Ekonomi

Karşılıksız çeklerle ilgili flaş gelişme!

Türkiye’de özellikle son 2 yılda karşılıksız çeklerin sayısında patlama oldu. Karşılıksız çıkan çeklerde, hepinizin bildiği gibi, önce adli para cezasına hükmediliyor; adli para cezasının zamanında ödenmemesi üzerine de alacaklının şikâyeti üzerine bu ceza hapis cezasına dönüşüyor ve düzenleyen kişiler hapse giriyor. Hiç kimsenin sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmaktan dolayı hapse konulamayacağını söyleyen İstanbul Milletvekili MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ , hiçbir Avrupa Birliği ülkesinde karşılıksız çek yüzünden hapse konulmadığını belirtti. Konuyu meclise taşıyan Hamzaçebi, şu açıklamalarda bulundu;

KARŞILIKSIZ ÇEKLER DOLANDIRICILIK MAKSADI İLE DÜZENLENMEZ

Karşılıksız çıkan çeklerde, hepinizin bildiği gibi, önce adli para cezasına hükmediliyor; adli para cezasının zamanında ödenmemesi üzerine de alacaklının şikâyeti üzerine bu ceza hapis cezasına dönüşüyor ve düzenleyen kişiler hapse giriyor. İşte, ben sürekli olarak “karşılıksız çıkan çek” kavramını kullanıyorum, “karşılıksız çek düzenleyenler” kavramını kullanmıyorum zira çek hiçbir zaman karşı tarafı dolandırmak amacıyla, peşinen karşılıksızdır düşüncesiyle düzenlenmez. Bir alışverişte bir alıcı vardır, bir satıcı vardır; malı alan kişi satıcıya çekini verir, zamanında o çeki ödemek üzere bankada karşılığını da bulundurur ama şartlar öyle gelişir ki çekin karşılığı bankada çıkamayabilir, çeki veren kişi taahhüdünü yerine getirememiş olabilir, bu nedenle çek karşılıksız çıkmış olabilir.

HAPİS CEZASI VİCDANA AYKIRIDIR

Bir kere, Anayasa’mızın 38’inci maddesi “ekonomik suça ekonomik ceza” kavramını benimsemiştir; 2001 yılı Anayasa değişikliğiyle bu düzenleme Anayasa’mıza girmiştir. Bu düzenleme, daha önce de ifade ettiğim gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 4 Numaralı Protokol’ün 1’inci maddesi hükmüdür. Bu hüküm Anayasa’mıza taşınmıştır. Anayasa’mız diyor ki: “Hiç kimse sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmaktan dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.” Hapse koyamazsınız, hiçbir Avrupa Birliği ülkesinde böyle bir düzenleme yok. Böyle bir hapis cezası hukuka aykırıdır, vicdana aykırıdır değerli arkadaşlar.

PANDEMİDEN DOLAYI ARTAN KARŞILIKSIZ ÇEKLER

Bakın, bu konuda Sayın Erdoğan Başbakanken Meclisten bir yasa geçti, çekte hapis cezası kaldırıldı ve Sayın Erdoğan, o düzenlemeyi şu cümlelerle savundu: “Artık çek borcundan dolayı kimse cezaevine girmeyecek; cezaevine girmeyecek ama on yıl süreyle hiçbir yerde çek karnesi alamayacak.” O yasa tasarısının Genel Kuruldaki görüşmeleri sırasında AK PARTİ’den değerli bir milletvekili arkadaşımız Sayın Yılmaz Tunç, Genel Kurulda AK PARTİ Grubu adına tümü üzerinde konuştu. Bakın, cümleleri şöyle: “2009 yılında karşılıksız çek keşide etme fiiline yaptırım olarak adli cezası öngörülmüştür. Ancak adli para cezasının ödenmemesi durumunda, infaz aşamasında hapis cezasına dönüştüğünden “ekonomik suça ekonomik ceza” ilkesiyle ilgili eleştiriler yoğunluk kazanmıştır. Bu değişikliklere rağmen çeklerle ilgili tartışmalar azalmamış -yani çekte hapis cezasını getirmiş olmasına rağmen- çek, hem alacaklar hem de borçlar açısından sorun olmaya devam etmiştir. Bu sorunları ve eleştirileri ortadan kaldırmak, uluslararası sözleşmelere ve Anayasa’nın 38’inci maddesine uyumu sağlamak hem de karşılıksız çek davaları nedeniyle mahkemelerimizin iş yükünü azaltmak maksadıyla bu tasarı gündeme gelmiştir.” diyor, devam ediyor Sayın Tunç, “O tasarıda -yani çekte hapis cezasını kaldıran tasarıda, daha sonra bu yasalaştı- alacaklının hukukunu koruyan düzenlemelerde vardır, kimse endişe etmesin.” diyerek onları açıklıyor. Peki, arkadaşlar, ne değişti? 2012’de çekte hapis cezası kaldırıldı, 2016’da bu ceza tekrar getirildi. Değişen bir şey yok. Çekte hapis cezası var diye çekler karşılıksız mı çıkmıyor? Böyle bir şey yok. Bakın, 2020 yılı, kriz yılı yani pandemi nedeniyle ekonominin yavaşladığı bir dönem; aşağı yukarı 14 milyon çek düzenlenmiş, 194 bini karşılıksız çıkmış. Niye? E, pandemi var. İnsanlar ödemelerini yapamıyorlar. Yapamadığı için çekler karşılıksız çıkıyor.

Çekte en çok karşılıksız çıkan dönem ne zaman biliyor musunuz? Hapis cezasının olduğu 2009 yılı -kriz yılıdır- tam 25 milyon çekin 1 milyon 756 bini karşılıksız çıkmıştır. Hapis cezası var. E, niye karşılıksız? Ödeyemiyor adam, krizde nasıl ödesin?

Bakın, bir vatandaşımız bana şunu söyledi, bana WhatsApp’tan yaz dedim. Çek mağdurları beni sürekli arıyor, onlarca kişinin böyle maili var ama zaman kısıtlı olduğu için sizlere onları anlatma imkânım yok. “Ben üniversite hastanelerine ve devlet hastanelerine mal veriyorum. Yüz elli günde ödeme yapılacak.’ deniliyor sözleşmeye göre ama iki yüz elli günde yapılıyor. Ben de nasıl olsa yüz ellinci günde ödeme bana yapılır diye gidip tefeciden borç aldım. Tefeci benim 4 tane çekimi yazdırdı ve ben şimdi hapis cezasıyla karşı karşıyayım.” diyor. Mart ayında dolandırıcıları dahi Meclis affetti, yani infaz yasasında yapılan düzenlemeyle beş yıla kadar hapis cezası olan hatta altı yıla kadar hapis cezası olan bütün dolandırıcılar cezaevinden çıktı, bu düzenleme çeke uygulanmadı. “Ödemeni yap, 26 Marta kadar yüzde 10’unu öde, sonra on beş ay taksitle kalanını öde ancak o zaman kurtulursun.” dendi. Gelin, arkadaşlar, bunu değiştirelim.

İYİ Parti Milletvekili Bedri Yaşar:  2007 yılında yazılan çek sayısı 182.159, 2017’de 333.703, 2018’de 332 bin yani 2006’dan bu tarafa çeklerin yazılması, ödemeyle ilgili maalesef, bir yaptırım oluşturamamıştır. Bunu söylerken şunu da ifade etmek istiyorum: Yani burada hem borçlular mağdur, hem de alacaklılar mağdur durumdadır. Özetle şu: Ekonomik suçun karşılığı, ekonomik ceza olmalıdır diye düşünüyoruz. Netice itibarıyla yıllardır ticaretin içerisinde olup devletten alacağı olanlar, hastane örneği verildiği gibi kara yollarında da bir sürü firmalar aynı şekilde, devletin diğer kurum ve kuruluşlarında iş yapan firmalar ödeme konusunda, alacak konusunda çok ciddi problemler yaşıyorlar. E, borcunu alamadığı için, alacağını tahsil edemediği için dolayısıyla borcunu ödemekte de güçlükler çekiyor. E, bu şartlar altında biz, bu insanları hapse mahkûm ederek herhangi bir şeyi tahsil edebilme imkânımız inanın çok zayıf. Belki, 5 bin, 10 bin lira gibi küçük rakamları ailesi bulup ödeme imkânı var ama ciddi müesseselerin, bu konuda ciddi takibe uğrayan müesseselerin ödeme imkânları maalesef yok. Dolayısıyla insanların içeride olmasının bu işle ilgili bir karşılığı da yok. Biz bırakalım dışarıda hiç olmazsa alacaklarını ve borçlarını takip etme fırsatı yakalasınlar ki alacaklıları da mağdur olmasın. İnanın, içeriye ne kadar çok adamı atarsanız onların alacaklıları da en az o kadar mağdur olur.

Buna paralel olarak, burada bir cezai müeyyide olabilir yani bireysel hürriyetlerini kısıtlamaktan daha çok, ekonomik olarak, işte “Şu kadar adet çek ödenmediği takdirde veya şu kadar miktar çek ödenmediği takdirde bundan sonra bu tür işlemleri yapmada kısıntıya uğranabilir.” denebilir. Zaten bankaların, hepiniz de biliyorsunuz ki çeki yazılan insanlarla ilgili meşhur kara listeleri var. 50 sefer, bunların silineceğine dair bu Parlamentodan kanun çıkmış olmasına rağmen, daha yirmi sene önceki, otuz sene…