
Salgına karşı her ülke kendine göre bir takım önlemler alıyordu. Singapur’da vaka ve ölüm sayılarının azlığıyla örnek ülke olarak parmakla gösteriliyordu. Ancak 17 Mart’ta vaka sayılarının yeniden artması, ülkede ikinci dalganın başlamasına sebep oldu. Singapur’da bir ayda vaka sayısı 6 bini geçti. Salgının ilk çıktığı günden itibaren başarılı bir yol izleyen ülkede ikinci dalganın neden yaşandığı merak konusu oldu.
TERS GİDEN NEYDİ?
Koronavirüs salgınında oldukça başarılı önlemler alan, Singapur’da neyin ters gittiği araştırılmaya başlandı. Tüm dünya salgına karşı ciddi kayıplarken verirken, Singapur’un örnek ülke olarak gösteriliyordu. Amerikan CNN Televizyonu’nun programında yapılan bir programda, sağlık görevlilerin çok titiz çalıştıkları ve virüsle temasta olan kişilere sürekli test yapıldığı ifade ediliyordu. Programda yapılan açıklamada şu ifadeler kaydedildi:
“Singapur, 5,7 milyon nüfuslu bir ada ülkesi. Toplam 700 kilometrekarelik yüzölçümüyle New York’tan daha küçük bir şehir devleti. Bu yüzden vaka sayıları daha fazla önem taşıyor.”Singapur, diğer büyük devletlerinin aksine önemli avantajlara sahip. Sadece Malezya’yla kara sınırı var. Ülkeye havayoluyla gelenleri sıkı bir şekilde kontrol edebiliyor. Ayrıca dünya standartlarında bir sağlık sistemine sahip. Singapur, sert önlemlere ve polisiye tedbirlere başvurmaya yatkın bir ülke ve bu durum, salgında hükümetin elini güçlendiriyor.Sorunun yanıtını kalabalık yatakhanelerde kalan göçmen işçilerde görülen ve şimdiye kadar göz ardı edilen vakalarla, karantina ve sosyal mesafe önlemlerinin alınmadığı bir kentte hastalığın yayılma hızını hafife almakta aramak gerekiyor. Başlangıçta küçük bir ada ülkesi olarak Singapur’un yaklaşımı işe yaradı. Başlangıçta Çin’den gelen ilk dalga ülkeye havayoluyla gelenlerin tecrit edilip izlenmesiyle kontrol altına alındı. Bu aşamada halk önlem almaya özendirildi”
“HONG KONG İKİNCİ DALGAYLA İYİ BAŞA ÇIKTI”
2003’teki SARS salgınında hastanelerde oluşturulan tecrit koğuşları hastaların mümkün olan en güvenli şekilde tedavi edilmesini sağladı, sağlık görevlilerinin hastalığa yakalanması engellendi. Singapur Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Bölümü Başkanı Dale Fisher bir makalesinde “Singapur, testleri pozitif çıkanların halkın arasına karışmasına izin vermedi” diye yazdı. Fisher’a göre hafif belirtileri olan ya da hiç belirti göstermeyen ancak testleri pozitif çıkan kişiler, testleri negatif çıkıncaya kadar hastanede tutuldu. Bu kişiler sonra da evlerinde karantinaya alındı. Çok sayıda kişiye test yapılması ve hastalığı bulaştırma potansiyeli olanların tecrit edilmesi sayesinde Singapur’da hayatın normal akışında seyretmesi sağlandı. Fisher, geçen ay vakaların tırmanmaya başlamasından önce kaleme aldığı makalesinde “Singapur’da hayatın normal seyrinde devam etmesini istiyoruz. İşletmelerin, kiliselerin, restoranların, okulların açık kalmasını istiyoruz. Başarı böyle sağlanır. Gerektiğinde değişiklikler yaparak her şeyin normal ilerlemesini sağlıyoruz. Bir aşı ya da tedavi bulununcaya kadar da bu böyle devam edecek” dedi. Singapur’un bu yaklaşımı benzer koşullara sahip olan Hong Kong’unkine kıyasla büyük bir tezat oluşturuyor. Çin’e bağlı yarı özerk bir bölge olan Hong Kong’un nüfusu 7,4 milyon. Gerçi seyahat sınırlaması yok ama Hong Kong’da devlet okulları Şubat’tan beri kapalı, kamu personeli evden çalışmaya özendiriliyor. Hong Kong’da geçen ay dışarıdan gelen vakalarda artış görülmesi nedeniyle yeni önlemler devreye sokuldu. Hong Kong ikinci dalgayla daha iyi baş etti. Singapur’da okullar ve bazı iş yerleri bu ay kapatıldı. Bu gecikme, vakaların bir anda artmasına neden oldu. Geçen Perşembe Singapur 728, Hong Kong sadece dört vaka rapor etti”
TEST YAPILMAYANLARIN SAYISI ARTTI
Yapılan açıklamaya göre Nisan ayına kadar her şey normal gidiyordu. Ancak test yapılmayan kişilerin sayısındaki artış, günlük vaka sayılarının artmasına sebep oldu. Konuyla ilgili yapılan açıklamanın devamı şu şekilde:
“Nisan’a kadar Singapur’da her şey kontrol altında görünüyordu. Fakat test yapılmayan grupların sayısı arttı, buna paralel olarak günlük vaka sayıları hızla arttı. Singapur’daki gibi sınırlamaların görece daha az olduğu ülkelerde bu yaklaşım ancak ülke dışından kaynaklanan vakaların durdurulması ve yeni potansiyel vakaların tespit edilmesi halinde başarılı olabilir. Aksi halde, virüsün yayılma hızı, ağır karantina ve sosyal mesafe önlemlerinin uygulandığı yerlere kıyasla daha fazla olur. İlk dalgada, çoğu Güney Asya’da gelen göçmen işçilere test yapılmadı. Şimdi hükümet bazı yatakhaneleri karantinaya aldı ve göçmen işçilere test yapmaya başladı.Singapurlu avukat ve eski diplomat Tommy Koh, bu ayki bir Facebook mesajında ‘Yatakhaneler patlamaya hazır bir saatli bomba gibiydi. Singapur, yabancı işçilere muamelede üçüncü dünya ülkesi gibi bir görünüm sergiliyor. İşçiler, kamyonların kasalarında taşınıyor. Bu insanlar, balık istifi 12 kişilik odalarda kalıyor’ diyordu”