi gibi çalışıyoruz ancak maalesef kamu işçisi değiliz.

Bizler Aile Bakanlığına bağlı Kamu İşçisi olmak istiyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında asli görevler için vakıf müdürü, sosyal yardım ve inceleme görevlisi, muhasebeci, büro görevlisi, yardımcı hizmetli unvanları ile çalışanlar bulunuyor. Vakıf personeli belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılıyor. Vakıf çalışanları imzaladıkları sözleşme neticesinde de 4857 Sayılı İş Kanununa tabi olarak çalışıyor. Sosyal güvenlik açısından da SSK’lı olarak işçi statüsündeler. Memur gibi iş güvenceleri, memurların yararlandığı sosyal ve mali haklar ve tayin hakları bulunmuyor. Başka ilde çalışan biriyle evlenmeleri halinde, memur gibi eş durumundan tayin şansları yok. Ancak çalıştıkları vakıf ile gidecekleri vakıf arasında ikili görüşmelerle vakıflara transfer olabiliyorlar ve personel aynı birikimle başka bir ilde aynı işi yaparken tecrübesi hiçe sayılıp sıfırdan işe alınmış gibi kabul ediliyor. Bu durumda da kıdem tazminatımız iptal oluyor.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları kamuoyunda fak-fuk fonu (fakir fukara fonu) adıyla bilinen sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonunda toplanan kaynağı, ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni olarak dağıtmak üzere çalışıyor. Vakıflar; illerde vali, ilçelerde kaymakamların başkanlığında faaliyet gösteriyor. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları; 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine istinaden Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdî ve aynî yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede 1986/11 sayılı Başbakanlık Genelgesi ekinde yer verilen resmi senet ile Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuşlardır.

5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 3 üncü maddesinde Türk Medeni Kanunu’na göre kurulan Vakıflar “Yeni Vakıf” olarak adlandırılmıştır. Mezkûr Kanun’un 4 üncü maddesinde Vakıfların özel hukuk tüzel kişiliğine sahip oldukları açıkça hükme bağlanmış olup yetkili karar organı Mütevelli Heyetidir. Bu açıdan bakıldığında SYDV’lerin ve biz çalışanlarının, kaynağını devletten almayan, bizim gibi devlet işi yapmayan hususi vakıflardan bir farkımız kalmıyor, yaptığımız iş kamu işi olmasına rağmen kamu kurumu sayılmıyoruz; halbuki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları her kademedeki çalışanıyla ihtiyaç sahiplerine asli görevleri kapsamında; para, gıda, kömür, barınma(Ev yapım-ev onarım), eğitim yardımları sağlıyor. Vakıflar bu gibi asli görevleri yanında, mevzuat değiştikçe devletin yüklendiği sosyal sorumluluklarla ilgili faaliyetleri de yürütüyor.

2022 sayılı yasa kapsamında gerçekleşen faaliyetler şöyle sıralanıyor: - 65 yaş aylığı - Engelli aylığı - Engelli yakını aylığı -Öksüz, yetim ve asker çocuğu yardım programı -Muhtaç asker ailelerine yönelik düzenli nakit yardım programı -Eşi vefat etmiş kadınlara yönelik düzenli nakit yardım programı -İşe başlama işe yönlendirme yardımı - Genel Sağlık Sigortası uygulamasında gelir tespiti işlemleri - Eğitim, yaş ve sağlık durumuna göre yapılan şartlı gebelik, sağlık ve eğitim yardımları. Vakıfların ayrıca, terörle mücadele ve doğal afet gibi özellikli durumlarda da yardım yapma görevi bulunuyor.

Ek olarak da mülki amirlerimiz olan Sayın Valilerimiz ve Kaymakamlarımızın vermiş oldukları ekstra görevleri de hiç üşenmeden gücenmeden elimizden geldiğince güzümüzün yettiğince yapmaya çalışıyoruz ve yapıyoruz.

Bu açıdan bakıldığı zaman yaptığımız işlere bakarsak kamu kurumu olduğumuz aşikardır, fakat bizi kamu kurumu saymayıp bize yön veren bizim yapacağımız işlerin nasıl olması gerektiğini gösteren, yaptığımız işlerde logosu olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bizleri kendi çalışanı saymayarak kamu kurumu olduğumuzu görmezden gelmektedir. Sorunun kaynağı da biz çalışanlar için budur aslında.

Biz çalışanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında yukarıda belirtmiş olduğumuz işleri kamu kaynağı kullanarak yaptığımızdan dolayı kurumumuza kamu tüzel kişiliği statüsünün getirilmesini istiyoruz. Bunun için bizimle ilgili kanun değişikliğinin olması gerektiğini biliyoruz ve isteğimiz Taşeron işçilere bile kadro verilen bu süreçte, asıl kamu işi yapan kurumumuzun kamu tüzel kişiliği sayılması (Biz Çalışanların Aile Bakanlığına Bağlanması) ve kamu işçisi kadrosunun verilmesini talep ediyoruz.”

Zeki KARA ([email protected]) / Kamupersoneli.net - ÖZEL HABER

KAMUPERSONELİ.NET - ÖZEL HABER

NOT: Aktif link dahi verilse hiçbir ortamda kullanılamaz.

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme