Gündem

FETÖ, Yurtlarda Kalan Kimsesiz Çocukların Haklarını Gasbetmiş

Polis Akademisi’nin hazırlamış olduğu, “FETÖ ve PKK Bağlamında Terör Amaçlı Kullanılan Kamusal Mal ve Hizmetler” raporunda, yurtlarda kalan kimsesiz çocuklara sağlanan “kamuda istihdam” hakkının terör örgütlerince istismar edildiği tespitine yer verildi. Raporda, Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) sistem üzerinden bazı çocukları kurumda kalıyormuş gibi göstererek, 18 yaşından sonra devlete sınavsız atanmalarını sağlamaya çalıştığı aktarıldı. 

AA’nın haberine göre, raporda terör örgütleri ve özellikle FETÖ’nün kullandığı kamusal alanlar, “kamu personel rejimi, adalet ve yargı sistemi, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, iç ve dış güvenlik, cezaevleri, belediyeler, din hizmetleri, gümrük hizmetleri, yoksul ve korunmaya muhtaç çocukların bakımı, medya ve sivil toplum kuruluşları ile teşvik ve sübvansiyonlar.” olarak sıralandı. 

Raporda, FETÖ’nün kamu personel rejimini “devlete sızma” yolu olarak kullanması, tarihteki Cizvit Tarikatı’na (İsa’nın askerleri) benzetildi.

Raporda yer alan saptamalara göre, yargı ve adalet, FETÖ’nün personel yerleştirme açısından en fazla önem verdiği alanı oluşturdu. Buna örnek olarak, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in 1999’da bir konuşmasında “Önemli olan mahkeme etmektir. Avukat da kiralayacaksınız, hakim de kiralayacaksınız.” sözlerine yer verildi.

“FETÖ şimdiye kadar organize suç ve terör örgütlerinin kullanmadığı bir yöntemi kullanarak adalet sistemine sızmış ve etki alanı oluşturmuştur. Şöyle ki terör ve suç örgütleri adalet sistemi üzerinde genelde yargı mensuplarını rüşvet vererek, mali yönden satın alarak veya hakim ve savcıları ölümle veya şantajla tehdit ederek etkili olmaya çalışmışlardır. Ancak FETÖ adalet sistemi üzerinde uzun yıllar çalışmış, yargı mensubu olabilmeleri amacıyla eleman yetiştirmiş ve neticesinde örgüt üyelerini sisteme yerleştirmiştir.” ifadeleri kullanıldı. 

FETÖ son 40 yıl içerisinde devletin kritik noktalarına kendi elemanlarını yerleştirebilmek için Harp Okulları, Polis Akademisi, hukuk ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerine yandaşlarını sokmaya çalıştı.

Son yıllarda MEB bursu ile yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapan, yurda döndüklerinde üniversitelere öğretim üyesi olarak atanan hocaların ve gittikleri üniversitelerin incelenmesi gerektiği belirtilen raporda, bu hocaların özellikle yeni kurulan üniversitelere atandığı, kısa sürede  “yardımcı doçent” unvanı aldığı ve buralarda kadrolaşmaya gittikleri tespitine yer verildi. 

FETÖ ayrıca üniversite giriş sınavında yüksek puan alan öğrencileri özellikle İngilizce eğitim veren eğitim fakültelerine yönlendirerek öğretmen yapmaya çalıştı ve devlet okullarına atanmalarını teşvik etti. Bu öğretmenlerin okullarda özellikle zeki öğrenciler ile yoksul öğrencileri kendi dershanelerine yönlendirme yoluyla, bunlara burs verdiği ve örgüte bağımlı hale getirmeye çalıştığı saptandı. 

FETÖ’nün sağlık alanında doktor ve hemşire bakımından yoğun bir yapılanmaya gitmediği fakat sağlık sektöründen önemli güç elde ettiği belirtilen raporda, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun kurulması sonrasında ihalelerin FETÖ yandaşı şirketlere yönlendirildiği, para akışının kontrol edildiği, getirilen performans sistemiyle kendilerine biat etmeyen doktor ve sağlık çalışanlarının baskıya alındığı yönünde bilgiler bulunduğu kaydedildi.

Sosyal Güvenlik Kurumunu Kullanma

“Üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri ve özel hastaneler ile tıp merkezlerinde yapılmayan ameliyatların yapılmış gibi gösterildiği, basit usulde yapılan çoğu tahlilin kapsamlı ve pahalı yöntemle yapılmış gibi gösterildiği, hayatı boyunca anjiyo olmayanların anjiyo yapılmış gibi gösterildiği, bekar kızlara kürtaj yapılmış gösterildiği, vefat eden kişilerin ölüm tarihinden sonra bile muayene edildiği, her doğan çocuğun kuvözde tutulduğu, T.C. kimlik numaraları ile kendi kurumlarına ayak dahi basmayanların üzerinden işlem yaparak Sosyal Güvenlik Kurumunu zarara uğrattıkları, söz konusu kurumların PKK ve FETÖ’ye para aktardıkları tespit edilmiştir.” 

Eleman Yetiştir-Yerleştir

Tıpkı yargıda olduğu gibi emniyet ve askeri alanda da diğer terör örgütlerine kıyasla yeni bir yöntem izleyerek “adam satın alma” yerine “eleman yetiştir-yerleştir yöntemi” ile paralel bir yapı oluşturduğu aktarılan FETÖ’nün silahlı ve istihbari operasyonel bir güç oluşturduğu kaydedildi.

Devlet Koruması Altındaki Çocukların Hakları

Devlet koruması altında büyüyen çocukların kamu kurum ve kuruluşlarında devlet memuru veya işçi olabildiği anımsatılan raporda, yurtlarda kalan korunmaya muhtaç çocukların 18 yaşını tamamladıktan sonra işe yerleştirilmeleri uygulamasının terör örgütlerince istismar edildiği saptamasına yer verildi.

“Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da bazı ailelerin anlaşmalı olarak boşandıkları, aşiretlerin çocuklarına bakamadıkları görülmüştür. Sokakta bulunan çocuğu ailesi kabul etmeyince, valilik çocuğun kimsesi olmadığı ile ilgili rapor hazırlayarak mahkemeye göndermekte, mahkeme ‘kimsesi yok, sokak çocuğu’ diyerek koruma altına alınması ile ilgili karar vermektedir. Çocuk birkaç yıl yurtta kaldıktan sonra devlete sınavsız işçi ve memur olarak atanmaktadır.

Sosyal Destek Programı (SODES)

Yoksulluk ve sosyal imkanlara erişimde sıkıntı yaşayan çocuklar, gençler, kadınlar, işsizler gibi dezavantajlı kişilere destek sağlama amaçlı hayata geçirilen, il düzeyinde valiliklerce yürütülen, kamu kaynakları ile finanse edilen SODES’in terör örgütlerince kullanılarak kendilerine kaynak aktardıkları ve lojistik destek sağladıkları belirlendi. 

Raporun değerlendirme bölümünde ise şu önerilere yer verildi:

“Terörle mücadelenin başarısında, kamusal mal ve hizmetlerin terör örgütlerince kullanılmasının engellenmesi önem taşımaktadır. Bu kapsamda kamu personel rejiminin yeniden düzenlenmesi ve adalet, savunma, eğitim ve sağlık gibi ülke güvenliği için kritik kadroların temizlenmesi ve terör örgütlerinden arındırılacak şekilde yapılandırılması öncelik arz etmektedir. 

Kamu personel rejimi, adalet ve yargı sistemi, eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri, sosyal güvenlik hizmetleri, iç ve dış güvenlik hizmetleri (polis-asker-jandarma-özel güvenlik hizmetleri), cezaevi hizmeti, yoksul ve korunmaya muhtaç çocukların bakımı, belediye hizmetleri, teşvik ve sübvansiyonlar, gümrük hizmetleri, medya ve kitle iletişim hizmetleri içinde özellikle silahlı güç olan kamusal mal ve hizmetler ile yargı gibi tam kamusal mal ve hizmetlerin FETÖ tarafından sistematik biçimde kullanıldığı sabittir.

Devletin alacağı önlemlerde ve uygulayacağı politikalarda kamusal mal ve hizmetlerin terör örgütlerinden ne kadar uzak tutulması ve dikkatli olunması gerektiği görülmektedir. Özellikle tam kamusal mal ve hizmetler ile yerel birimler tarafından sunulan kamusal mal ve hizmetlere ilişkin politikaların terör örgütlerinden arındırılacak şekilde hazırlanması izahtan varestedir.” 

Kamupersoneli.net