
Jinekomasti, erkeklerde farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilen iyi huylu meme büyümesi olarak tanımlanabilir. Jinekomasti ülkemizde her üç erkekten birinde görülen bir sağlık sorunudur. Hastalıktan çok bir görünüş bozukluğu olan jinekomasti genellikle ergenlik döneminde görülen bir sorun olmakla birlikte bebeklik ve yaşlılık dönemlerinde de sıklıkla görülebilir. Ergenlik döneminde ortaya çıkan jinekomasti genellikle kendiliğinden geçebilir. Ancak sorun uzun süreli bir hale gelirse tedavi uygulanması gerekliliği oluşabilir. Jinekomasti bir sağlık sorunu olmasa da erkeklerde öz güven kaybına, sosyal ortamlardan uzaklaşmaya ve birtakım psikolojik sorunlar yaşanmasına yol açabilir.
Erkeklerde meme büyümesi genellikle vücutta bulunan östrojen ve testosteron hormonlarındaki düzensizlikten ya da dengesizlikten kaynaklanır. Östrojen olarak da adlandırılan kadınlık hormonunun erkek vücudunda artmasına bağlı olarak meme büyümesi ortaya çıkabilir. Jinekomastinin hormon dengesindeki değişiklik gibi birden farklı nedeni olabilir.
Erkek bebeklerde, hamilelik döneminde anneden geçen östrojen hormonunun fazla olmasına bağlı olarak doğumdan itibaren meme büyümesi görülmesi olasıdır. Genellikle doğumdan 2-3 hafta sonra kendiliğinden kaybolan bu durum jinekomastinin geçici bir türü olarak değerlendirilir. Ergenlik döneminde ortaya çıkan jinekomastinin temelinde östrojen hormonundaki artış bulunur. Bu tür durumlarda 6 ay ile 2 yıl arasındaki bir süre boyunca hasta gözlem altında tutulur.
Yetişkinlerde yaşlanmaya bağlı olarak hormonal dengenin bozulması sonucunda 60 yaşından sonra jinekomasti sorunu görülebilir. Tüm bu etkenlerin yanı sıra; prostat kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar, prostat tedavisi ilaçları, bazı anksiyete ilaçları ve antidepresanlar, bazı kalp ve kemoterapi ilaçları, AIDS tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, steroid ve androjenler, ülser ilaçları, bazı antibiyotikler erkeklerde meme büyümesine neden olabilir. Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı vücuttaki hormon dengesinin bozulmasına ve jinekomasti sorununa neden olabilir. Jinekomastiye neden olan diğer etkenler arasında; bazı tümörler, siroz, hipertiroidizm, karaciğer ve böbrek yetmezliği sayılabilir.
Jinekomasti Teşhisi Nasıl Koyulur?
Hastaya jinekomasti teşhisi koyulmasının ilk adımı, fiziki muayenedir. Bu aşamada doktor elle teşhis koyabilir. Jinekomasti hastalarına yapılan fiziki muayene sırasında meme ucundan bir kütle ele gelir. İlk tanı koyulduktan sonra USG ile jinekomasti tam olarak teşhis edilir.
Birçok hastada jinekomasti sorununun kendiliğinden düzelmesi beklenir. Eğer 3 yıl sonunda kendiliğinden düzelme sağlanmazsa sorunun altında yatan nedenin araştırılması gerekir. Altında yatan neden tespit edilerek tedavi uygulanmasıyla birlikte jinekomasti sorunu ortadan kalkar. Jinekomasti tedavisi birden fazla yöntem kullanılarak uygulanabilir.
Başlangıç aşamasındaki jinekomasti ilaçla tedavi edilir. Meme büyümesi erken teşhis edildiğinde, hormon dengesizliğini gidermeyi sağlayan ilaçlar kullanılarak etkili bir tedavi gerçekleştirilebilir. Jinekomasti tedavisinde testosteron replasmanı olarak da bilinen ilaçların kullanılması tercih edilebilir. Bu ilaçlar genellikle yaşlı erkeklerde görülen meme büyüme sorununun giderilmesini sağlamakla birlikte vücudundaki testosteron seviyesi çok düşük olan kişilerde de etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir. Ağrılı ya da şiddetli jinekomasti vakalarında SERM denilen ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar meme dokusunun azalmasında etkilidir.
Bazı durumlarda jinekomasti sorununun kesin olarak tedavi edilebilmesi için cerrahi prosedür uygulanması gerekebilir. Uygulanacak olan ameliyatın türü jineomastinin türüne göre değişiklik gösterebilir. Jinekomastinin sert meme dokusundan kaynaklandığı durumlarda açık ameliyat uygulanabilir. Jinekomastinin yalnızca yağ dokusundan kaynaklandığı durumlarda ise liposuction tedavisi uygulanabilir. Hem sert meme dokusu hem de yağlanmadan dolayı meme büyümesinin görüldüğü vakalarda açık ameliyat, liposuction prosedürüyle desteklenebilir. Deri fazlalığından kaynaklanan jinekomasti sorununun tedavisi de cerrahi müdahale ile gerçekleştirilebilir.
Liposuction İle İnatçı Yağlarınızdan Kurtulun
Erişkin insanların vücutlarındaki yağ hücresi sayısı sabittir. Bunun nedeni ergenlikten sonra yağ hücrelerinin sayısının artmamasıdır. Ancak bu durum yağ hücrelerinin hacminde artış olmayacağı anlamına gelmez. Yağ hücrelerindeki artışın sebep olduğu kilo artışıyla beş etmek için düzenli bir diyet uygulanmalı, düzenli spor yapılmalı diğer bir deyişle düzenli bir yaşam tarzı benimsenmelidir.
Bazı kişilerin vücutlarında düzenli diyete ve spora direnç gösteren, inatçı yağ birikintileri görülebilir. Karın, diz, kalça, bel, uylukların iç ve dış tarafı vücutta düzenli egzersize ve diyete dirençli yağ birikintilerinin oluştuğu bölgeler arasında yer alır. Etkili bir vücut şekillendirme yöntemi olan liposuction uygulamasında vücudun belirli bölgelerinde bulunan inatçı yağ birikintileri özel bir vakum ve kanüller aracılığıyla vücuttan uzaklaştırılır. Vücut konturunun düzeltilmesi için uygulanan liposuction ameliyatının bir zayıflama ameliyatı olmadığı unutulmamalıdır. Uygulama bölgesine ve uygulanacak prosedürün kapsamına göre genel ya da lokal anestezi altında uygulanan liposuction ameliyatı sayesinde hacmi artmış, düzenli diyete ve spora direnç gösteren inatçı yağ birikintileri vücuttan uzaklaştırılır. Ameliyat sonucunda bölgedeki mevcut yağ hücrelerinin sayısının azalması sağlanmış olur. Op.Dr. Evren İşçi liposuction ve diğer estetik cerrah prosedürler konusunda başarılı uygulamalara imza atmaktadır. Açık iletişimi, alanındaki uzmanlığı ve hasta memnuniyeti odaklı bakış açısı ile farklı yaş gruplarındaki ve cinsiyetlerdeki hastalar tarafından tercih edilmektedir. Siz de liposuction ve diğer estetik cerrahi ya da medikal estetik prosedürler hakkında bilgi edinmek için Op. Dr. Evren İşçi ile iletişim kurabilirsiniz.