7 ve üzeri şiddetli deprem açıklaması geldi: 45 il ve 110 ilçe birden etkilenecek! İstanbul, Ankara, İzmir ..

Depreme ilişkin son dakika açıklaması geldi. Uzman isimler Türkiye’de beklenen büyük depreme ilişkin uyarılarını peş peşe sıraladı. Son dönemlerde meydana gelen depremler vatandaşları tedirgin ediyor. Uzmanlar, depreme ilişkin açıklamalarda bulunurken, başta Ankara, İstanbul ve İzmir gibi illerle birlikte 45 il ve 110 ilçenin etkileneceğini ifade ediyor.
İstanbul’u etkileyecek olan büyük Marmara depremi her geçen gün yaklaşmaya devam ediyor. Son olarak Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Marmara depremine ilişkin, “2030’a kadar olma olasılığı yüzde 64. Bu yüksek bir sınır. 10 bin bina artık topun ağzında. Her bir binayı 4 kat düşünelim 40 bin kat eder. Her bir kata 2 daire koyuyoruz o zaman 80 bin daire eder. Her daireye 4 kişi koy 320 bin insan. O kadar insanın bu depremde ölme olasılığı anormal fazla demektir. En minimumdan aldık, demek ki bu 300 bini sen artık milyon kabul edeceksin” açıklamasını yapmıştı.
‘ESKİ GÖRÜŞÜ YANSITIYOR’
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, Milliyet’e yaptığı açıklamada, Prof. Dr. Görür’ün yüzde 64 olarak dile getirdiği oranın, 2004 yılındaki eski görüşü yansıttığını belirterek, yeni çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Naci Hoca’nın 2030’a kadar yüzde 64 dediği deprem riski 2004 yılında yapılan araştırmanın verileri ve bu araştırmada risk yüzde 64 değil yüzde 62 olarak belirtiliyordu. Ancak 2004’deki veriler 2016’da bir grup bilim insanı tarafından yeniden ele alınırken, yeni veri ve tekniklerle incelemeler yapıldı. 2046’ya kadar 7.3 ve üzeri deprem riski yüzde 48 olarak belirlendi. İstanbul’da büyük depremin hemen olacakmış gibi algı yaratılması bir anlamda çürütülmüş oldu.”
‘HAZIRLIKLAR SÜRMELİ’
Marmara Denizi’ndeki tarihsel depremlerin tamamının 7 ve üzeri büyüklükte gerçekleşmediğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Barış, şu uyarıları sıraladı: “İstanbul’u etkileyecek 7 ve üzeri deprem riski çok yüksek değil ancak bu sözlerden ‘Hazırlık yapmayın, rahat olun’ anlamı çıkmamalı.
Marmara Denizi’nde geçmişte yaşanan depremlerin tamamının 7 ve üzeri büyüklükte olduğunu düşünmüyoruz. 6.7 veya 6.8’lik depremde kaos, kargaşa, yıkım ve ölümlere sebebiyet verir. Her hafta depremi gündeme getirip, risk yüzde 64 demek doğru bir söylem değil. Sürekli İstanbul’a odaklı konuşulması da üzücü.
Güney Marmara’da, Bursa ve Yalova’yı çok ciddi etkileyecek faylar bulunuyor. Toplum korku veren kişi veya bilgileri seviyor olsa da bilim insanlarının doğru bilgileri, doğru zamanda aktarması gerekir. Deprem sismolojinin konusu ve her yer bilimci eşittir deprem uzmanı demek değildir.
Yapılan her açıklama insanların ruh dünyasında etki yaratırken, arsa fiyatlarını düşmesine, sigorta primlerini yükselmesine neden olabiliyor. Siz her gün medya aracılığı ile ‘Yıkıldık yıkılıyoruz’ derseniz yabancı yatırım yapmaz. Bir de serbest alimler var ki, evlere şenlik, sözlerinin bilimsel hiçbir geçerliliği yok.”
22 BİN KM VERİYLE…
“Her mikro ölçekli deprem sonrası sosyal medya üzerinden açıklama yapılması doğru değil” diyen İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak şu bilgileri verdi:
“Her küçük depremden sonra, ‘Eyvah büyük deprem mi geliyor’ şeklinde yorum yapılmasını doğru bulmuyorum. Bazı hocalar gündemde kalabilmek için her deprem aktivitesinden sonra paniğe neden olan açıklamalar yapıyor.
Medya üzerinden sürekli yorum yapanların, biraz da oluşan aktiviteler ve fay haritaları ile bilimsel yayın yapmalarını bekliyoruz. İki doktora öğrencimle birlikte 22 bin kilometre veri ile Marmara’yı üç boyutlu haritaladık. Fayların derindeki geometrisini hız modelleriyle normalize ettik.
Karıncaya, buluta, yıldıza bakıp deprem yorumu yapanlar şehir efsanelerini ortaya saçmaktan geri durmuyorlar. Büyük Marmara depremine yönelik öngörüde bulunanlar başında bazı astrologlar, kooperatif yöneticisi, eğitim uzmanı gibi alan dışı uzmanlar başı çekiyor. Bilgi kirliliğine neden olanların kimi bulutlara, kimi karıncalara bakarak yorumda bulunurken, vücudundaki titremeyi deprem habercisi olarak gören bile var.
Bu zırvalıklara son verilmeli. En riskli olanı ve kırılmasını öngördüğümüz fay hattı, Osmangazi Köprüsü’nün olduğu yerden başlayıp, İmralı Adası kuzeyine uzanan 110 km’lik kesim. Marmara Denizi’ndeki yıkıcı depremler 7.1 ile 7.6 büyüklüğü arasında değişkenlik gösteriyor. Yaptığım modellemeye göre İstanbul’da büyüklüğü 7.2 ile 7.6 arasında değişen, şu an enerji biriktiren 4 ayrı fay parçası bulunuyor.”
1999 Gölcük Depremi, İzmit Depremi, Marmara Depremi ya da 17 Ağustos 1999 depremi, 17 Ağustos 1999 sabahı 03:02’de gerçekleşmiş tüm Marmara Bölgesi’nde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedilmişti. 2010’da yayımlanan Meclis Araştırması Raporu’na göre depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi ise yaralandı.
MARMARA DEPREMİ MİLYONLARCA KİŞİYİ ETKİLEYECEK
Mega kentte kentsel dönüşüm ile eski binalar yıkılıyor daha modern binalar yapılıyor ancak genel tabloya bakıldığı zaman İstanbul olası bir deprem için henüz hazır değil. Hatta modern yapılan binaların güçsüz zeminleri ile yeni binaların dahi yıkılması söz konusu.
Beklenen büyük Marmara depremi ile ilgili uzmanlar tarihsel süreçlerden yola çıkarak Kocaeli depreminden daha büyük olma olasılığı var ve 7.7’ye kadar çıkabileceğini ifade ediyor. Bununla birlikte Kocaeli depremi 7.4 olarak kabul edildiğinde -onun 2.8 katı – neredeyse 3 kat daha büyük bir enerjiye sahip olacağını belirtiyor. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara depremi ile ilgili açıklamalarda bulunarak kritik uyarılar yaptı.
“İSTANBUL’UN DEPREM TARİHÇESİ SABIKALI”
İstanbul’un deprem tarihçesinin sabıkalı olduğunu belirten, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı ve Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şükrü Ersoy, deprem giderek yaklaştığını ifade eden sözlerine şöyle devam etti:
“1999 depreminden sonra otuz yıl biçilmişti ve bunun yirmi bir yılı geçti. Teorik olarak çok yaklaştığımızı gösterir. Deprem hemen de olabilir ama çok uzun zamanlara yayılmayabilir çünkü İstanbul’un deprem tarihçesi çok sabıkalı.
İstanbul’da her elli yılda bir, yedi üzerinde deprem oluyor. Marmara denizindeki depremlerin şöyle bir karakteri var bir sene içerisinde 7’den büyük iki deprem art arda olabiliyor. Burası hakikaten deprem açısından tehlikeli bir yer ve yedi üzerinde bir deprem olabilir.”
MARMARA DEPREMİ HER GEÇEN GÜN YAKLAŞIYOR
Marmara bölgesindeki depremin öncelikle Marmara bölgesinde her yeri etkileyeceğini belirten Ersoy, bölgede milyonlarca kişinin yaşadığını hatırlatarak şunları söyledi:
“En az 28 milyon insanın yaşadığı bir bölge, milyonlarca konut var ve bunların hepsi büyük bir depremde etkilenir ayrıca buna sadece İstanbul olarak bakmamak gerekiyor.
İstanbul’u yoğunluk açısından ele alıyoruz ama tüm Marmara’yı etkiler ve bu deprem Bursa, Edirne, Tekirdağ’ı da etkiler. Hatırlayalım Kocaeli depremi İstanbul’u yıktı ve 120 km ilerideydi ama şimdi beklediğimiz deprem 50 km bile yok”.
YÜKSEK BİNALARDA OTURANLAR DİKKAT!
Ersoy, sekiz, on yıl içerisinde Marmara çevresinde büyük bir deprem olacaktır demek bence önemli bir tespit ve bu süreyi hiç boş geçirmemek gerekiyor diyerek sözlerine şöyle devam etti:”Biz tehlikeyi Marmara denizi içerisinde bekliyoruz fakat İstanbul’un önemli tehlikelerinden bir tanesi de yüksek binalar. Özellikle alüvyon gibi dere yatakları üzerine kurulu yüksek binalar sadece Marmara depreminden değil uzak depremlerden de etkilenebilir.
Yani Bursa’daki, Eskişehir’deki veya çok uzaktaki bir deprem İstanbul’daki yüksek binaların eğer zemini çürük ise 2020 yılında İzmir depremi gibi betonarme modern yapıları etkileyebilir ve yıkımlar yaşanabilir.
Bu da hiç konuşmadığımız tehlikelerden bir tanesi. Biz 1999 depreminden sonra çok uyuduk karar vermekte çok geç kaldık ve müteahhit ile vatandaş arasında devletin hakemlik görevi görmesi gerekiyor.
Çürük yapıların bir şekilde yıkılarak yeniden yapılması veya güçlendirilmesi gerek, bunun başka yolu yok. Aslında depremde en güvenli yerler evlerin içidir ama bunlar sağlam evlerdir. Büyük bir depremden sonra artçılar bir yıl devam edecek.
Türkiye’nin en sağlam yerinde yapılar yapmışsınız geçmişte etkilenmiş. Şimdi daha çürük zeminler üzerinde yapı stokları var gelecekte elbette daha fazla etkileneceğiz”.