Ekonomi

Çiftçilerin borcu 51 kat arttı!

Çİftçilerin ekonomik sorunlarını meclise taşıyan İYİ Parti İzmir Milletvekili Durmuş Müsavat Dervişoğlu, Hükümetin uyguladığı tarım politikaları, üretim yerine ithalatın teşvik edilmesiyle çiftçilerimizin yaşadığı sorunların araştırılması amacıyla 5/11/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan soru önergesi hakkında konuştu. Türk çiftçilerinin 2002-2019 arasında borcunun 51 kat arttığına dikkat çeken Dervişoğlu, konu ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı;

BİTKİSEL ÜRÜNLER ALANI YÜZDE 11 AZALDI

Yıllar içerisinde köyde yaşayan nüfus ve ekilen arazi miktarında belirgin değişiklikler olmuştur. 2000 yılında nüfusun yüzde 35’i köyde yaşarken 2020 yılında köyde yaşayan nüfus yüzde 7,2’ye düşmüştür. Benzer şekilde, tarımın millî gelirden aldığı pay yüzde 10 iken 2019 yılında yüzde 6,4’e düşmüştür. 2020 yılında 7 milyon 458 bin kişi istihdam edilirken bu rakam 2019 yılında 7 milyon 800 bin idi. Tarım bizim için yalnız bir gıda sağlama kaynağı değil, aynı zamanda bir istihdam alanıdır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2006 yılında 17 milyon 440 bin hektar olan tahıl ve diğer bitkisel ürünler alanı yüzde 11 azalarak 2019’da 15 milyon 574 bin hektara düşmüştür. Yine, 2001 yılında 9 milyon 350 bin hektar araziden 19 milyon ton buğday elde edilirken 2019 yılında 6 milyon 850 bin hektardan 19 milyon ton buğday elde edilmiştir. Her ne kadar ekilen arazi düştüğü hâlde buğday verimliliğinde düşme olmadıysa bu, Türk çiftçisinin modern tarım imkânlarını uygulaması ve modern tarıma yatkınlığından ileri gelmektedir.

BUĞDAY İTHALATI

2020 yılında ise her zaman buğday piyasasında başat alıcı olan Toprak Mahsulleri Ofisi başat alıcı olmamış ve buğday stokçuların, depocuların ellerine geçmiştir. Her yılki kadar buğday üretildiği hâlde 2020 yılında buğday yetmez olmuştur. Temmuz 2020’de tonu 1.600 lira olarak açıklanan buğdayın günümüz fiyatı 2.200 liradır ve bu da büyük oranda ithalattan ileri gelmektedir, ithalata bağlıdır. Eğer ki bu aradaki fark çiftçiye verilseydi, çiftçinin cebine girmiş olsaydı şu anda Türk köylüsü daha refah içinde olacaktı ve 2021 için daha iştahlı bir buğday üreticisi olacaktı. Bu, Türkiye’nin tahıl veriminin düşmesine, Türk milletinin daha pahalı ekmek tüketmesine ve Türk insanının cebinden gıda için daha fazla para çıkmasına neden olmaktadır.

ÇİFTÇİNİN BORCU 

AK PARTİ hükûmetlerinin uyguladığı tarım politikaları çiftçiyi fakirleştirmekte, borçlandırmaktadır. 2002 ila 2019 arasında tarımsal hasıla 8,6 misli artmış iken Türk çiftçisinin borcu 51 misli artmıştır yani Türk çiftçisi hayatına borçlanarak devam etmektedir. Öyle ki bu yıla kadar çiftçinin malının, tarlasının, evinin, traktörünün icraya verildiği, icra takibine alındığı bir dönem olmamıştır.

Türkiye’de tarım çok kötü durumdadır, insanların gıda güvenliği risk altındadır. Türk köylüsü zengin toprakların fakir bekçisi durumundadır. Tarımla ilgili her şeyin elden geçirilmesi gerekir. Tarım Kanunu’na göre millî gelirin yüzde 1’inin çiftçiye verilmesi gerekirken verilmesi gerekenin ancak üçte 1’i çiftçiye verilmektedir. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in dediği gibi, Türkiye tarım verisini oluşturup bu verilerin araştırmacılara açılması lazım. İklim değişikliği ve kuraklığa karşı önlemleri almak için Türkiye iklim değişikliği modelinin kurulması lazım. Su kaynaklarının korunması ve yeni su kaynakları yaratabilmek için su kaynakları koruma alanları kurulmalıdır. Anadolu flora ve fauna envanterinin çıkarılması gerekir. Millî tohumlarımıza sahip çıkmalıyız ve bunları çağlar boyunca korumalıyız. Bu görevleri yerine getirecek olan Türkiye tarımsal ürünler düzenleme kuruluna ihtiyaç vardır.

Tüm bu gerekçelerle Türk çiftçisini refaha kavuşturacak, alın terinin karşılığını verecek, milletimizin gıda güvenliğini ve ülkemizin tarımda üretim istikrarını sağlayacak önlemlerin alınabilmesi için bir Meclis araştırması arz ve teklif ediyoruz.