Neredeyse banyodaki fayansları saymaya başlayacağımız bu Korona günlerinde, içeride tıkılı kalmanın ne demek olduğunu ve bu durumdan ne gibi dersler çıkardıklarını Big Brother ve Love Island yarışmacılarına sorduk. Belki, onların bu durumla ilgili tecrübeleri sizin biraz olsun rahatlamanızı sağlayacaktır.
Josie GIBSON ( Big Brother), 2010
” İçeride uzun süre tıkılmış vaziyette kaldığınızda, bir süre sonra çocukluk yıllarınıza geri dönüş yapıyorsunuz. Çok çabuk ve kolayca aşık oldum, beni genelde sinirlendirmeyen şeylere kolaylıkla sinirlenmeye başladım. Hatta çocukluğumda sıklıkla yapıyor olduğum baş parmağımı yeniden emmeye başladım. Oradan ayrılıp hiçbir yere gidemediğiniz için, etrafınızda bulunan ya da olan biten herşey sizi çok daha fazla içine çekiyor. Örneğin; sizin öğle yemeği için sürekli kullandığınız tabağı bir başkası kullanırsa normal bir herhangi zamanda bunu farketmezsin bile, fakat oradayken bu o anın en büyük sorunu haline gelebiliyor. Bir şeyler beni üzmeye başlıyorsa bunu dürüstçe hemen dile getiriyordum, aksi halde patlayabilirdim. Şu andaki karantina durumu çok daha farklı. Sadece ben ve 2 yaşındaki çocuğum. Onunla fiziksel temasta bulunanı öldürebilirim. Dışardaki hayattan koptuğumuzda, ilk bunu farkettim. Sanırım bu karantina sürecinden sonra bazı şeyleri adet haline getirip, yaşatmaya devam edeceğiz. İlk gün geceyarısı dışarı çıkıp yürüyüş yapmıştım, özgür olduğuma kendimi inandırmam gerekiyordu, dışarısının çok ürkütücü olduğunu ve içeride kalmanın güvenli olduğuna kendimi inandırdım.”
Dr. Alex (Love Island), 2018
“Şu anda karantina durumunda kitap okuyabilir, entsrüman çalabilir ya da televizyon izleyebilirsiniz, fakat yarışmadayken bunların hiçbirine erişimimiz yoktu. Bazı yönlerden bu iyiydi, çünkü kendimizi eğlendirmek için bizi yaratıcı olmaya zorluyordu. Kağıtla ya da izole bantla sahte bir futbol topu yapıp, ciddi müsabakalar yapıyorduk. Aşk adasında (Love Island) bir gün planlaması yapmak çok zordu çünkü yapımcılar bize kesinlikle saatin kaç olduğunu söylemiyorlardı ve saat kullanımı kesinlikle yasaktı. Yarışmadaki aktivite anları ve günde verilen üç öğün yemek bize saatin aşağı yukarı kaç olduğu hakkında yardımcı oluyordu. Oradayken özlediğim en temel şey, arkadaşlarımla bira içmek için pub’a gitmekti ve tabii ki arabamdı. Yarışma esnasında çok garip alışkanlıklar geliştirdim. Arkadaşlara sürekli çay ve kahve yapmaya başladım. Her yarım saatte bir soruyordum kimler çay ve kahve içiyor diye… Ben hiç içmezdim. Sadece bir şeyler yapma ihtiyacı hissediyordum ve çay – kahve içilip, bisküvi yenilen ortamda oturup, sohbet ederdim. Çünkü ben bir doktorum ve şu an karantinada değilim. Doktor olmaktan gurur duyuyorum, insanlara yardım etmek istiyorum ve şu an bunu öncekinden çok daha fazla yapabiliyorum. “
Anthea TURNER (Big Brother), 2001
” Belirlenmiş bir yerde uzun bir süre bir takım insalarla uzun süre kalacaksanız eğer, odaklanmanız gereken iki şey var. Birincisi, bakış açısı ve ikincisi, planlı bir duruş. Ailenle bile uzun süre aynı yerde kalman çok zor olabiliyor. Birbirinize sürekli sinirleneceğinizi peşinen kabul etmek ve olası her tartışmayı nasıl bir iletişim tarzıyla kontrol edebileceğinize odaklanmanız gerekiyor. Big brother’da birisi havluyu yere düşürüp öylece bıraktı diye veya yanlış çay poşetini kullandı diye saatlerce tartışabilirdiniz. Kendimize sormamız gereken şu: Bu beni neden bu kadar sinirlendirdi? Bunun kısa dönemli geçici bir durum olduğunu hatırlamak gerekiyor hemen. Birbirimizin evini bombalamadık, savaşta da değiliz.Yakında sona ereceğini kesinlikle bildiğimiz bir yarışmanın içindeyiz. İzole edilmiş bir yaşam, bazı şeylere daha iyi adapte olmanızı sağlıyor. Bu da normal zamanlarda kendimizi ve bir şeylerle başa çıkabilme kapasitemizi küçümsediğimizi farkettiriyor. “
Georgia HARRISON (Love Island) ,2017
” Yarışmada gergin hissettiğim zamanlarda uzun süreli meditasyon yapardım. Saf mutluluk hissettiğim ya da bazen ağlamak istediğim belirli zamanlar olurdu. Tecrit olma durumuna gelince, sanki annemin evine gitmişim ve beni deli ediyormuş gibi geldi bana. Çünkü annemin evindeyken sürekli her tavrıma sinirlenecek ve eleştirecek bir şey bulur. Yarışmada sana verdikleri tüm çikolata ve atıştırmalıkları tüketip duruyorsun. Mutfakta yemek yapmak aynı zamanda erkeklerle flört etmek için harika bir yer, bu sebeple normalde olduğundan daha fazla orada takılıyorsun. Koronavirüs yüzünden bulunduğumuz karantina durumu beni sıkmıyor, yarışmada sürekli elenme korkusu yaşıyordum ve şu andaki karantinayı bir yerden atılma korkusu yaşamadan geçiriyorum. Çok fazla yapacak şeyim var. ”
