EğitimEkonomi

Öğretmen maaşlarının yetersizliği, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınması meclis gündeminde

İYİ Parti Konya Milletvekili FAHRETTİN YOKUŞ, eğitim çalışanlarının sorunlarını mecliste gündeme getirdi. Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınması, öğretmen meslek kanunu beklentileri karşılayacak şekilde bir an önce çıkarılmalısı, maaş karşılığı ders yükünün tüm öğretmenler için on beş saat olarak belirlenmesi, eğitim ve öğretimde sendika, vakıf, cemiyet gibi kurumların kaldırılması, öğretmen maaşlarının yetersizliği ve daha birçok konu hakkında açıklamalarda bulunan Yokuş, şu ifadeleri kullandı;

Çalıştay raporundan sizlere bazı başlıkları sunmak istiyorum. Deniliyor ki: “Karşı karşıya kaldığımız dijital dünya gerekliliklerinin sonucu ortaya çıkan ve salgınla birlikte dijital eğitimin de artırdığı teknoloji bağımlılığı hakkında toplum temel eğitimden başlanarak eğitilmelidir. Toplumun bütün kesimlerine verilecek eğitimlerle dijital içeriğin doğuracağı problemlerle ilgili farkındalık oluşturulmalı ve kontrolünün sağlanması için gerekli önlemler alınmalıdır. Eğitim amaçlı hazırlanacak dijital içerikle ilgili yasal düzenlemeler ve yönetmelikler çıkarılarak bir standart belirlenmelidir. Öğretmenlerin dijital yeterliliklerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Dijital içeriklerin sosyal, kültürel açıdan uygunluğu denetlenmelidir. Yerli ve millî yazılımların hayata geçirilmesiyle birlikte dijital vatandaşlık eğitim programı başlatılmalı ve bu anlayış yerleşimine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Kuşak farkları göz önünde bulundurularak dijital eğitim süreci değerlendirilmelidir. Maddi imkânlardan yoksun öğrenciler desteklenmeli, korunmaya muhtaç çocuklara ilişkin gerekli izlemeler yapılmalıdır.”

Değerli milletvekilleri, devamında deniliyor ki: “Dijital eğitimin olumlu ve olumsuz özelliklerini tespit etmek ve dijital eğitim sürecini daha etkili hâle getirmek için çalışmalar başlatılmalıdır. Değerler eğitimi kapsamında dijital davranış ve alışkanlıkların okullarda sağlanması zorunluluğu getirilmelidir.” Ancak yine, raporda daha önemli şeyler söyleniyor; mesela, deniliyor ki: “Öğretmen meslek kanunu beklentileri karşılayacak şekilde bir an önce çıkarılmalıdır.” Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınması talep ediliyor. Yine, eğitimde mülakat sisteminin ortadan kaldırılması talep ediliyor. Yine “Liyakat esas alan adaletli bir yönetici atama sistemi getirilmelidir.” deniliyor. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışanlara eğitim öğretimde hazırlık ödeneği verilmesi talep ediliyor. Maaş karşılığı ders yükünün tüm öğretmenler için on beş saat olarak belirlenmesi isteniyor. “Rehberlik öğretmenleri başta olmak üzere nöbet konusu yeniden düzenlenmeli, çözülmeli.” deniliyor. “Eğitim ve öğretimde sendika, vakıf, cemiyet gibi çeteleşmeler ortadan kaldırılmalı.” deniliyor. Belki de bu çalıştayın en önemli sonucu bu olsa gerek “Eğitim ve öğretimde sendika, vakıf, cemiyet gibi çetelerin tahakkümünden eğitim kurtarılmalıdır.” deniliyor. Aslında, bu mesaj siyasi iktidara önemli bir mesajdır.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi eğitim çalışanlarının çok ciddi sorunları var, bunlardan bazılarını kısaca anlatmak istiyorum. TÜRK EĞİTİM-SEN geniş katılımlı bir anket yapıyor, 15 bin öğretmeni kapsayan. Bu ankette her 10 öğretmenden 7’si aldıkları maaşın yetersiz olduğunu söylüyor yani ücret yetersizliği eğitimin en önemli sorunu. Her 2 öğretmenden 1’i daha iyi bir iş bulursa mesleği bırakabileceğini söylüyor. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 10’u geçimini sağlamak için ek iş yaptıklarını söylüyor. Öğretmenlerin bütçesinden en çok payın ise gıda harcamalarına gittiği ifade ediliyor.

Ankete katılanların yüzde 83’ü salgında mutfak harcamalarının arttığını ifade ediyor. Emekliliği gelen her 10 öğretmenden 6’sının emekli olmak istemediği, gerekçe olarak da emekli maaşlarının düşüklüğü söyleniyor. Öğretmenlik mesleğinin toplumda yeterli saygınlığa ulaşamadığı ifade ediliyor. Ankete katılanların yüzde 69’u, öğretmenliğin toplum tarafından saygın bir meslek olarak görülmesini arzu ediyor. Her 100 öğretmenden yalnızca 3’ü öğretmenliğin saygın bir meslek olmaktan çıktığını söylüyor. En önemlisi öğretmenlerimizin büyük bir bölümü 3600 ek gösterge bekliyor.

Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Eğer eğitimde nitelikli eğitim istiyorsak, gelecek nesillerimizin birikimli olmasını istiyorsak eğitim çalışanlarını göz ardı etmemeliyiz, eğitimin sorunlarını çözmeliyiz. Türkiye’nin geleceğinin eğitimde olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum.