• Haberler
  • Gündem
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Son Dakika EYT Açıklaması "Bunu Kabul Etmiyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Son Dakika EYT Açıklaması "Bunu Kabul Etmiyoruz"

Son günlerde kamuoyunda en çok konuşulan konular arasında yer alan emeklilikte yaşa takılanlar hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Kurulu toplantısında çok önemli açıklamalarda bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan erken emeklilik sisteminin ülkenin ek

Son günlerde kamuoyunda en çok konuşulan konular arasında yer alan emeklilikte yaşa takılanlar hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Kurulu toplantısında çok önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan erken emeklilik sisteminin ülkenin ekonomisine büyük bir maliyet bindireceğini söyleyerek bunun mümkün olmadığını söyledi.

Devlete 750 Milyar Lira Ek Maliyeti Olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan açıklamada EYT çıkması halinde ülke ekonomisine 750 milyarlık maliyet oluşturacağını söyleyerek bunun ülkeye zarar vereceğini söyledi.

Erdoğan konuşmasında "Erken emekliliği sosyal güvenlik sistemimizde tasvip etmiyoruz. Ama siyasette bu yol açıktır. Bilindiği gibi ülkemizdeki sosyal güvenlik mevzuatına göre 3 ayrı hususa bakılması gerekiyor.

Son günlerde emeklilikte yaşa takılanlar adıyla yürütülen bir kampanya var. Hatta bunun için bir dernek dahi kurulan bir dernek dahi var.

Dünyanın hiç bir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama yoktur. 48 yaşında emekli olan bir kişi dahi yaklaşık 30 yıl sistemde kalacaktır. Bugün ülkemizde ortalama emeklilik yaşı 52’dir. 20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olan biri 40 sene devletten maaş alacak. Böyle bir uygulama olamaz.

Bu teklifin yıllık maliyeti 750 milyar liraya ulaşıyor. Biz ekonomide bir ekonomik kurtuluş savaşı verdiğimiz bir dönemde böyle bir yükü milletimizin sırtına bindirmek gibi bir hakkımız var mı? Ben bunu milletimize soruyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle oldu:

Ülkemizdeki sosyal güvenlik mevzuatına göre emekli olabilmek için sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş olarak 3 ayrı hususa bakılması gerekiyor. Emeklilik için 1999 yılına kadar sadece hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısı yeterliydi.

Bu tarihte yapılan düzenleme ile kademeli olarak yaş şartı getirildi. Son günlerde emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında yürütülen kampanyanın özünde bu uygulama vardır. Bu başlık altında bir de dernek kurulmuş durumda. Bu derneğin başındaki kişinin durumu dahi tek başına sosyal güvenlik sistemimizin nasıl bir felakete itilmeye çalışıldığının en büyük ispatıdır. Bu derneğin başındaki hanımefendi 1992 yılında sigortalı olarak sosyal güvenlik sistemimize dahil olmuş.

Eski sistem devam etseydi bu hanımefendi 2012 yılında 38 yaşında emekli olacaktı. Halihazırdaki sistemdeki kademeli yaş uygulaması sebebiyle bu hanımefendi 2022 yılında yani 48 yaşında emekli aylığı almaya başlayabilecek. Esasen bu kişi zaten emeklilik hakkını kazanmış durumda. Sadece emekli maaşı alabilmesi için bu yaşı beklemesi gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama yoktur. 20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olacak bir kişi 40 yıl çalışmadan devletten maaş ve sağlık sigortası hizmeti alacak demektir. Böyle şey olur mu? Buna dünyanın hiçbir ülkesi sosyal güvenlik hizmeti sistemi dayanamaz. Zaten oralarda da böyle bir uygulama yok.

Ortalama insan ömrünün 60 yaşı dahi bulmadığı dönemlerde 40’lı yaşlarda emekli olmanın belki bir izahı vardı. Bugün ülkemizde ortalama insan ömrü 78’i geride bıraktı. Bırakınız 38’i, 48 yaşında emekli olan bir kişi dahi yaklaşık 30 yıl sistemde kalacak demektir

Türkiye kademeli olarak henüz yeni yeni 65 sınırına doğru çıkmaya başlıyor. Ülkemizde ortalama sigortalılık süresi 26 yıl iken emeklilikte geçen ömür 27 ile 31 yıldır. Avrupa’da sigortalılık ortalama süresi 35 yıl iken emeklilikte geçen süre de genellikle 20 yılın altındadır. Ülkemizde bir emekli tüm çalışma hayatı boyunca ödediği primi 6 yılda emeklilik maaşı olarak geri almaktadır. Görüldüğü gibi mevcut durumda dahi emeklilik sistemimiz içler acısı durumdadır.

Sosyal Güvenlik Kurumunun hesaplamalarına göre emeklilikte yaşa takılanlar denilen gruba giren 6,3 milyon kişi bulunuyor. Bunların bir milyon kadarı devlet memuru iken kalanları hizmet akdi ile veya kendi hesabına çalışanlardan oluşuyor. Bunlardan 1,3 milyonu hemen emekli olabilecek durumda, kalanları da peyderpey emekliğini talep edebilecektir. Bu teklifin ülkemize yıllık ilave maliyeti 26 milyar liradır. Erken emeklilikten yararlanacakların tamamı göz önüne alındığında bu rakam toplamda 750 milyar lirayı buluyor. Ekonomik kurtuluş savaşını verdiğimiz böyle bir dönemde böyle bir yükü milletimizin sırtına, ülkemizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı diye milletimize soruyorum.

Öyle şeyler oluştu ki bir taraftan ekonomik kurtuluş savaşının verildiği bir dönemde fırsatçılar türedi, domatesti, patatesti, biberdi, undu, ekmekti, çocuk beziydi bunları stokçulukla şunla bunla fırsata dönüştürerek bir yandan bunlar yapılırken bir diğer taraftan da karşımıza bunlar türedi. Erken emekli olacak. Ondan sonra kendine göre başka bir işle çalışmaya devam edecek. Çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna adalet, hak denmez. Bugün Batı dünyası bir defa yaşta emekliliği tırmandırıyor.

65’in altına eyvallah etmiyor, yukarı doğru çıkartıyor. Çünkü ülkeye maliyetleri çok çok fazla. Bizim kimsenin hakkında, hukukunda gözümüz yok. Türkiye’de AK Parti kadar insanımızın hakkını koruyan, refah seviyesini yükselten, sosyal devlet ilkesinin gereğini yerine getiren başka parti olmamıştır. Emeklilerimiz konusunda da en büyük hizmetleri biz getirdik. Hükümete geldiğimizde bu ülkede 68 lira emekli maaşı vardı. Bugün asgari ücretin altında emekli maaşı neredeyse kalmadı. Tüm emeklilerimize bayramlarda biner lira ikramiye veriyoruz. Sağlık hizmetlerinde dünyada örneği olmayan bir şekilde sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında kimseyi bırakmadık. Ülkemizin imkanları arttıkça tüm vatandaşlarımızın birlikte emeklilerimizin de durumunu iyileştirmeyi sürdüreceğiz. Ama bir kesimin memnun etmek adına ülkenin tüm dengelerinin bozulmasına gönlümüz rıza gösteremez.

Bu adım veya bu kampanya bir siyasi ranta dönüştürülmemeli. Bu olursa bunun bedeli ülkemize çok ağır olur. Bugün emeklilikte yaşa takılanlar diyerek kampanya yürütenlerden önemli bir bölümü emekli maaşı almaya başladıktan sonra da resmi veya gayri resmi olarak çalışmayı sürdürecektir. Hakikat bu iken göz göre göre sosyal güvenlik sistemimizi yeni bir batağın, felaketin içine neden sürükleyelim. Mecliste bu konuyu gündeme getiren partilerin bu gerçekler ışığında yeniden bir durum değerlendirmesi yapmaya davet ediyorum. Türkiye geçmişte popülist politikalardan, hesapsız kitapsız atılan adımlardan çok çekti. Gelin yeniden bu tehlikeli alışkanlığı hortlatmayalım.

Ülkemizin yeni yönetim sisteminin en güzel tarafı bu şekilde istikrarlı bir hizmet süresini garanti altına alıyor oluşudur. İş başına gelir gelmez hemen 3 aşamalı bir çalışma başlattık. İlk olarak 100 Günlük Acil İcraat Programımızı hazırladık. Cumhurbaşkanlığına bağlı kurumlar ile yine bizim sorumluluğumuzdaki 16 bakanlığımızda 400 projeyi öncelikli olarak belirleyerek bu programa dahil ettik. Programın uygulama aşamalarını Cumhurbaşkanlığında kurduğumuz bir ekip vasıtasıyla takip ediyoruz.

Son Bakanlar Kurulu toplantısında ilk 50 günün kapsamlı bir değerlendirmesini yaptık. Ardından önümüzdeki 3 yıllık dönemi kapsayan Orta Vadeli Programı hazırladık. Küresel ve bölgesel zorlukların üstesinden gelerek Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmayı amaçlayan bu çalışmanın adını da yeni ekonomi programı olarak belirledik. Türkiye 2002-2013 yılları arasındaki ekonomi programı hedeflerini çoğu defa yakalamıştır.

2013 yılından itibaren hep birlikte şahit olduğumuz sınamalar sebebiyle kimi hedeflerimizin gerisine düştük. Gezi olaylarıyla özellikle oradan bizi sıkıştırmaya çalışanlar son ekonomik dalgalanmaya kadar süren bu kritik dönemde her şeye rağmen ülkemizi sapasağlam ayakta tutmayı başardık. Bizi yıkmak için kurulan tuzakları ufak tefek sendelemeler ile atlatıp 2023 hedeflerimiz doğrultusunda yürümeye devam ettik. Yeni ekonomi programımızı dengeleme, disiplin, değişim temaları etrafında oluşturduk.

Hem bugüne kadar ki kayıplarımızı telafi edecek hem de bundan sonraki saldırılara karşı güçlü mukavemet sergileyecek önemli bir yaklaşım geliştirdiğimize inanıyorum. Yeni yönetim sistemimizin ilk bütçesinin hazırlıklarını da tamamladık. 2019 yılı merkezi yönetim bütçe kanunu teklifini yarın Meclis’e sunuyoruz. Böylece yeni ekonomi politikalarımızı hayata geçirme yolunda önemli adımı da atmış oluyoruz. Bu süreçte çok ciddi fedakarlıklarda bulunduk.

Ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini korumak için yeri geldiğinde yutkunmak pahasına ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık. Bugüne kadar milletimizden hiçbir şeyi gizlemedik. Her icraatımızı milletimiz ile birlikte gerçekleştirdik. Milletimizle aramızdaki gönül bağı bazen her şeyi söze dökemez isek de ne yaptığımızı ve nereye varmak istediğimizi anlatacak samimiyete sahiptir. Böyle dönemler sabır dönemleridir. Sabredeceğiz ve Allah’ın izniyle zafere ulaşacağız

Kamupersoneli.net

Kamu Personeli - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme