Gündem

AKP’li vekil İstanbul Sözleşmesinin aileyi dağıtmaya ve ortadan kaldırmaya dönük sonuçlarının olduğunu iddia etti!

AK Parti Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile iptal edilen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bazı açıklamalarda bulundu. İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesini savunan Akbaşoğlu, sözleşmenin aileyi dağıtmaya ve ortadan kaldırmaya dönük sonuçlarının olduğunu iddia etti! Muhalefet ise ‘’ Niye imzaladınız o zaman?’’ diye sordu… Konu, meclis gündeminde tartışmalara neden oldu;

MUMAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bu konuda -en ufak bir tereddüt- kadın hakları, kadına şiddetin önlenmesi konusunda gerçekten, Sayın liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, on sekiz yıllık iktidarımız döneminde kadına şiddete sıfır toleransla yaklaşarak, her türlü pozitif ayrımcılığı kadınlar lehine ortaya koyan bir anlayış iktidardadır. Bu noktadan asla geri adım atılmayacaktır bundan herkesin emin olması gerekir. İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili şunu ifade etmek isterim ki: Evet, 2011 yılında bu sözleşme imzalanmış ancak on yıla yakın uygulamalar neticesinde görülmüştür ki birtakım marjinal grupların kendilerini meşrulaştırmaya ilişkin, bu sözleşmenin arkasına gizlenildiği bir zemin oluşmuştur.

AKBAŞOĞLU – İstanbul Sözleşmesi dünyadaki uygulamalarıyla birlikte ele alındığında aileyi dağıtmaya ve ortadan kaldırmaya dönük sonuçları görülmüştür.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Hangi madde?

GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) – Hangi maddede?

EMİN AKBAŞOĞLU – Sözleşmenin arkasına gizlenerek her türlü sapkınlığı meşrulaştırmaya, ahlaksızlığı meşrulaştırmaya…

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Niye imzaladınız o zaman?

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Niye imza attınız o zaman? Kendinizi inkâr ediyorsunuz.

AKBAŞOĞLU- …kadını, erkeği, çocuğu, genciyle birlikte toplumların inanç, örf âdet ve geleneklerini, toplumsal değerlerini tamamen yozlaştırmaya ve ortadan kaldırmaya dönük; ayrıca, gelecek nesillerimiz…

KARACA (Denizli) – Yine mi kandırıldınız?

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Kendinizi inkâr ediyorsunuz. Sizi de mi kandırdılar?

AKBAŞOĞLU – …dâhil olmak üzere zarar verici sonuçlarının net bir şekilde ortaya çıkması nedeniyle toplumsal talep ve değerlendirmeler neticesinde İstanbul Sözleşmesi’nin 80’inci maddesinde yer alan “Taraflardan herhangi biri, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir bildirimle, herhangi bir zaman bu Sözleşmeyi feshedebilir.” hükmüne istinaden Sayın Cumhurbaşkanımız iç hukuk ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde İstanbul Sözleşmesi’nin 80’inci maddesindeki fesih hükmüne de istinaden milletimizin talepleri doğrultusunda bu sözleşmeden çekilme iradesini göstermiştir.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) – Ne talebi?

KARACA (Denizli) – Hangi milletin talebi?

AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Milletimiz medyunuşükran olduğunu Cumhurbaşkanımıza ifade etmektedir.
Son olarak, bizim toplumumuz aileerkil bir toplumdur. Başta kadınlarımız olmak üzere kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısıyla bütün ailelerimizin, bütün milletimizin hak ve hukukunu titizlikle gözetecek; mutlu, huzurlu, özgür, güvenli ve müreffeh bir birey, aile ve toplum için samimiyetle çalışmaya devam edeceğiz.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Hangi kadına sordunuz imzayı çekerken?

ENGİN ALTAY (İstanbul) -Şimdi, ben isterdim ki Sayın Akbaşoğlu desin ki: Hayır, Cumhurbaşkanımız ben zaten kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum demedi; desin isterdim, demedi. Yani benim söylediğim bu yönünü kabul etti, söyledi zaten; bu var kayıtlarda. Kadın cinayetleri abartılıyor demedi; desin isterdim, bunu da söyledi.

Aslında ben şuna değineceğim: Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama yetkisini kullanan bir organdır. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi de çok açıktır. Çok taraflı bir uluslararası anlaşmanın Mecliste onaylanmasıyla kanun hâline gelmesinden sonra, Cumhurbaşkanının iki dudağının ucuyla “Bunu ben kaldırdım.” demesinin hukuki tartışmaları epeyce bir sürecektir. Muhtemelen perşembe günü Sayın Kaboğlu da bu konuda Meclise geniş bir değerlendirmede bulunacaktır. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi, Meclisin gündeminde de uluslararası anlaşmalar var ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz ki millet ittifakı olarak Türkiye’nin menfaatine olan anlaşmaların görüşülmesinde hem kabul oyu veriyorduk… hem de İç Tüzük’ten kaynaklı hiçbir hakkımızı doğru dürüst kullanmadan Mecliste bir zaman ekonomisini de iyi çalıştırıyor idik.

Şimdi, Mecliste bu anlaşmaların kanunlaşmasından sonra, gece yarısı beyefendinin aklına esince “Anlaşmaları iptal ettim.” diyeceği bir döneme girdik. Dolayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisinin bundan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisinde birinci parti tarafından uluslararası anlaşmalar konusunda bir iş birliği ve olumlu ortam taleplerine ne kadar sıcak bakacağını çok merak ediyorum. Evet, böyle olunca, nasıl olsa -Sayın Türkkan’ın tabiriyle- Cumhurbaşkanı bir gecede bunu iptal ediyorsa onayı da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılsın, Meclisi yormayın. Ama madem bunu Genel Kurula getireceksiniz, bugünden itibaren uluslararası anlaşmalarda Cumhuriyet Halk Partisi Grubu İç Tüzük’ten kaynaklı bütün imkânları kullanacaktır.