Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Yıllarca AB Kriterleri Adı Altında Bize Dayattıkları Ne Varsa Şimdi Hepsini Kendileri Çiğniyor'

Ankara Arena Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen, ”İnsan İçin Orman, Ekonomi İçin Orman” programına konuk olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabiat turizminde dünyanın ilk 5 ülkesine girmeyi planladıklarını söyledi.

81 İlde Tabiat Turizmi Seferberliği

“81 ilde tabiat turizmi seferberliği başlatıyoruz. Türkiye son 14 yılda orman konusunda adeta devrim gerçekleştirmiştir. Orman varlığımızı 1,5 milyar hektar artırarak dünyada ilk sıralarda yer aldık. Tabiat bize Allah’ın bir emanetidir. Tabiatı hoyratça yok etmek, bu emanete hıyanet etmektir. Şehirlerimizin etrafı çirkin gecekondularla dolarken dahi her gecekondunun bahçesine ağarlar ve çiçekler dikilmiştir. Açıkçası bu gecekondular şehirlerimizi adeta istila eden beton, çelik ve cam yığını binalardan daha kişilikli, daha şahsiyetli daha özgündür. İnsan fıtratına daha uygun yapılarla tanışacağımız günler yakındır.” 

Cumhurbaşkanlığı Sistemi Milletin Önünü Açmak İçindir

“Türkiye istikrarını kaybetmesin, diye yönetim sistemini değiştiriyoruz. Anayasa değişikliğinin ne getirdiği ne götürdüğü bellidir. Bu metni okumaya dahi tenezzül etmemiş bir muhalefet anlayışı var. Ana muhalefet partisi başkanı, ‘Cumhurbaşkanı ve başbakan başka partiden olursa kavga çıkar’ diyor. Biz de böle olmasın diye cumhurbaşkanı ve başbakanı birleştiriyoruz. Metni dahi okumamışsın. Öyle yalanlar, iftiralar ortaya atıyorlar ki insanın havsalası almıyor. Önceki gün ‘Cumhurbaşkanı tüm lokantaları kapatabilir’ diyor. El insaf, yalanın da palavranın da bir haddi hududu olur. Bunun yalanlarının freni yok. Şimdi sıra ne zaman boyacılara, simitçilere, çekirdekçilere gelecek diye bekliyorum. Biz, cumhurbaşkanlığı sistemini herhangi bir yeri kapatmak için değil, ülkenin ve milletin önünü açmak için getiriyoruz” dedi.

Referandumla İlgili Olarak Bazı AB Ülkeleri ile Yaşanan Diplomatik Kriz ile İlgili; 

“Biz muhalefetin derdini anladık. Peki, bu Avrupa ülkelerine ne oluyor? Avrupa ülkelerinin 16 Nisan konusundaki duruşları bizim muhalefetten daha sert, daha haşin, daha yaralayıcı. Bakanlarımızı ülkelerine sokmamak için her türlü diplomatik teamülü çiğnemekten, 2 saatte OHAL ilan edecek kadar her yola başvuruyorlar. Kaldı ki Avrupa’da belediyeler OHAL ilan edebiliyor. Böyle yetki var. Bizim ilan ettiğimiz OHAL beyleri rahatsız ediyor. İşinize bakın işinize. Türkiye’deki halk oylamasından hangi sonucun çıktığı sizi niye bu kadar ilgilendiriyor? Onlar da Türkiye’de yönetim sisteminin değişmesinin sonuçlarının gayet iyi farkındalar. Onlar iyi farkındalar da bizimkiler hala farkında değil.”

“Yıllarca bize AB kriterleri diyerek, dayattıkları ne varsa şimdi hepsini kendileri ayakları altına alıyor. Şu 16 Nisan bir bitsin. 16 Nisan bittikten sonra masaya oturacağız, konuşacağız. Bu devran böyle yürümez. Gereği neyse Türkiye olarak da biz bunu yaparız. Hollanda’da yerlerde sürüklenen benim Hüseyin Kurt kardeşimin hesabını soracağız. Yerlerde sürüklenenler aynı zamanda AB kriterleridir. Bunun hesabını da onların vermesi lazım” dedi.

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yüzlerindeki maskenin düştüğünü söyleyen Erdoğan, “Gerçek suratları ortaya çıktı. Benim oradaki vatandaşımı, aynı zamanda senin de vatandaşın ata, ite nasıl sen yedirirsin sen? Böyle bir şey olabilir mi? Bunun insanlıkla ne alakası var? Bunlar insanlıktan nasibini almamış. Bunlarda insanlık yok. Bunlarda vicdan, merhamet yok. Bunların elinde silah yok, sadece Türk bayrağı var. Bu Avrupa, İkinci Dünya Savaşı öncesinin ırkçı, faşist, zalim Avrupa’sıdır. Bu Avrupa, Ortaçağ’ın Türk ve İslam düşmanı Avrupa’sıdır. Avrupalılar önce Suriye meselesinde ardından 16 Nisan konusunda ortaya koydukları tavırla kendi maskelerini kendi elleriyle yırtmışlardır” diye konuştu.

Siz Bize Nasıl Davranırsanız Bizden de Aynı Muameleyi Görürsünüz

“Terör örgütlerinin hepsine kucak açan Avrupa ülkelerinin, Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın imamlarına tahammül edememeleri hep aynı karın ağrısının eseridir. Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın imamlarına ajan muamelesi yapıyorlar. Ondan sonra 1 ay İstanbul’da, Alman Konsolosluğu’nda ajan terörist saklanıyor. Şansölye Merkel, burada ziyaretime geldiğinde onu bırakmamızı istiyor. Dedim ki ‘Bizde yargı bağımsızdır, bırakamayız’. ‘Ben size 4 bin 500 terörist dosyası verdim, nerede neticesi’ dedim. Hani cevap? ‘Bak kaç yıl oldu vereli’ dedim. ‘E yargı’ dedi. ‘He, bizde de yargı; kusura bakmayın’ dedim. Siz vurdunuz mu? Kusura bakma size de vururlar. Siz bize nasıl davranırsanız bizden de aynı muameleyi görürsünüz”

Korkunun Ecele Faydası Yok

“Bundan sonra ülkemizde, çeşitli sıfatlar altında ajanlık yapan hiçbir Avrupalıya izin verilmeyecektir. İster şahıs olsun isterse kurum olsun. AB üyelik süreciymiş, geri kabul anlaşmasıymış; artık hiçbiriyle bizi tehdit edemeyecekler. Bitti o işler. 16 Nisan’da şu cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bir geçelim; ondan sonra çok daha farklı bir Türkiye doğacak. Bunu bilelim. Çünkü 2023 hedeflerimize ulaşmamızdan öylesine endişe ediyorlar ki bunun garantisi olarak gördükleri 16 Nisan halk oylamasında aleni taraf haline geldiler. Bakıyorsunuz Alman milletvekilleri, sana ne; avucunun içerisine ‘Hayır’ yazmış. Onunla dolaşıyor. Size ne? Korkunun ecele faydası yok.”

Kamupersoneli.net