Ekonomi

Covid-19 Nedeniyle Evden Çalışanlar İş Yerinde Çalışanlarla Aynı Haklara Sahipler Mi?

Altınbaş Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, dijitalleşen dünyada birçok çalışma sisteminin uygulandığını ve şu an yaşadığımız dönemde en yaygın olanın uzaktan çalışma olduğunu vurguladı. Her çalışan işçi için yalnızca bir esnek çalışma sistemi olmadığını ekleyen Prof. Dr. Ataman, “Yapılan işe göre haftada sabit bir günde tele çalışma biri için uygun olduğunda bir diğerinin yaptığı iş için uygun olmayabiliyor. Bu çerçevede şirketler için esnek çalışma uygulamaları çalışma yerinin esnekliği, çalışma süresi esnekliği ve yapılan işin esnekliği (fonksiyonel esneklik) olarak sınıflandırılabilir” diye konuştu.

FARKLI BİR İŞLEME TABİ TUTULAMAZLAR

Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, corona virüs (Covid-19) ile mücadele edilen bu dönemde hükümetler tarafından evden çalışma sisteminin devreye sokulduğunu belirtti. 4857 sayılı İş Yasası’na bakıldığından iş yerinde çalışma ile evden çalışma arasında bir fark olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ataman, “Daha açık bir ifadeyle uzaktan çalışanlar farklı bir işleme tabi tutulamaz. Prensip olarak, işverenler personelini evden çalışmaya zorlayamaz ancak istisnai dönemlerde bu tür önlemlere başvurulabilir” şeklinde ifade etti.

BU GEÇİCİ BİR DURUMDUR

Ataman, eğitim, ticaret, bankacılık gibi sektörlerin evden veya uzaktan aktif olarak yerine getirilebilirken  restoran, kafe gibi temas gerektiren işlerin bu şekilde sürdürülemeyeceğini ekledi. “Covid-19 salgınına karşı hükümetin aldığı önlemler çerçevesinde uygulanan evden çalışmanın bir zorunluluktan doğduğu göz ardı edilmemeli” diyerek, Prof. Dr. Ataman, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Öte yandan bugün itibariyle çalışanın tercihinden kaynaklı olmaksızın evden çalışıyor olmak da geçici bir durumdur, pandemi kontrol altına alındığında yeniden işyerine dönüş olacaktır. Bu çerçevede uzaktan çalışmada taraflar açısından iş akdi aynen devam etmektedir.”

SOSYAL BİLİMCİLER İÇİN PEK ÇOK BİLGİ VE BULGU VAR

Corona virüs sebebiyle meydana gelenleri “sosyal bilimciler açısından bir laboratuvar” olarak adlandıran Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, “Şu an için gözlemlerimizden ve kendi yaşadığımız deneyimlerden, birbirimizden öğrendiklerimizden aktarabileceğimiz pek çok bilgi ve bulgu var. Evden çalışmanın yarattığı fırsatlar ve zorluklara ait bulgular da bunlardan biridir” diye konuştu.

DEZAVANTAJ OLUŞTURABİLİR

Ataman, uygulanan sistemin verimli ve kazançlı olabileceğini belirterek, “Ancak evde çalışmayı verimli kılmak için ciddi bir çalışma disiplinine ihtiyaç vardır. Evlerde ilgi dağıtacak çok fazla faktörün olması çalışma ortamı açısından bir dezavantaj oluşturur” dedi. 

KADINLARA İKİNCİ BİR SÖMÜRÜ DALGASI

Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, evden çalışma sisteminin kadınlara ikinci bir sömürü dalgası yaşattığını belirterek, şöyle devam etti:

“Özellikle salgın hastalıktan korumak zorunda olduğumuz yaşlı ebeveynlerden ve ev içi işlere yardım eden diğer kişilerden destek almadan evden çalışmak bir anne için hiç kolay olmuyor. Öte yandan tüm ev halkının da evden çalıştıkları ve okul çağındaki çocukların da evden uzaktan eğitim aldıkları gibi bir senaryoyu hazırlıksız yönetmek de oldukça zordur. Belki hiçbirimiz evden çalışmanın ofistekinden daha fazla çalışmayı gerektireceğini düşünmemiştik.”

ÇALIŞANLAR OFİSE DÖNMEYİ HAYAL EDİYOR

Prof. Dr. Ataman, toplumun evden çalışmayı daha önce tecrübe etmediği için hazırlıksız yakalandığını ekleyerek, “Bu da ev ve iş hayatı arasındaki fiziksel sınırın kalkmasındaki uyumu zorlaştırdı. Evden çalışmak ev yaşamını hem mekânsal hem de sosyal olarak yeniden organize etmeyi gerektirir. Bu da evlerde daha geniş ve özel mekanlar yaratarak mümkün. Çalışanların yeniden işyerlerine ve çocukların da okullarına dönmeyi hayal ettiği günler yaşıyoruz” sözlerini dile getirdi.