Milli Uzay Programına ekonomi gündemi üzerinden tepki gösterdi!
Bursa Milletvekili ERKAN AYDIN, Türkiye'de ekonomi sıkıntılara değinerek, Milli Uzay programı projesine tepki gösterdi.''Uzaktan eğitimde Türkiye'de hâlâ 3 milyon 650 bin çocuk uzaktan eğitime erişemiyor, 1 milyon 200 bin çocuğun interneti yok, 227 bin ço
Bursa Milletvekili ERKAN AYDIN, Türkiye'de ekonomi sıkıntılara değinerek, Milli Uzay programı projesine tepki gösterdi. ''Uzaktan eğitimde Türkiye'de hâlâ 3 milyon 650 bin çocuk uzaktan eğitime erişemiyor, 1 milyon 200 bin çocuğun interneti yok, 227 bin çocuğun televizyonu yok'' diyen Aydın, ''biz Millî Uzay Programını konuşuyoruz, o çocukların geleceğini konuşamıyoruz'' dedi. Esnafa vaat edilen 1.000 TL kira yardımının yapılmadığını da iddia eden Erkan Aydın, konu ile ilgili mecliste şu açıklamaları yaptı;
Öncelikle dünden beri ülkenin gündemi Millî Uzay Programı. Memlekette her işimiz bitti, yerli uçağı yaptık, yerli arabayı yaptık, şimdi de elhamdülillah, Millî Uzay Programı'yla yola devam ediyoruz.
Şöyle bir bakalım, bu uzay programı dünyada ne zaman başlamış ve nerelere gelmiş. Tam altmış üç yıl önce, 1958'de NASA kurulmuş ve insanlığın uzay macerası bu yıllarda başlamış. 1958'den bir yıl sonra da Hollywood'da bir film çevrilmiş, "12 to the Moon" filmi. Burada çok uluslu 12 astronotun uzaya gidip nasıl maceralar yaşayacağına dair bir bilim kurgu filmi ve orada Hollywood bir vizyon çizerek, "Uzaya gitse gitse hangi milletler gider?" diye bir film çevirmiş. Bakıyoruz, kimler bunlar: 1'i siyahi 3 Amerikalı, Rus, Alman, Japon, İsveçli, Fransız, İngiliz, Polonyalı, İsrailli, Brezilyalı ve 1 Türk. Bakın, o yıllarda Hollywood bu filmi çekerken uzaya gidecek 12 astronottan birini de Türk olarak filme çekmiş ve orada astronotu da Muzaffer Tema canlandırmış Ay'a giden ilk Türk olarak. Aradan altmış üç yıl geçmiş, Ay'a, uzaya giden 72 millet olmuş. Kırgızından Kazağına, Hollandalısından… Ki o filmde Çinli yok, İtalyan yok, Hollandalı yok, Avrupa'nın Danimarkalısı yok, birçok ülkesi yok, bir Türk var. Bu neyin eseriydi? Tabii ki Büyük Önder Atatürk'ün cumhuriyeti kurarken o getirdiği devrimler cumhuriyet vizyonunun ta Hollywood'da dahi yansıttığı bir vizyonu hayata geçirmiş. Ancak geçen altmış üç yılda maalesef 72 millet gitmiş biz de şimdi Millî Uzay Programı'yla inşallah bir Türk gider de biz de mutlu oluruz asla gittiğinden de mutsuzluk duymayız.
Peki, yine bir atasözüyle sözümüze devam edelim: "Borç bini geçti mi gönül keklik eti istermiş." Ne demek istiyoruz? Bakın, pandeminin bir yılı doldu. Uzaktan eğitimde Türkiye'de hâlâ 3 milyon 650 bin çocuk uzaktan eğitime erişemiyor, 1 milyon 200 bin çocuğun interneti yok, 227 bin çocuğun televizyonu yok. Bu çocukların birçoğu da maalesef Anadolu'da artık eğitim hayatına son vererek iş gücüne katılacak genç yaşta ve geleceğimiz maalesef yok olacak. Şanslı olup eğitim alanlar da zaten yapılan araştırmaların yüzde 78'inde de yurt dışına gitmek istediğini belirtiyorlar ama hayırlı uğurlu olsun biz Millî Uzay Programını konuşuyoruz, o çocukların geleceğini konuşamıyoruz.
Yine, birçok grup başkanvekili de değindi. Esnafımız gerçekten kan ağlıyor; her gün batan batana, her gün borcunu ödeyemediği için intihar eden edene. Bunlarla ilgili müjde mahiyetinde birtakım programlar açıklanıyor: 500 lira kira yardımı yapılacaktı, biner lira esnafa yardım yapılacaktı. Üç haftadır geziyoruz, Elâzığ'da, Afyon'da, Uşak'ta, Bursa'da tek tek sordum her girdiğim esnafa daha bir tane o parayı alan, ulaşan kimseyi göremedik maalesef ve bunlarla ilgili hâlâ bir düzenleme yapılmış değil göz boyama yapılıyor. Anadolu Ajansı da gidip Türkiye'deki esnafın durumunu yansıtacağına Japonya'da esnafla röportaj yapıyor bu da milletimizin takdirlerine.
Bunlarla ilgili diğer bir sıkıntımız da çiftçilerimiz. Burada özellikle tarımla uğraşan milletvekillerimiz defalarca dile getirdiler. Tarım Ve Kredi Kooperatiflerine olan borçlar, Ziraat Bankasına olan borçlar ve özel bankalara olan borçlar sene sonunda yapılan yapılandırma kapsamına girmedi maalesef ve çiftçi üretemiyor, çiftçi batakta ve böyle giderse bir dahaki yıllarda üretecek, çiftçilik yapacak insan bulamayacağız.
Her sene on binlerce çiftçimiz çiftçiliği bırakıyor. Şimdi duyuyoruz, inşallah, yeni bir yapılandırma gelir. Çiftçinin borçlarının -faizlerinin bir kere kesinlikle silinmesi koşuluyla- yapılandırılması gerekiyor aksi takdirde tarım ülkesi olan, üreten bir tarım ülkesi olan Türkiye maalesef sadece ithalata dayalı ve dışarıdan… Tarım Bakanının "Paramız var ki alıyoruz." dediği dönemden paran da olsa alamayacağın bir döneme hızla gitmektedir. O yüzden Hükûmeti ülkenin, halkın gerçek gündemlerine gelmeye davet ediyoruz. Bu gündemlerden uzaklaştıkça âdeta "Kuşa bak kuşa uçuyoruz." nidalarıyla gerçekten bir yerden uçuyoruz ama sanırım uçurumdan aşağıya uçuyoruz diyorum ve halkın gündemine dönmelerini buradan bir kez daha tavsiye ediyorum.
Bakmadan Geçme





