- Haberler
- Gündem
- Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar Mecliste yapılan operasyonlar hakkında detaylı bilgiler verdi
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar Mecliste yapılan operasyonlar hakkında detaylı bilgiler verdi
Millî Savunma Bakanı (MSB) Hulusi Akar TBMM'nde başta PKK/PYD olmak üzere sınır dışında yapılan operasyonlar hakkında detaylı bilgiler verdi.Akar, Mecliste yaptığı açıklamalarda şu açıklamaları yaptı Bugün, burada sizlere Irak'ın kuzeyi Gara bölgesinde i
Millî Savunma Bakanı (MSB) Hulusi Akar TBMM’nde başta PKK/PYD olmak üzere sınır dışında yapılan operasyonlar hakkında detaylı bilgiler verdi. Akar, Mecliste yaptığı açıklamalarda şu açıklamaları yaptı;
Bugün, burada sizlere Irak'ın kuzeyi Gara bölgesinde icra edilen Pençe Kartal-2 Harekâtı hakkında özet bilgi sunacağım. Fakat bundan önce birkaç konuya değinmek istiyorum. Millî Savunma Bakanlığı tüm birlik ve unsurlarıyla başta FETÖ, PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla "Ölürsem şehit, kalırsam gazi." anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir.
Irak'ın kuzeyinde varlığını sürdürmeye çalışan PKK'ya karşı mücadelemiz, operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir ve devam edecektir. Şunu özellikle belirtmek isterim ki: Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız, Irak'ın siyasi birlik içinde istikrar ve refaha kavuşması da en samimi arzumuzdur. Bu çerçevede, yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte, 83 milyon vatandaşımızı, asil milletimizi bu terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Irak'ın kuzeyinde terör örgütünün sınır ötesindeki tahkimli mevzilerini ve barınma alanlarını imha etmek, hudut emniyetini ileriden sağlamak ve azami teröristi etkisiz hâle getirmek maksadıyla operasyonlarımız icra edilmektedir.
Mayıs 2019'da Irak'ın kuzeyinde başlattığımız Pençe Kaplan Serisi Operasyonu'yla harekâtlar planlandığı şekilde devam etmektedir. Bu operasyonlar sonucunda belirli bölgeler, istikametler ve yerler teröristlerden büyük ölçüde temizlendi, temizlenmekte ve böylece teröristlerin hareket kabiliyeti kısıtlanmış bulunmaktadır. Bu şekliyle hareket serbestisi kısıtlanan örgütün Gara'da toplanmaya başladığı istihbar edilmiştir. Kısaca bir fikir vermek bakımından, şurada görüldüğü üzere, hududumuza mücavir olan Sinat, Haftanin, Metina, Zap, Avaşin, Basyan ve Hakurk'taki teröristlerle mücadele yoğun bir şekilde uzun bir zamandan beri devam etmekte ve buradaki teröristler büyük ölçüde etkisiz hâle getirilmiş bulunmaktadır. Ancak bulunduğu konum itibarıyla ve aradaki arazi itibarıyla ters kompartımanlardan dolayı, sıradağlardan dolayı, buraya kadar ulaşmanın zorluğundan dolayı şu ana kadar çeşitli şekillerde Gara'da bir harekât, operasyon icra edilmemiştir. Bu nedenle, bu bölgede bulunan teröristlerin büyük bir bölümünün bir şekilde sözde PKK'nın, sözde güvenli bölge olarak Gara'yı seçtiği ve oraya odaklandığı, sözde okul, eğitim merkezi ve toplantı alanı olarak bu bölgeyi kullanmaya başladığı da yine bize gelen bilgiler arasında bulunmaktadır. Bugüne kadar girilmeyen bu bölgede teröristler "Her an gelebilirler." diye korksalar da kendilerini nispeten rahat ve emniyette hissetmişlerdir. Bu bölgeyi zaten takip ediyorduk, son beş ayda özellikle bu bölgeye yoğunlaştık, bu operasyon kara desteği olmadan 35 kilometre derinlikte icra edilmiştir ve kara harekâtının kritik ve önemli olmasının sebebi de bundan kaynaklanmaktadır. Herhangi bir şekilde karadan irtibat ve destek olmadan yapılan harekât olması nedeniyle, nicelikten ziyade nitelik bakımından daha önceki operasyonlardan son derece farklıdır.
Operasyon için, gerekli gizlilik önlemleri için de geniş bir hazırlık süreci yaşanmış, bu çerçevede, operasyon yapılacak araziyle ilgili ayrıntılı harita çalışmaları gerçekleştirilmiş, kuvvet ihtiyaçları belirlenmiş ve hedeflere yönelik, ayrıntılı çalışmalar ilgili unsurlarımız tarafından icra edilmiştir. Dost ve müttefiklerimizle koordine edilerek yapılan harekât öncesinde hedefler özenle seçilmiş, harekâtın planlaması ve icrasında sivil halkın can ve mal güvenliğiyle çevrenin korunmasına azami dikkat ve hassasiyet gösterilmiştir. Öncesinde, Kara ve Hava Kuvvetleri, kara, havacılık unsurları ile özel kuvvetler unsurları arasında ayrıntılı planlama ve koordinasyon da gerçekleştirilmiştir.
Bilahare yapılan bu çalışmalar harekât emrine dönüştürülmüş ve 10 Şubat saat 02.55'te uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda Hava Kuvvetlerine ait uçaklar ile İHA ve SİHA'ların desteğinde harekât başlatılmıştır. Harekât alanımızın çapı 75 kilometreye 25 kilometre olacak bir dikdörtgen şeklinde söylenebilir.
Planın 50'den fazla hedefinden 48'i vurulmuştur. Diğer hedefler, güvenlik nedeniyle, hem kendi unsurlarımız hem de çevre nedeniyle iptal edilmiştir. Hedeflerin vurulmasını müteakip saat 05.45'te Hava Hücum Harekâtı başlatılmış ve belirlediğimiz çeşitli bölgelere özel kuvvet unsurlarımız helikopterlerle inmeye başlamışlardır. Ve böylece, bölgeye giriş ve çıkışı önlemek, uygun arazi kesimlerini kontrol altına almak için gerekli uygulama gerçekleştirilmiştir.
İlk temasta, bölgelerden birinde yani bu olayların gerçekleştiği yere ilk inildiğinde, bu bölgede 2 şehit ve 1 yaralımız olmuştur. Yaralanan subayımız, yüzbaşımız daha sonra hastanede şehit olmuştur. Harekâtın tamamında 3 şehit ve 3 yaralımız mevcut olup yaralılarımız hastanede tedavi altındadır ve hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Biraz önce aldığımız haberden de 1 yaralımız da buradan taburcu olmuştur. Birçok mağaranın bulunduğu bu bölgede ateş gelen mağaraya yoğunlaşılmış ve mağara girişlerinin demir kapılarla tahkim edildiği tespit edilmiştir.
Arazinin niteliğini görmek bakımından bu fotoğrafın önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Söz konusu mağara şuradaki bulunan bölgede, şu bölgede, şurada. Dolayısıyla, buraya herhangi bir şekilde hava unsurlarıyla, ne uçaklarla ne SİHA'larla etki etmek mümkün değil ve dolayısıyla, buraya mutlaka kara operasyonu yapmak mecburiyetimiz var. Diğer bir deyişle -bazı tezvirata da cevap vermek bakımından- geometrik yapısı itibarıyla buraya herhangi bir şekilde Hava Kuvvetlerimizin bombasının ulaşması da pek mümkün değil.
Gerekli keşif ve araştırmayı müteakip mağaranın diğer kapıları, 2 kapısı daha bulundu; güvenlik tedbirleri alınarak kapılar tahrip edilmeye çalışıldı içeriye girebilmek bakımından. Bu esnada içeriden ateş ediliyordu, el bombası atılıyordu ve bunlara karşılık biz de, orada askerlerimiz, Özel Kuvvet unsurlarımız el bombasıyla gerekli karşılığı veriyorlardı. Ayrıca, bölgede el bombası ve hafif silahlara karşılık olarak mağara girişinde sadece ve sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır; bunun dışında herhangi bir şekilde herhangi bir silah, mühimmat kullanılması asla söz konusu değildir.
Bu uygulamalar sırasında teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrıda bulunuldu; yaptıkları işin yanlış olduğu, herhangi bir şekilde kurtulma imkânlarının olmadığı ve dolayısıyla, teslim olmaları gerektiği hususu tekrar tekrar hatırlatıldı. Daha sonra, mağara içinde ilerleme sırasında çok dar geçitlerin ve ilave demir kapıların olduğu görüldü; başlangıçta bunlar bilinmediği için bunlarla karşılaşıldı ve dolayısıyla, ilerleme çok zor oldu.
Uzun süren bu çalışmalar sonunda cuma günü akşam saatlerine doğru birinci terörist Osman Acer -Şervan Korkmaz, kod- "Ateş etmeyin, teslim olmak istiyorum." diye dışarı çıktı ve oradaki unsurlarımız tarafından teslim alındı. Teslim alınan birinci terörist tarafından, bir, içeride 7 terörist ve alıkonulan 12'si Türk vatandaşı, 1'isi yabancı olmak üzere toplam 13 kişinin olduğu; alıkonulan 13 kişinin, sözde mağara sorumlusu Sorej kod tarafından hava hücum harekâtının başlangıcında yani 5.45 civarında başlarına 1'er kurşun sıkılarak şehit edildikleri ifade edildi.
Özel Kuvvet personelinin anonslarına ilaveten birinci teröristin de "Bana iyi davranıyorlar. Korkmayın, gelin, teslim olun." çağrılarına rağmen diğer teröristlerden teslim olmaya gelen olmadı. Ertesi gün sabah saatlerinde ikinci bir terörist mağaradan çıkıp kaçmaya çalışırken güvenlik kuvvetlerimiz -askerlerimiz- tarafından yakalandı. İkinci terörist Merkaz Botan kod Doğan Geçgel'in ifadesinde, alıkonulan 13 kişinin Sorej kod tarafından başlarından vurularak şehit edildiği tekraren ve teyiden ifade edildi.
Operasyon sırasında yakalanan teröristlerin ifadesinde, sözde Gara sorumlusunun Cuma Biliki'yle yaptığı bir toplantıda Erbil ziyaretimiz sonrasında, Derik, Sincar veya Gara'da bir operasyon yapılacağını beklediklerini söylediği ifade edilmektedir ilave bilgi olarak. Bu kapsamda, diğer bu faaliyetlerin önemli bir bulgusu da önemli bir ispatı da kullanılabilecek diğer bir veri de biraz sonra arz edeceğim konu.
Sözde mağara sorumlusu Sorej kod, YPG-PKK ilişkisini göstermek bakımından çok hayati öneme haiz olduğunu değerlendiriyoruz, en somut ispatıdır. Aranan terörist Kamuran Ataman, Şırnak Beytüşşebap 1986, turuncu listede olan teröristlerden biri. Bu kişi 2017'den önce Beytüşşebap bölgesinde birçok katliama katıldı ve buradan bir şekilde kaçtı Kamışlı bölgesinde, Derik bölgesinde, orada 2017-2018 yıllarında sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptı. Daha sonra, bir şekilde yaralanma veya hastalanma sonucunda Derik'teki hastanede tedavi gördü, bu tedaviye müteakip de Gara bölgesine gönderildi ve 2019 yılı sonbaharında sözde cezaevi sorumlusu olarak görevlendirildi. Dolayısıyla, YPG ve PKK arasında ilişki olmadığını söyleyen -içeride, dışarıda- bazı kişiler var; bu ve buna benzer örneklerin -ki çok bu örnekler, en son örnek bu- bunun mutlaka görülmesi lazım. Dolayısıyla, bizim her yerde söylediğimiz gibi YPG'nin PKK'dan farkı yok; YPG PKK'nın Suriye kolu diyebiliriz.
Ayrıca, Özel Kuvvet personeli tarafından, 2 teröriste tekrar mağaraya yönelik olarak teslim olun çağrıları yaptırıldı ancak yine çıkan olmadı, içeriden ateşle cevap verildi. Bunun üzerine içeriye girmeye karar verildi, operasyon başlatıldı; içerisi tamamen karalıktı, fenerlerle kısmi bir aydınlatma yapmak mümkündü, operasyon güvenlik sebebiyle dikkatli ve yavaş sürdürüldü.
Mağara içerisinde, teröristler tarafından yapılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi ve bir müddet sonra karşıdan gelen ateşler kesildi. Mağara denildiği zaman da; -birçok kez televizyonlarda gösterildi bu, basına verildi- başlangıçta mağaranın birinci kapısı olarak burası görüldü, daha sonra buradaki 2 kapı keşfedildi ve buradan teslim olan bir kişi geldi, kaçmaya çalışan terörist burada yakalandı ve burada önemli olan husus -buraya tekrar geleceğiz- şurada görmek lazım. Tabii, operasyonlar tabii ki zor, ama bu mağara operasyonları özellikle çok daha zor çünkü bilmediğiniz bir alan, bilmediğiniz bir şekil, bilmediğiniz birtakım uygulamalar, bilmediğiniz birtakım tedbirler içinde askerin ilerlemesi gerekiyor. Bu manada, burada görüleceği üzere 1,20 metre yüksekliğinde çok alçak bir alan ve burada 70 santime düşüyor koridor ve buradaki geçişler de 1,5 metre, bir tarafta demir kapı var, arkasında demir parmaklıklar var. Dolayısıyla karanlıkta ve karşıda kimin olduğunu bilmeden buradaki bizim unsurlarımızın, askerlerimizin, Mehmetçiğin ilerlemesi gerçekten ciddi bir takım zorluklar içeriyordu. Bu çerçevede ateş de geliyor, ateşle cevap veriliyor, karanlık ve bu zor şartlarda Mehmetçik kendisine verilen görevi başardı ve 7 kapı, -şunlar, kırmızıyla gösterilen kapılar- demir kapılar ve demir perdeler var. Birbirinden geçişleri önemli, dolayısıyla bunların her birinin uygun bir tahriple tahrip edilmesi gerekiyor, parçalanması gerekiyor, açılması gerekiyor.
Bu şekliyle dikkatli bir şekilde, olabildiğince güvenli bir şekilde, olabildiğince de teslim alma esasına dayalı bir şekilde her seferinde teröristleri teslim olmaya çağırarak mevzu burada geliştirildi, ilerleme geliştirildi ve nihayet 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölmeye girildi. Ve hakikaten oraya girildiğinde vatandaşlarımızın naaşları yerde görüldü. Gerekli güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle önce çevrenin güvenliği sağlandıktan sonra, giriş ve çıkış emniyete alındıktan sonra naaşlar mağaradan dışarıya tahliye edildi. Ve sonunda görüldü ki 2teröristin de verdiği ifadelerde, benzer şekilde içeride 7 demir kapı ve parmaklık ve 9 da oda olduğu bir şekilde fiilen görülmüş oldu. Bütün oradaki mağaranın durumu da bizim oradaki unsurlarımız tarafından operasyon sırasında, sonrasında videoyla ve fotoğraflarla tespit edildi; karanlığa rağmen, flu da olsa, fenerle vesair anlaşılacak şekilde. Dolayısıyla operasyon gerçekten kahraman personelimiz tarafından, güvenlik kuvvetlerimiz tarafından oldukça zor şartlarda ve her birliğin, her ülkenin yapamayacağı bir şekilde gerçekleştirilmiş oldu.
Adli tıp işlemleri için Adalet ve İçişleri Bakanlarımızla görüşmek ve konuşmak suretiyle nasıl bir hareket tarzı uygulayacağımız tartışıldı, konuşuldu, koordine edildi. Bunun sonunda en yakın yer olarak Şırnak belirlendi. Ancak Şırnak'a indikten sonra Şırnak'taki adli tıp imkân ve kabiliyetinin sınırlı olması nedeniyle bilahare yine İçişleri Bakanımız ve Adalet Bakanımla görüşmek suretiyle şehitlerimiz -13 şehit, 1'i Iraklı olmak üzere- Malatya Adli Tıp'a teslim edildi. Mağaradan, önce Şırnak'a tahliye edildi ve Malatya'daki Adli Tıp bunları teslim aldı, gerekli işlemleri yaptı, yapmaya devam ediyor. Bunların, raporların da bir kısmı efendim yayımlandı, yayımlanacak.
Şehitlerimizin naaşları emniyetli bir şekilde yurt içine nakledildikten sonra oradaki güvenlik kuvvetlerimizle karadan ve havadan gerekli emniyet tedbirleri alınarak operasyonu iştirak eden unsurlarımız kademeli bir şekilde ve emniyetli bir şekilde yurt içine dönmeye başladılar. Ancak şu anda dahi, döndükten sonra dahi, oradaki operasyonlarımız devam etti. "Paramotor" diye tabir edilen -efendime söyleyeyim- bir şekilde bu paraşütle hareket eden bir aygıt var. Ayın 14'ünde bu aygıtla 3 terörist tespit edildi ve onlar da etkisiz hâle getirildi. Daha sonra bölgenin tarassudu, keşfi, incelenmesi devam ettiği cihetle tespit edilen 2 hedef de, 3 hedef de yine hava kuvvetlerimiz tarafından vuruldu. Bu manada bizim oradaki gözetleme faaliyetlerimiz, oradaki istihbarat faaliyetlerimiz devam ediyor. Orada herhangi bir şekilde ortaya çıkan bir durum olursa onlara karşı da gerekli faaliyetleri yapmaya hazır olduğumuzu burada ifade etmek istiyorum.
Burada bir istihbarat notunu sizlerle paylaşmak istiyorum, o da şu: Bu operasyon sonucunda ne oldu? Bu operasyon sonucunda gerçekten teröristlerin hem psikolojik bakımdan hem maddi bakımdan çok ciddi bir zayiata uğradıkları kesin. Bunun sonunda, yine, bu sözde karargâhları tarafından yayımlanan talimatlarda -teröristlere yayımlanan talimatlarda- özellikle önümüzdeki on beş gün süreyle hiç kimsenin, hiçbir teröristin 3-4 kişiden aşağı olmayacağını -çünkü firarlar başladı, bu firarları önlemek için 3-4 kişiden aşağı olmayacağını- bir diğer tedbir olarak da telefon, internet, tablet vesair gibi aygıtların kullanılamayacağını, televizyon seyredilemeyeceğini, haber seyredilemeyeceğini orada teröristlere tebliğ etmiş bulunuyorlar.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; harekât boyunca 4'ü üst düzey yönetici olmak üzere 51 terörist ölü, 2 terörist ise sağ olarak ele geçirilmiştir. İstihbarat kaynakları tarafından etkisiz hâle getirilen terörist sayısının çok daha fazla olduğu yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır; bu hususun önümüzdeki günlerde açıklığa kavuşması beklenmektedir.
Bu harekâtla bölgeye yerleşen, yeniden yapılanmaya çalışan ve bir şekilde hudutlarımıza, güvenlik güçlerimize ve halkımıza saldırı hazırlığında bulunan tüm unsurlar da büyük ölçüde temizlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri terör örgütünün, PKK'nın kendisini çok emniyette hissettiği Gara'da, 75 kilometreye 25 kilometrelik bir alanda, PKK'ya ağır zayiat verdirmiştir. Terör örgütü dün olduğu kadar bundan sonra da kendini burada artık rahat hissedemeyecektir. Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.Bugüne kadar hiçbir şehidimizin kanı yerde bırakılmadı, bundan sonra da bırakılmayacaktır.
Harekât sırasında hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize baş sağlığı ve sabır, yaralı personelimiz için de acil şifalar diliyorum.
Sonuç olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri asil milletimizin sevgisi, güveni ve desteğiyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Suriye'de, Irak'ın kuzeyinde, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Karabağ'da ve daha birçok coğrafyada bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak, dost ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak için büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla mücadelesini sürdürmektedir.
Bakmadan Geçme





