• Haberler
  • Gündem
  • ABD, Suriye'de 3 devlet kurmak istiyor! Türkiye müdahale etmezse, 30 yıl sonra Suriye bu halde olacak!

ABD, Suriye'de 3 devlet kurmak istiyor! Türkiye müdahale etmezse, 30 yıl sonra Suriye bu halde olacak!

Suriye denilince artık insanların aklına tamamen Hüzün geliyor.Son 10 yılda bu ülke dehşeti yaşadı.

Suriye denilince artık insanların aklına tamamen Hüzün geliyor. Son 10 yılda bu ülke dehşeti yaşadı. Ülke tarumar oldu. Hadi kısaca bir baştan bakalım olaya…

Arap baharı denilen bir hareket başlamıştı, ilk Tunus'ta başladı, Mısır'a kadar sıçradı. En son Suriye’yi vurdu. Başta kimse ne olduğunu anlamadı, bu bir demokrasiye geçiş hareketi miydi? Libya’da Kaddafi’yi kendi halkı öldürdü. Yıllar geçti Libya parçalanmanın eşiğinde, Mısır'da darbe oldu. Demokrasi rafa kaldırıldı!.. Olayları iyi analiz etmek için sonuca bakmak lazım. Fakat bu maharet değil, burada asıl iş, olaylar başladığında, nereye varacağını tahmin etmek. Tabii ki bu kolay değil, fakat strateji çalışmalarıyla bunları önceden görmek imkânsız da değil!

Suriye karışmaya başladığında gerçekten İbretlik bir durumdur ki, Türkiye'den bir tane adam çıkıp da ‘’burayı Amerika ve İsrail karıştırıyor, tek hedef burada Kürt devleti kurmak’’ diyemiyor. ‘’ABD’nin hedefi Suriye’yi parçalamak’’ diyemiyor. Belki biz atlamış olabiliriz ama kimseden bu cümleyi duymadık. Yani buna benzer yazıp çizenler oldu, fakat daha muğlak ifadelerle belirtildi. Bölgenin dış güçler tarafından karıştırıldığı zaten herkesin bildiği bir şey, bunu söylemek tek başına başarı değil.

DÜNYA’YA HAKLI OLDUĞUMUZU ANLATAMADIK

Büyük devlet olmak istiyorsak, uluslararası çapta düşünce kuruluşları kurmamız gerekiyor. Amerikan düşünce kuruluşları on yıllardır bu konulara kafa yoruyor. Türkiye büyük devlet olma yolunda bu eksikliği acilen gidermelidir. Bu konuda tüm dünyada İngilizce yayın yapan TRT World’ün kurulması çok iyi bir gelişme. TRT World Amerika, Rusya, İngiltere gibi dünya devlerinin yaptığı gibi, dünyaya yani bakış açısı ile fikir enjekte ediyor. Bu çok önemli, çok da başarılı. Şu ana kadar ki yapılanları tebrik ederiz. İngilizlerin BBC, Rusların Sputnik medya kuruluşları var. Dünya çapında yayın yapan Arapların bile El Ceziresi varken, Türkiye'nin bu alana geç el atması, olumsuz bir durum. Bizim için buradan çağrımız, Türkiye'nin uluslararası gücü TRT World’ün tüm sosyal medya sayfalarını, dilini anlamasak bile takip edip destek olmak. Belki birçok insanın bunun önemini bilmiyordur. Bu kuruluşlar İnanın ki en az Balistik füze, denizaltı ya da tanklardan daha etkili olabilir. Kendi sesinizi dünyaya duramazsınız, haklı olmanın hiçbir anlamı olmaz. Tıpkı bunun gibi Strateji Geliştirme ve düşünce kuruluşlarının da etkin olması şart.

ABD SURİYE’DE KALICIDIR ASLA GİTMEZ

Amerikalılar yaklaşık 20 yıldır aynı şeyi söylüyor! ‘’Ortadoğu'da küçük devletler kuracağız’’ diyor. Özellikle İsrail'in de güvenliği için ve daha az rahatsız edilmek için bu çok basit ve net bir strateji. ABD, 30 yıl önce Suriye'de ve Irak'ta Kürt devleti kurup birleştireceğim diyor, bizim TV ekranlarımızda koca koca yorumcular, ‘’Amerika Suriye'den çekilecek’’ diyor. Üstelik daha 15 yıl dolmadı; Irak'ta yaptılar aynısını. Kimseyi küçük görmüyoruz ama resim bu kadar netken, Amerika'nın Suriye'den çekileceğini zannetmek çok büyük bir saflıktır. Amerika’yı Suriye'den biri gelip kolumdan tutup çıkarmadıkça ki bu da şu an için çok zor, asla çıkmaz. Çıksa bile orayı boş bırakmaz. Türkiye'de onlar gibi küçük gündelik hedeflere odaklanmayı bırakıp, 50 yıl hatta 100 yıl sonrasını planlamalı. Suriye'de DEAŞ bitti gibi, PYD teröristleri Esad’la birleşerek devletleşti gibi, Rejim; Barış Harekâtı sonrası tek kurşun atmadan, 8 yıldır alamadığı kentleri aldı gibi.

ABD’NİN SURİYE’DE 3 DEVLET KURMA HAYALİ VAR

Dünya genelinde özellikle batıda, Suriye'nin geleceği hakkında birkaç senaryo konuşuluyor!

Senaryo 1- Amerika, İsrail ve diğer batı ülkelerinin Suriye’deki senaryosu, en net ifadeyle Suriye’yi parçalamak. Ve kesinlikle orada bir Kürt devleti kurmak. Su anki duruma göre en muhtemel senaryo budur. Buna göre Suriye'de 3 devlet kurulacak.

1 - Kürt devleti

2 -Alevi Devleti

3 - Sünni Devleti

Durum bu kadar vahim! Batı gazetelerde yayımlanan bu tür haritalar, artık neredeyse Suriye'nin haritasıymış gibi doğal hale geldi.

Senaryo 2 – Türkiye, Rusya ve İran'ın birlik olup, Suriye'yi bir şekilde birleştirmesi. Zaten bu ülkeler Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyor. Bazı taktik farkları olsa da asıl hedefleri çok uzak değil birbirine. Yine de bu senaryo iyimser bir ihtimaldir.

senaryo 3 - Türkiye'nin senaryosu! Bu gerçekleşmesi en zor, en düşük ihtimali bir senaryodur. Türkiye son çare olarak bunu düşünüyor. Suriye'de işler en kötü şekilde devam ederse, Türkiye tüm gövdesini taşın altına koyup, PKK/PYD Devleti'nin kurulmaması için doğrudan müdahaleye devam edecek. Bu hem zor, hem de çok maliyetli. Türkiye iki defa yaptı bunu fakat tüm alanda bunu yapması demek; Türk askerinin neredeyse beşte birinin bölgeye gitmesi anlamına gelecek. Çok geniş bir coğrafyadan bahsediyoruz. Fırat kalkanı ve Afrin ile bunu daha önce gerçekleştirdi. Bu kesinlikle yapılmalıydı. Çünkü son noktaya gelmişti. Türkiye zamanında bu planı devreye sokma saydı, bugün Suriye masasında mektupla bile bulunamayabilirdi. Şu an hiç de azımsanmayacak bir Suriye coğrafyası Türkiye'nin kontrolü altında ama Rusya ve ABD, Türkiye'nin buraya girmesini, kontrolün Türkiye'de olmasını istemiyor asla da istemez. Ama eğer Türkiye’nin tüm hamleleri biterse Türkiye, ekonomik krizi, ABD ambargolarını göze alıp, bunu yapabilir.

PEKİ NE YAPILMASI GEREKİYOR? TÜRKİYE NE YAPMALI?

Bizim TV yorumcularını izleyin. Herkes günlük olaya göre fikrini değiştiriyor. Suriye'de bir saat önce çıkan bir haber, adamın 10 yıllık algoritmasını değiştirebiliyor. Tabii ki kimse geleceği göremez ve bu coğrafyada her şey çok çabuk değişiyor ama, bazı şeyler de hiç değişmiyor. Bunları bilmek gerekiyor.

Değişmeyen birkaç şeyi sıralayalım!

Bu coğrafyada çatışma bitmez, en az 100 yıl daha süreceği muhtemeldir.

Amerika girdiği bir coğrafyadan çok büyük zarar etse bile çıkmaz. Afganistan'dan çıkmadı, Irak'tan çıkmadı ve Suriye'den de çıkmaz.

ABD, İsrail'in güvenliği için tüm Ortadoğu’yu ateşe atmaktan asla çekilmez. Bu gerçek de değişmez ve değişmeyen en önemli şey; Böl-Parçala-Yönet… Bu yüzyıllardır değişmedi. Eğer Suriye ve Irak'taki Kürtler ders çıkarmazlarsa bu durumdan, Araplarla aynı kaderi yaşayacaklar.

Ermenilerde devlet kurdu ne oldu? Türkiye sınırı kapattı, açlıktan nefesleri kokuyor. Devlet kurmak zor değil, ayakta kalmak zordur. Suriye, Irak, Libya, Yemen, bunların hepsi devletti daha 10 yıla kadar. Bu ülkelerin insanları da kendi devletlerini kurmak istiyordu. Fakat bölüne bölüne bittiler. Dünyada imparatorlukların 20. yüzyılda bittiği algısı aşılandı bilinçli olarak. Sizce imparatorluk devri kapandı mı? Hayır… Rusya şu an fiili olarak bir imparatorluk, Çin imparatorluk, Amerika'da modern bir imparatorluk… Rusya'da 10’a yakın özerk bölge var. Çin'de de durum aynı. Yani Ortadoğu'daki halkları, ‘’kendi devletlerinizi kuracaksınız, özgür olacaksınız’’ hayaliyle paramparça ettiler.

Şimdi; Özgürlük hayali kuran ey Ortadoğu insanı!.. ‘’Özgürlük küçük bir devlete sahip olmak değildir. Önemli olan büyük bir devlet olabilmektir.’’ Bunu anladığınızda her şey için çok geç olacak. Allah aşkına, Yemen'deki insanlar özgür mü? Şimdi 8 milyon insan ekmek bulamıyor. Özgür değil, köle bile değil bu ülkede yaşayanlar.

Türkiye'nin Suriye'de yapacağı en mantıklı şey, Rusya ve İran'la anlaşmak olacaktır. Şu an anlaşıyorlar mı? Aslında hayır… Şu an ki mevcut duruma bakarak bunun bir anlaşma olduğunu söyleyemeyiz. Bu sadece kavga etmeme konusunda yapılan anlaşmalardır. Türkiye'nin, her şey için çok geç olmadan Suriye'de üniter bir devletin tekrar kurulması için elinden geleni yapması gerekiyor. Bu hiç de kolay değil ama Esat takıntısını açmalı. Yüzbinlerce insanı katleden bu adamı kabul etmek kolay değil fakat Esat gider kesat gelir. Önemli olan bu şahıs değil, Suriye devletidir önemli olan. Rusya zaten kukla olan Suriye rejimine tam anlamıyla hâkim. Her şeyi yaptırabilecek güçte. Türkiye acilen Suriye'de anayasal düzene geçiş için Rusya ile konuşmalıdır. Eğer bu gerçekleşirse Suriye'nin en azından iki parçadan fazla bölünmemesi garanti altına alınır. Tek parça olduğunda ise Suriye'deki PYD, büyük bir baskı unsuru olacaktır. Suriye'de güvenli bölge kurulması ise ABD'nin Irak'ta uyguladığı ve orada Kürt devleti kurdurduğu bir mekanizma, bu tuzağa asla düşünmemesi gerekiyor.

Türkiye ile Rusya'nın Suriye politikalarının birçok konuda örtüştüğünü görmek zor değil. Rusya'da burada ABD varlığı istemiyor. İsrail'in bölgede Etkin olmasını istemiyor. Suriye’yi tek parça istiyor fakat örtüşmeyen konularda var. Rusya'nın PYD’ye sıcak bakması, en azından özerkliği göze almış olması gibi… En büyük fark ise 2 ülkenin ellerindeki oyuncularıdır… Rusya rejimle, Türkiye muhaliflerle bölgede iki grup oluşturmuş. PYD’liler ile SMO’su Beşar Esad'ın babası Hafız Esad zamanından beri düşman. Fakat bir süredir çatışma engellenmiş durumda. Bu büyük başarı… Artık Suriye'de eskisi kadar çatışma yok. En önemli aşama geçmiş durumda. Şimdi yeni aşamaya geçmek gerekiyor! Muhaliflerle rejimi birleştirmek… Uzlaştırmak… Ve bu, demokrasiyle sağlanabilecek bir şey.

ANKARA VE SOÇİ’DE ORTAYA ÇIKAN TABLO

Adına “mutabakat” ya da ne denirse denilsin fiilen Türkiye-ABD arasındaki Ankara Anlaşması ve Türkiye-Rusya arasındaki Soçi Anlaşması sonucunda peki, kim ne elde etti?

1)Rusya: Gelinin noktada eli en çok güçlenen Rusya oldu. Şam rejimi üzerindeki vesayeti arttı, üstelik çoktan beri fırsatını kolladığı YPG üzerinde de vesayet elde etti. Ayrıca Türkiye ile ilişkilerini güçlendirdi, Ankara’ya dayanarak ABD’nin Suriye’deki varlığını ve etkinliğini -şimdilik de olsa- azalttı. Böylece bir süper güç olarak Ortadoğu’daki etkisini arttırırken Doğu Akdeniz’deki kontrolunu da güçlendirdi.

2)Türkiye: Ankara, Suriye ile 1998’de imzalanan ve 2010 Aralık’ta revize edilen Adana Mutabakatı sonrasında yumuşak güçle bölgede oluşturduğu havayı ABD’nin kayığına binip bozarak maalesef çok büyük zarara uğradı. 2011 sonbaharından itibaren ani bir yönelimle Suriye’de kendi otoritesi altında bir İhvan devleti hayali kurdu fakat hesapsızlık ve dış politika yönetimindeki çapsızlık sonucu tosladı! Üç askeri harekatla önleyebildiği tek şey kantonların birleştirilerek garnizon devletin tamamlanması, YPG’nin Akdeniz’e doğru oluşturmak istediği Amerikan-Kürt koridorunun önlenmesi (Tabii bu başarı değil. Neden değil? Çünkü zaten Adana mutabakatı sonrasında Türkiye’nin güvenlik derinliği Suriye’nin güneyinden başlıyordu. Şimdi ise 32 km güneyimizden!).

3)ABD: Suriye’nin kan revan içinde kalmasının temel sorumlusu olan ABD Suriye’nin kuzey doğusundaki YPG kontrolundaki bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Ancak unutmamak gerekr ki bu gerçek bir çekilme değil. ABD’nin çekilmedeki saiki YPG’ye fiziki ve silah-mühimmat kaybı verdirmemekti ve bunu büyük ölçüde başardı. Ayrıca Suriye’nin doğusunda Irak sınırındaki petrol kuyularını da askeriyle kontrol ettiği gibi aşağı çekilen YPG güçlerinide “petrol bekçisi” yaptı fiilen. ABD, şimdilik kaybeden ancak anayasa sürecinde ve sonrasında Suriye’nin geleceğinde olmak isteyecektir.

4)YPG: ABD’nin eğiti-donat organizasyonuyla kantonlaşma üzerinden garnizon develete uzanması ve Akdeniz’e koridor oluşturma hayali şimdilik sona erdi. Ancak İsrail’in de destek verdiği bu projeye ABD’de de, İsrail de, YPG de “ertelendi” gözüyle bakacak ve ilk uygun fırsatta gerçekleştirmek için harekete geçmek isteyecek. Bunun için de Suriye’yi istikrarsız bir iklimde tutmak isteyecekleri ve aynı zamanda Türkiye’de de destabilizasyon peşinde koşacakları aşikardır. YPG de “patronu” ABD gibi şimdilik kaybeden tarafta.

TÜRKİYE NE ZAMAN RAHATLAR

Türkiye’nin gerçek başarısı ise ABD’nin Suriye topraklarından tamamen çekilmesi ve YPG’nin Şam’la başbaşa kalması olacaktır. Türkiye ancak o zaman görece de olsa rahatlayacak ve ileriye daha güvenle bakabilecektir. ABD’nin bölgeden tamamen çekilmesi YPG’yi hamleden yoksun bırakacağı gibi Rusya ve İran’ın da Suriye’den adım adım çekilmesinin önü açılacaktır. İşte o zaman Adana Mutabakatı ruhu iyice dirilecek ve Ankara-Şam ilişkisinin dolaysız olarak devreye gireceği zemin de olgunlaşacaktır. Suriye’nin yeni anayasa ve yapılanma sürecinde de 4 milyona yakın sığınmacı yavaş yavaş kendi topraklarına doğru akacaktır. Bu tablo aynı zamanda duvarlara ve güvenlik koridoruna gerek kalmadan Türkiye’nin güvenlik derinliğinin yeniden “bütün Suriye” olması anlamına gelecektir. Suriye’nin toprak birliği ve siyasi birliği, Türkiye’nin ordusunu devreye sokmadan istikrar içinde yumuşak güçle güvenliğini üst düzeyde sağlaması demek olduğu gibi, bölgedeki siyasi gücünün de artmasının önünü açacaktır. Büyük deha ve stratejist, Türk dış politikasının temellerini de atan Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” veciz sözünün esprisi de buradadır. Türkiye, karekteristik olarak istikrar içinde hareket edebilen ve güçlenebilen bir yapıdadır. Örneğin ABD, İsrail ve İran gibi devletler ise istikrarsızlıktan beslenirler. Suriye’dek istikrarsızlığın güçlendirdiği bir devlet de Rusya olmuştur. Türkiye 8,5 yıllık istikrarsız devrede Suriye’de en çok kaybeden olmuştur ve şimdi ordu gücüyle şehitler vererek en başa dönem istemektedir.

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme