Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yaptığı açıklamalarında 2023 değişim programında yönetimin temel parametreler 2040’a, 2053’e, 2071’e bir bakış olduğunu sadece nitel değil, aynı zamanda optimal bir verimliliğin dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk açıklamalarında okullar arasındaki i her türlü imkan ve öğrenme farklılıklarının azaltılmasının da en büyük hedefler arasında olduğunu vurguladı.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nde düzenlenen “Yapımı Tamamlanan Okulların Ortak Açılışı ve 2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni’nde bir konuşma yaptı. Bakan Selçuk buradaki açıklamalarında okulların açıldığı her ilk günde olduğu gibi bugün de herkes için heyecan, coşku, umut, hayal ve beklentilerin arttığını belirtti.
Görevlerinin bu beklentileri karşılamaya çalışmak, çocukların ve velilerin gözlerindeki ışıltıyı çoğaltmak olduğunu ifade eden Selçuk, düsturlarının Türkiye’nin her bir köşesindeki evladının sorumluluğunu taşıyor olmanın bilinci içerisinde daha fazla çalışmak olduğunu dile getirdi.
BAKAN SELÇUK’UN AÇIKLAMALARI
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Sloganlardan uzak bir şekilde bilime sarılmadığımızda bunu etik ve ahlakla dengelemediğimizde rekabet etme, medeniyete katkı sunma ihtimalimiz azalır. Eğitimi sadece bir kurum veya sektör olarak göremeyiz. Çeşitli disiplinlerin, sektörlerin katkısı ve iş birliği bizim için çok hayati bir öneme sahip. Aynı zamanda eğitim bir milli güvenlik meselesidir. Eğitimine radikal bir çıkışla yatırım yapan ülkeler ekonomiden, refahtan, demokrasiden daha çok pay alıyorlar.
2023 değişim programında yönetimin temel parametreler 2040’a, 2053’e, 2071’e bir bakıştır. Sadece nitel değil, aynı zamanda optimal bir verimlilik de dikkate alınmaktadır. Okular arasındaki her türlü imkan ve öğrenme farklılıklarının azaltılması da en büyük hedeflerimiz arasındadır. Bu arada, yol haritasına bağlı olarak en çok önemsediğimiz husus, altyapının hazırlanmasıdır ama ‘altyapı’ derken sadece fiziksel altyapıyı elbette kastetmiyoruz. Bundan daha öte veri ve yapay zeka altyapısı ile anadilimiz Türkçe’nin altyapısını kastediyoruz. Bu doğrultuda da hızla mesafe alıyoruz. Veriye dayalı yönetim yazılımları ilk kez yapılan makine öğrenmesi temelli söz varlığı çalışması, dört beceride Türkçe’nin ölçülmesi ve bunun gibi birçok altyapı çalışmalarımızı tamamlamış durumdayız.”
