Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Teknoloji geliştirme bölgelerinde 2016 yılı nisan ayı itibarıyla toplam 40 bin 33 personel istihdam sağlamıştır. Faaliyete geçen teknoloji geliştirme bölgelerinde bulunan şirketlerin, ABD başta olmak üzere Japonya, İsrail, İngiltere ve Almanya gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerine yapmış oldukları teknolojik ürün ihracatı da yaklaşık 2,4 milyar dolardır.” dedi.
Soylu, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Of Teknoloji Fakültesinin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, mezunlardan çok önemli projeler beklediklerini belirterek, AK Parti Hükümetleri olarak 2002’den bugüne kadar gençlere, teknolojiye, üretime destek olma noktasında çok ciddi adımlar ortaya koyduklarını söyledi.
2002’de 1,8 milyar olan Ar-Ge yatırımı harcamalarını, 9,5 kat artış göstererek 2014 yılı sonu itibarıyla 17,5 milyar liraya ulaştırdıklarını dile getiren Soylu, “Kişi başı 53 dolardan 189 dolar seviyesine ulaşan bir Ar-Ge yatırım harcaması mevcuttur.” diye konuştu.
Teknokent kurmak için çalışmaların 1980’de başladığını yasal çerçevenin oluşturulmasının ise ancak 2001’de gerçekleştirilebildiğini vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
“2002 öncesinde kurulmuş olan teknokent sayısı maalesef sadece 5’tir. Oysa bugün geldiğimiz noktada Bakanlar Kurulunca ilan edilmiş teknoloji geliştirme bölgesi sayısı 63’tür. Bunların 50’si ise halihazırda faaliyettedir. Nisan 2016 itibarıyla faaliyette olan teknokentlerde Ar-Ge çalışmalarını yürüten firmaların sayısı 3 bin 890’a ulaşmıştır. Bu firmaların yüzde 37’si yazılım, yüzde 17’si bilgisayar ve iletişim teknoloji, yüzde 8’i elektronik ve yüzde 5’i ise makine ve teçhizat imalatı alanlarında faaliyet göstermektedir. Teknoloji geliştirme bölgelerinde 2016 yılı nisan ayı itibarıyla toplam 40 bin 33 personel istihdam sağlamıştır.”
Soylu, buralarda üretilen toplam Ar-Ge proje sayısının 27 bin 709 olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Faaliyete geçen teknoloji geliştirme bölgelerinde bulunan şirketlerin, ABD başta olmak üzere Japonya, İsrail, İngiltere ve Almanya gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerine yapmış oldukları teknolojik ürün ihracatı da yaklaşık 2,4 milyar dolardır. Yabancı sermaye açısından baktığımızda teknoloji geliştirme bölgelerinde toplam 177 yabancı ve yabancı ortaklı firma yer almaktadır. Ar-Ge çalışmalarının en önemli çıktılarından biri de patent başvurularıdır. Patent başvuruları 2005’te 935 iken 2015’te 5 bin 512’ye yükselmiş, yüzde 489’luk artış söz konusu olmuştur.”
Bakanlığın gençlere sağladığı sosyal destekler konusunda da katılımcılara bilgi aktaran Soylu, “Gençlerimizin, 26 Nisan 2016’ya kadar olan bütün genel sağlık sigortası borçlarını da sildiğimizi ifade etmek istiyorum. Bakanlık olarak kadınlarımızın ve gençlerimizin istihdama katılımı için 2008’den bu yana verdiğimiz toplam 2 milyar 354 milyon liralık teşviklerden her ay, 236 bin kadın ve genç istihdam eden iş yeri faydalanmaktadır. Bu rakamlar kolay ulaşılabilir rakamlar veya kendiliğinden oluşabilir rakamlar değildir. Arkasında ciddi bir stratejik planlama ve vizyon barındıran değişime ve değişimin gücüne inanan bir anlayışın ürünüdür.” dedi.
Soylu, gençlere “Diploma alarak bugün hayata atıldığınız Türkiye, imkanları kısıtlı veya seçenekleri dar bir Türkiye değildir. Bugün dünya ile rekabete soyunan, dünyayı izleyen, yatırım yapan, Ar-Ge’ye ve teknolojiye dair devlet politikaları ortaya koyan bir Türkiye var.” sözleriyle seslendi.
– “Yeni Türkiye’de imkanlarımız gelişmiştir, imkanlarımız elverişlidir”
Bakan Soylu, bugünün 27 Mayıs olduğunu anımsatarak, “27 Mayıs 1960, Türkiye’de haksızlığın, zulmün ve karanlık tablonun tarihi olarak, memleketimizin yakın tarihinde yer alan bir gündür. Türkiye 1950 ile 1960 arasında çok büyük bir değişim ve devrim gerçekleştirmiştir. Yaptığı iş şudur, köylerle şehirleri birleştirmiştir. Bir köylünün oğlu avukat, mühendis, doktor, vali, milletvekili, bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı olabilmiştir.” diye konuştu.
“Bunları sağlayan sadece insan değil, aynı zamanda demokrasi iklimidir” ifadesini kullanan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Herkesin kendisini ifade edebildiği, şu ezan-ı Muhammediyye’nin semalardan Allah-u Ekber nidalarıyla beraber hem aziz milletimizle hem ülke topraklarımızla hem de semayla beraber buluştuğu bir tablonun ta kendisidir. Alevi’si kendisini ifade etmiştir, Kürt’ü kendisini ifade etmiştir. 1950-1960 arasında bir tek Kürt isyanı olmamıştır. Sebebi demokrasidir. Sebebi herkesin kendisini tam anlamıyla ifade edebildiği bir Türkiye tablosudur. Bu bir iklimdir ve bugün de aynı iklimi, 21. asrın başından itibaren bu ülkede yaşıyoruz. Demokrasinin yükseldiği, ülkemizde insanlarımızın yarına umutla baktığı, gittiğimiz her yerde pasaportumuzun itibar olarak bulunduğu bir Türkiye tablosuyla bugün karşı karşıyayız, bu çok önemlidir. Hazırlandığınız Türkiye, hayata atıldığınız Türkiye, eski Türkiye değildir. Hayata atıldığınız yeni Türkiye’de imkanlarımız gelişmiştir, imkanlarımız elverişlidir. Özel sektörümüzden kamuya kadar her noktada şunu çok net söyleyeyim ki eğitiminizi, bilginizi, birikiminizi kendi iş alanlarıyla buluşturabilecek bir Türkiye tablosu söz konusudur.” Dedi.
Kamupersoneli.net | AA
