
Chp Sözcüsü Faik Öztrak, Chp Genel Merkezi’nde İstanbul gündemine dair açıklama yapıyor.
Açıklamadan satırbaşları;
Değerli basın mensupları 3 Nisan’da Dolmabahçe’de düğmesine basılan seçimleri çalma operasyonu bütün hızıyla devam ediyor. Seçimlerin iptalini istemeye varan kumpas, devletin polislerine, mülkiye müfettişlerine toplatılan malzemelerle, tutanaklarla, ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor.
Büyükçekmece’den gelen son haberlere göre, “yeterli sayıda delil bulamıyorsanız, delil üretin” denmiş. Yani masa başında tutanak üreteceklermiş. Hedef ne? Hedef Büyükçekmece’de kesinleşmiş seçmen listelerini kullanarak seçimleri iptal ettirmek. Bu listeler seçimlerden önce askıya çıkmış itiraz süreci sonunda da Yüksek Seçim kurulu tarafından kesinleştirilmiştir. YSK tüm partilere ve vatandaşlara seçime geçmeden önce bu listelere bir itirazınız var mıdır yok mudur diye sormuştur. Kimseden itiraz gelmeyince de nikahı kıymıştır.
İktidarın ayrıca kesinleşmiş sandık kurulları üzerinden de yeni bir İstanbul itirazına hazırlandığını basında görüyoruz. YSK seçimler öncesinde yine sandık kurullarına itirazın olup olmadığını hem vatandaşlara hem de partilere sormuştur. BUrada da yapılacak olan itirazlar artık yasal değildir. Tekrar ediyorum nikahtan sonra yapılacak olan itirazlar oyunbozanlıktır, mızıkçılıktır. YSK’nın seçim takvimine göre süreç 1 Ocakta başlamış 31 martta da bitmiştir.
İktidarın memurlarının kumpas dosyalarına usulsüzlük delili diye konulan unsurları 3 ayda tespit edememişken 5 gün içerisinde nasıl tespit ettiği de önemli bir husustur. Unutlmasın seçimlerde hileyi elinde güç olanlar yapar.
Evveli gün açıklanan bir program falan değildir. İstanbul kararı çocuklarımızın geleceğini aşını işini etkileyecektir. Türkiye seçimle gelenin seçimle gittiği bir seçim midir? Yoksa koltuğa oturanın bir daha kalkmadığı totaliter bir rejim midir?
YSK’nın önüne gelen kumpas dosyasını görüşmesini sürekli ertelemesi soru işaretlerine neden olmaktadır. YSK üzerinde iktidarın çok ciddi baskı olduğu anlaşılmaktadır. Sandıktan sonucu itibarsızlaştırarak İstanbul’da kaybettiği seçimi masa başında çalma operasyonuna izin verilmemelidir. Bazı medya mensupları da buna destek vermektedir. Seçimlerin sonuçlarının kumpasla çalınmasına hukukun izin vermeyeceğine inanmak istiyoruz. YSK’nın önünde tarihi bir sorumluluk vardır. İstanbul seçimlerindeki erteleme Türkiye’ye çok değerli bir vakti kaybettiriyor.
Pahalılık ve işsizlikle uğraşan vatandaşa vakit kaybettirilmektedir. Yargı omuzlarında büyük sorumluluk taşımaktadır. Bu durum artık Cumhur İttifakı-Millet İttifakı meselesi değildir.
Bunun sonucu milletin cebinin ve tenceresinin boşalmasıdır. Piyasalardaki tedirginlik şimdiden görülmektedir.
Türkiye seçimle gelenin, seçimle gittiği bir demekrosi değil midir?
Herkes bu süreçte tarihe nasıl geçmek istiyorsa öyle davranmalıdır.