
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tahran’da gerçekleştirilen zirve dönüşünde çok önemli açıklamalarda bulundu. Konuya dair açıklamalarında gerçekleştirilen toplantının içeriği ve Suriye’nin geleceğine dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını sizlerle buluşturuyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahran zirvesi sonrası yapmış olduğu konuşmasının satır başları şu şekilde,
OLDU BİTTİYE İZİN VERMEYİZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasının başında Suriye’de oldu bittiye izin verilmeyeceğini ifade ederek bu konuda Türkiye’nin tavrının net olduğunu söyledi. Türkiye’nin daha önceden gerçekleştirdiği operasyonlar bunu gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı.
“Bu zirve, özellikle Suriye’deki siyasi çözüm arayışları ve İdlib’deki gelişmeler bağlamında kritik bir zamanda yapılmış oldu. Zirvedeki konuşmamda da ifade ettiğim gibi biz Suriye’de askeri değil siyasi çözümden yanayız. Bunun için Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi ve oldu bittilere izin verilmemesi gerekiyor. Sahada oldu bittilere izin vermeyeceğimizi Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla da ortaya koyduk.
ZİRVEDE ALINAN KARARLARA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Cumhurbaşkanı Erdoğan Tahran’da gerçekleştirilen zirveye de değindi. Bu kapsamda sivillere yönelik yapılabilecek saldırılar hakkında uyarılarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şu ifadelere yer verdi.
”Bu çerçevede İdlib’deki gelişmeler endişe verici bir hal almıştır. Zirvede müzakeremizi en iyi biçimde yaptık. Müzakere de televizyondan zaten canlı yayınlanmış. Zirve sonuç bildirgesinin 3. maddesi bu hususun altını çizmektedir. İdlib, üzerinde daha önce mutabık kaldığımız dört çatışmasızlık bölgesinden biridir. Diğer üç bölge zaten ortadan kalktı. İdlib’de 3.5 milyon insan yaşıyor. Bizim burada 12 askeri gözlem noktamız var. Halep, Doğu Guta gibi yerlerden gelen ılımlı muhalifler de şu an İdlib’de. Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik. Bu, büyük bir insani drama ve göç dalgasına da neden olur. Türkiye bunun bedelini ödemek durumunda kalmamalıdır. Burada atılacak her tür adımın Astana sürecinin ruhuna uygun olması ve üç garantör ülkenin mutabakatına dayanması gerekir.”
GAZETECİLERİN SORULARINA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN CEVAPLARI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dönüş yolunda yaptığı açıklamaların ardından ayrıca basın mensuplarının sorularına yanıt verdi. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulan sorular ve yanıtları;
Olası bir mülteci akınının, gerek Türkiye’ye, gerek Batı’ya etkileri neler olur?
Gelişmelere göre değerlendirmek lazım.
Esad’ın operasyona hazırlandığı söyleniyor. Siz Fırat’ın Doğusu’ndan bahsederken Ruhani bu yaklaşıma olumlu bakıyor gibi görünüyor. Bir yandan rejim terör örgütleriyle beraber, bugün de İran sizin açıklamanızı destekler nitelikte bir açıklamada bulundu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İran’ın Fırat’ın Doğusu ile ilgili beklentileri daha farklı. Bizim orada konsolosluk açmak suretiyle süreci hızlandıralım diye beklentileri var. Ama bizim şu anda öyle bir niyetimiz yok. Anayasa, seçim, bir defa netleşsin, ondan sonra bunları düşünme noktasına geliriz.
Rusya, Türkiye, Almanya ve Fransa’nın İstanbul’da gerçekleştireceği bir zirve söz konusu idi…
Bu ayın 14’ünde 4 ülkenin temsilcileri İstanbul’da bir araya gelecek. Ön hazırlıkları yapacak. Daha sonra da liderler olarak bir araya geleceğiz.
3. ve 4. madde Türkiye’nin taleplerini yansıtıyor. Devam edecek teknik görüşmelerin kapsamı ne? En azından bombardımanın durması anlamında…
Silahların bırakılması dediğimiz ne? Bu… Bunu da Putin’le görüşmemizden sonra, bir kere daha ayrıca konuştum ayrılırken. Kendisinden bunu rica ettik. İnanıyorum ki sözlerinde duracaklardır.
Terör örgütlerine dair bir liste söz konusu mu görüşmelerde gündeme gelen?
El-Kaide, Nusra ve benzeri örgütler…
Seçime Esad da girer ve kazanırsa o zaman bizim tavrımız ne olur?
Biz Esad’ı filan hiç konuşmuyoruz. Bütün mesele, oradaki seçmen potansiyelini ortaya çıkarmak. Suriye’nin içindeki seçmenler var, dışındaki seçmenler var, oluşacak seçmenler var… Bu yapı nasıl teşekkül edecek, bunu görmemiz lazım. Temennimiz odur ki Suriye’nin çilesi biter…
Suriye’deki terörist grupların silah bırakma işi nasıl olacak? Silahları ÖSO mu toplayacak? İkinci sorum da Suriye’de anayasanın oluşturulması hususunda. Halihazırdaki durum nedir?
Anayasanın oluşturulması süreciyle ilgili olarak rejim, ılımlı muhalifler, ayrıca ülkedeki STK’lar 50’şer isim vermişlerdi. Bunların içinden bir ekip belirlenecek. Yol haritası oluştuktan sonra seçim takviminin ortaya çıkarılması önemli olacak. Biz orada ateşkes ifadesini kullandık. Onlar silah bırakma olarak ifade ettiler. Bizim temennimiz, bir silah bırakma eyleminin başlamasıdır. İdlib’de en azından silahların susması bile şu anda önemli bir gelişmedir.
ABD ile Türkiye uzun süredir ilk kez İdlib konusunda aynı safta gibi gözüküyor.
İdlib konusunda ABD ile tümüyle aynı safta yer aldığımızı söyleyemeyiz…
ABD de rejimin ve Rusya’nın müdahalesine karşı çıkıyor. O anlamda…
Onların kör bahaneleri var. ‘Kimyasal silah kullanırsanız, biz şöyle yaparız, böyle yaparız’ diyorlar… Sadece kimyasal silah tehdidi üzerinde durmak, konvansiyonel silahlarla yol açılan ölümlere aldırmamak doğru bir yaklaşım değil. ABD, Suriye’de olup biteni tribünden seyrediyor. Hiçbir sözünün arkasında değil. Menbiç’te sözünü tuttu mu? 90 gün dedi, geçti… Şimdi yeniden terör örgütlerini oraya sokmanın gayreti içinde. Deyrizor’dan şu anda PYD’yi, YPG’yi besliyorlar. Neyle? Petrolle… 300 milyon dolarlık ham petrol geliri söz konusu terör örgütlerinin. İşlenmiş hali 700-800 milyon doları bulur. Ben bu rakamı Putin’e söyledim, şaşırdı… Amerika orada o iki terör örgütünü besliyor. Onları maşa olarak kullanıyor. Çok daha ilginci 18 bini aşkın TIR Suriye’nin kuzeyine mühimmat taşımış vaziyette. 3 bin kadar da kargo uçağı yine aynı şekilde.
Zirvenin içeriğine kadar canlı yayınlanması da dikkati çekti. O anda mı karar verildi, önceden planlama var mıydı?
Canlı yayınlanacağından haberimiz yoktu. Ama isabet olmuş…
Suriye’nin başına gelenlerin arka planında ABD’nin İsraille bölgede hakim olma, Rusya’nın bölgede kalma hesapları, bir de sanki yeni bulunan Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervlerinin geleceği de büyük rol oynuyor…
Tabii Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleriyle ilgili herkes bir şeyler söylüyor. Bu kadar hamle ettiklerine göre herhalde gaz bol… ABD buranın üzerinde oyun oynuyor. İsrail, Fransa oynuyor. Biz de kendi değerlendirmemizi yapıyoruz elbet… Şu anda tabii Rusya’nın oradaki tatbikat meselesi de var.. Çin’le yapacakları tatbikat da çok büyük. Savunma Bakanımız Hulusi Bey’den bilgi alalım.
HULUSİ AKAR: Önümüzdeki günlerde Vostok 2018 tatbikatı yapacaklar. Türkiye’yi de çağırdılar. Değerlendiriyoruz. Denizde yapılan başladı. 25 gemi, 30 noktadan, canlı mühimmat da var. Bunlar 20-25 kilometre menzile sahip füzeler. Amerika da bunu görüyor.
Kamupersoneli.net – ANKARA