57 kişinin öldüğü uçak kazası ile ilgili flaş açıklama: Yüzde 99 düşürüldü!
2007 Yılında Isparta'da meydana gelen uçak kazası sonrasında bilim dünyası başta olmak üzere ülke genelinde yas tutulmuştu.Pof.
2007 Yılında Isparta'da meydana gelen uçak kazası sonrasında bilim dünyası başta olmak üzere ülke genelinde yas tutulmuştu.
Pof. Dr. Engin Arık ve beraberindeki akademisyenlerle birlikte toplamda 57 kişinin hayatını kaybettiği kaza ile ilgili açıklama yapan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nden (ETÜ) Prof. Dr. Saleh Sultansoy'un sözleri herkesi şoke etti.
Uçak kazasının bir kaza olmadığını dile getiren Prof. Dr. Saleh Sultansoy, "Prof. Dr. Engin Arık bir bilim şehididir. Yüzde 99 olasılıkla uçak düşürüldü. Engin Hanım kendisini Türkiye'nin kalkınmasına feda eden bir bilim insanımızdı. O uçak düşürülmeseydi, Türkiye bugün CERN'de asil üye olurdu. Türkiye toryum yarışında dünyada liderler arasında olurdu. Türk Hızlandırıcı Kompleksi ve Türk Bilim Kenti kurulurdu. Bu tür projeler Japonya'nın kalkınmasında kritik rol oynamıştı. İrtifa ile oynama vardı. 2- 3 saat içinde bir oynama var ve uydulardan gelen sistemden bizim bölgeye yanlış bilgiler gelmiş. Yani 500 metre civarında fark var. 500 metre fark, tam da dağa vurmak için yeterli. Bu konuda 1- 2 kanaldan bilgi geldi. Bana söyleyen uzmanlara, 'Çıkın televizyona söyleyin' dedim, ama o riski almadılar. Başka yöntemler de olabilir, ama büyük olasılıkla bu yöntemle yapmışlar bu işi" dedi.
YÜZDE 99 KAZA DEĞİL!
Sultansoy ayrıca yaptığı açıklmada, "Hangisinin yaptığını bilmiyoruz, tabi ama kimin yararına geldiyse o yapmıştır. 2007, Türk Hızlandırıcı Kompleksi, CERN ve toryum çalışmalarımız açısından kritik bir yıldı. O dönem ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değildim, Gazi Üniversitesi'nde sözleşmeli çalışıyordum. Sözleşmemim uzatılması engellendi ve mahkeme kararlarına rağmen sözleşmem uzatılmadı, 8 ay işsiz kaldım. Türk Hızlandırıcı Kompleksinin ön aşaması olan eğitim tesisinde teknolojinin yanlış seçilmesi gibi birçok şey üst üste geldi ve bunlara bakınca yüzde 99 olasılıkla kaza değil diye düşünüyorum. Bugün 'maddenin kudret-i zerriyesi' en ileri düzeyde CERN'de araştırılıyor. Bu araştırmaları bizim coğrafyada da yapabilmemiz için Türk Hızlandırıcı Kompleksini en kısa zamanda kurmalıyız. Mehmet Akif'in de dediği gibi maddenin kudret-i zerriyesinden enerji üretimimizde faydalanmak için yerli, milli ve yeşil enerji kaynağımız olan toryuma yönelmeliyiz. Türk Fizik Derneği üzerinden sürece başladık. Başbakanımız CERN konusunda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nu (TAEK) görevlendirdi, TAEK-CERN Bilim Komitesi ve CERN ofisi oluşturuldu. Bazı 'Bizans oyunları' olduysa da 2010 yılına kadar ülkemizde CERN çalışmaları ivme kazandı, 2008 yılında Başbakanımız CERN'ü ziyaret etti. Ardından tam üyelik sürecinin başlatılması için talimat verdi. Maalesef, 2011 yılından itibaren 'Bizans oyunları' zirveye ulaştı. Türkiye tam üyelik başvurusunu geri çekti ve 2015 yılında asosiye (yedek) üye oldu" ifadelerini kullandı.
ÜYELİKTEN ÇIKACAĞIZ
"Slovenya ve Güney Kıbrıs süreci tamamlamak üzereler." diyen Sultansoy, "Son aylarda çok üzücü gelişmeler yaşanıyor, bir yandan CERN projelerimizin bütçeleri yarıya indirildi, öte yandan yedek üyelikten bile çıkacağımız dedikodusu yayılıyor. CERN projelerinde çalışan gençlerimizin psikolojik durumunu bir düşünün. En önemlisi projenin ön aşaması olan küçük çaplı eğitim amaçlı hızlandırıcı için yanlış teknoloji seçiliyor. O dönem buna karşı çıkan Engin Hoca ve bendim. Sonra ana projenin en önemli iki kısmı bloke ediliyor. 2016 yılında ise kullanıcı amaçlı tesise dönüştürülen küçük çaplı hızlandırıcı ana projenin yerine geçiyor ve ne zaman tamamlanacağı belli değil. Oysa ana proje 2023 yılından önce gerçekleştirilecekti ve Türkiye bu alanda lider ülkeler arasında yer alacaktı" dedi.
CERN'in ATLAS deneyine katılımını engellemek için de yapılmayan oyun kalmadığını öne süren Prof. Dr. Sultansoy, şöyle konuştu:
"Bugün bile devam ediyor. Harcırahlar, ayrılan paralar kesiliyor, projemiz üç yıldır bloke ediliyor. Engin Hoca sağ olsaydı, bunları yapamayacaklardı. Toryum konusunda çok önemli projeleri vardı. Aslında bu çalışmalara 1997 yılında Nobel Ödülü sahibi Prof. Dr. Carlo Rubbia'nın sayesinde başladık. 1998'de TAEK başkanlığına bilgi notu ilettik ve Ocak 2003'te Eskişehir'de 100 civarında bilim insanımızın katıldığı bir toplantı düzenledik. Toplantıda bu konuda gereken yapılanma kapsamında çalışma ve koordinasyon grupları oluşturuldu. Toryumla ilgili 4 adet doğrudan Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu kararı var. Kararlarının uygulanma zorunluluğu vardı. Burada acayip oyunlar gitti ve kararlar uygulanmadı. Engin sağ olsaydı, bu konuda çok ileri düzeyde olurduk. Türkiye, toryum konusunda dünyada liderler arasında olurdu. Toryum rezervleri Türkiye'nin yüzyıllar boyunca bütün enerji ihtiyacını karşılayacak düzeyde. Zaten toryum da Türkiye'nin gündemine Engin Hocanın beyanatlarıyla girmişti. CERN'e, Türk Hızlandırıcı Kompleksine ve toryuma sahip çıkalım.
Bakmadan Geçme





