‘’Paramızın değerinin nerelere düştüğünü görüyorsunuz. Dolar ve Euro kuru, altın başını aldı gidiyor!’’ diyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye ekonomisine olan bakış açısını eleştirdi. Erdoğan’ın ekonomiyi 2002’de ki buzdolabı satışları ile karşılaştırmasına çok sert eleştiriler getiren Ahmet Davutoğlu, “Bu iktidar mutfaktaki yangına inanmıyor. Sayın Cumhurbaşkanı 2002’deki buzdolabı satışlarından bahsediyor hala. Güler misin, ağlar mısın? Ekonomide bütün dengeler alt üst olmuş, baş aşağı gidiyoruz, bu iktidarın en derin ekonomi analizi buzdolabı üstünden” dedi. Davutoğlu yaptığı açıklamalarda başbakanlık döneminde doların 2,85 TL olduğunu ama şimdi 7,30 TL olduğunu hatırlatarak Dolar cirit atıyor, Euro cirit atıyor, altın cirit atıyor ama ortada bir tek babayiğit yok ki bunu açıklayabilsin’’ dedi ve yandaş medyayı işaret ederek ‘’ekonomiyle ilgili tek bir cümle kurulmuyor’’ dedi. İşte o çok çarpıcı açıklamalarında ki ince ayrıntılar…
”İNSANIN DEĞER DEĞERSİZLEŞTİ”
Bu iktidarın bugünkü halini tasvir edecen en doğru kelime değersizleşmedir. Bu iktidarın elinde hukuk değersizleşti, ehliyet ve liyakat, devlet kurumları, siyasi ahlak, milletvekilleri, eğitim ve kültür, emek ve en sonunda Türk Lirası da değersizleşti. Özetle bu iktidarın elinde aslında insan değersizleşti.
GEÇMİŞİ KONUŞAMAZLAR
* Paramızın değerinin nerelere düştüğünü görüyorsunuz. Dolar, Euro, altın başını aldı gidiyor. Şimdi bu iktidardan, Cumhurbaşkanı’ndan, Ekonomi Bakanı’ndan bir cevap, bir çözüm, bir açıklama duydunuz mu? Bu konuyla ilgili geçmişteki sözlerinin arkasında durabildiler mi? Hayır, duramazlar.
* Benim başbakanlığım dönemimde, 2016 Mayıs’ında dolar kurunu 2.85’ten aldılar, bugün 7.30’a. üç katına çıkardılar. Geçmişi konuşamaz bunlar, bugünü de konuşamazlar. Ortada bir tek yetkili yok.
EKONOMİ BAKANI’NI KURTARMAYA ÇALIŞIYOR
* Dolar cirit atıyor, Euro cirit atıyor, altın cirit atıyor ama ortada bir tek babayiğit yok ki bunu açıklayabilsin. Bütün medya kanallları, gazeteler, televizyonlar, sosyal medya trolleri var ama bir tek kişi çıkıp yangın yerine dönen ekonomiyle ilgili tek bir cümle kuramıyor.
*Ülke yanıyor bunlar Ekonomi Bakanı’nı kurtarmaya çalışıyor. Hepsi bakanın arkasındaymış, bakanı koruyacaklarmış. Milletle dayanışmaya girmek yerine bakanla dayanışmayı tercih ettiler. Şu anda bu ülkeyi yönetenlerin görevi bakanı korumak değil TL’yi korumak.
“2002’DE DOĞAN ÇOCUKLAR BUGÜN İŞ BULAMIYORLAR”
“Cuma günü medya sesi titreyerek nihayet Cumhurbaşkanına ekonomiyi sorma cesareti gösterdi” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;
*Cevap ne mi oldu? Elbette dış mihrak, düşmanlar baş suçlu olarak dile getirildi. Ardından da bugünle 2002 milli gelir mukayesesi yaptı, kişi başına bugünkü geliri 2002 ile mukayese etti.
*Sayın Erdoğan, 2002’ye gitmeye gerek yok. Aynı rakamları beş yıl önceyle kıyaslayın, bakın neredeyiz. Beş yıl önce asgari ücret dolar karşısında en yüksek seviyesindeydi.
*Biz görevi bıraktığımızda asgari ücret 480 dolardı, bugün niçin 340 dolar? 2002’de doğan çocuklar bugün iş bulamıyorlar.
“İKTİDAR MUTFAKTAKİ YANGINA İNANMIYOR”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de bir ‘ekonomik kriz’ olduğunu düşünmediğini ileri süren Davutoğlu, “Bu iktidar mutfaktaki yangına inanmıyor. Sayın Cumhurbaşkanı 2002’deki buzdolabı satışlarından bahsediyor hala. Güler misin, ağlar mısın? Ekonomide bütün dengeler alt üst olmuş, baş aşağı gidiyoruz, bu iktidarın en derin ekonomi analizi buzdolabı üstünden” açıklamasında bulundu.
“İKTİDAR BASİRETİNİ VE CİDDİYETİNİ KAYBETMİŞTİR”
Buzdolabının önemli olduğunu ancak 2020 yılında vatandaşların o dolabın içini dolduramadığını söyleyen Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı;
*Bu koalisyon hükümeti esnafın, tüccarın, çalışanın sancısını, derdini duymuyor. Bu iktidar asgari ücretle geçinmeye çalışanların sesini duymuyor.
*Cumhurbaşkanı’nın ekonomi ile ilgili tek derdi kendi ifadesiyle ‘Ekonomi Bakanına yapılan saldırılar’mış. Bu iktidar asgari ekonomik aklı, basireti, ciddiyeti kaybetmiştir.
*Ülkenin ekonomisi yanıyor, Cumhurbaşkanı bırakın yangını görmeyi, yangının varlığını bile kabul etmiyor. Milletimiz de bütün bunları izliyor, not ediyor. Derdini duymayanları bu millet de günü geldiğinde duymaz.
