Gündem

AKP neden 14 bin engelli kadrosunu boş tutuyor? Neden bunlara istihdam alanı yaratmıyor?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM CHP Grup Toplantısında atanamayan engelliler ile ilgili bazı açıklamalarda bulundu. Türkiye’de 9,5 milyona ulaşan engelliler için ciddi bir çalışma yapılmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, 14 bin engelli vatandaşın ataması yapılması kanunen zorunlu iken, AKP hükümetinin engelli kadrolarını boş bıraktığını iddia etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, atama bekleyen engelli vatandaşlar ve tüm engellilerin mevcut sorunları hakkında şu bilgileri aktardı;

14 BİN ENGELLİ ALIMI YAPILMASI GEREKİYOR

Devlette 14 bin engelli kadrosu boş şu anda. 6 bin 167 kişilik engelli kadrosu Milli Eğitimde boş, 1606 engelli kadrosu Diyanet İşleri Başkanlığında boş, 506’sı Adalet Bakanlığında boş, toplam 14 bin engelli kadrosu doldurulmuyor. Parlamento görevini yapmış mı? Evet yapmış. Yasa çıkarmış mı? Evet, yasa çıkarmış. Diyor ki, “kamuda ve özel sektörde en az şu kadar engelli çalıştıracaksın” diyor. Oranlarını da vermiş. Halkı savunduğunu, halkı koruduğunu, engelliden yana olduğunu izleyen ya da söyleyen bir politika, yani AK Parti iktidarları, yani saray iktidarı neden 14 bin engelli kadrosunu boş tutuyor? Neden bunlara istihdam alanı yaratmıyor? Kanun çıkmış, doldurmak zorundalar. Binlerce engelli var iş istiyor, gelip bize yalvarsın diyorlar. Engelli size niye yalvaracak? Engelli de çalışmak istiyor, alın teri dökmek istiyor, geçinmek istiyor, o da mutlu bir hayat sürdürmek istiyor, sosyal devletin nimetlerinden yararlanmak istiyor, ama tam tersini yapıyorlar. Dolayısıyla engelliye bu haklar sağlanmıyor.

TÜRKİYE’DE ENGELLİ VATANDAŞLARIN SAYISI

Değerli arkadaşlarım, 9,5 milyona ulaşan bir engelli sayımız var. Bu konuda sağlıklı ve tutarlı, özellikle son 10 yıldır ciddi bir çalışma da yok. Engelliyi hayatımızdan atacak mıyız, engelliyi toplum olarak kucaklayacak mıyız? Dünyanın her ülkesinde engelliler var. Dünyanın her ülkesinde engelliler için pozitif düzenlemeler vardır. Biz de yapmışız, kanun çıkarmışız, en az şu kadar engelli istihdam edeceksin demişiz. 17 yıldır iktidardalar, engelli kadrolarını doldurmuyorlar niçin? Kanun çıkmış, engelli çalıştıracaksın diyor, niye çalıştırmıyorsun kardeşim, niye engel oluyorsun? Dolayısıyla ne görürlerse görsünler, bundan sonra bütün engellilerden ricamdır, artık bu iktidara ders vermenin zamanı gelmiştir.

BM’YE ŞİKAYET ETTİLER

Engelliler Konfederasyonunun 2018 yılında Birleşmiş Milletlere sunduğu bir rapor var. O rapordan sadece üç bölümü okuyacağım, üç cümle: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Engelli Hakları Sözleşmesiyle ilgili olarak hazırlamakla yükümlü olduğu ilk ülke raporunun hazırlanma sürecine sivil toplum örgütlerini dahil etmemiştir” diyor. Ben söylesem kıyamet kopacak, “siz gittiniz bizi Birleşmiş Milletlere ihbar ettiniz” diyecek. Engelliler Konfederasyonunun hazırladığı rapor… Sivil toplum örgütlerinin dahil edilmemesi ne demektir? Engellileri dikkate almadan sarayda oturmuşlar beyler kendilerine göre bir rapor yazmışlar. Engelli hiç önemli değil.

AYRIMCILIK YAPIYORLAR

Bir başka belirleme: “Türkiye’de engelli çocukları da kapsayacak biçimde, çocuğun yüksek yararını gözeten, engelli çocukların gelişimlerini destekleyen, onların topluma tam ve eşit katılımlarını sağlamayı amaçlayan, ayrımcılıktan uzak, bütüncül ve kapsayıcı devlet politikaları olmadığını üzülerek söylemek zorundayız.” Kim söylüyor? Engelliler Konfederasyonu söylüyor, ayrımcılık var diyor. Ben engelliyim diye beni neden toplumun dışında tutuyorsun ve beni neden dışlıyorsun?

Üçüncü nokta: “Eğitimde erişilebilirlik koşulları sağlanmadığından, engelli bireylerin okuldan ayrılma oranları yüksektir. Engellilerin ömür boyu eğitim hakkı Anayasayla korunsa da, zorunlu eğitim sürecinde genel eğitim içinde kalmalarını sağlayacak politikalar yoktur” dedi. CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti;

ENGELLİLERİ BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI KILMAK BENİM BOYNUMUN BORCUDUR

Evet, engelliler bir anlamda toplumdan dışlanıyorlar. Ama benim de bütün engellilere sözüm var. Sizi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı kılmak benim boynumun borcudur. Neden biliyor musunuz engelli kardeşlerim? Benim saray merakım yok, benim dolar merakım da yok, benim para merakım da yok. Ben mütevazı bir ailede yetiştim, mütevazı bir hayatım var benim. Malı götürmek gibi, ceplerim dolar dolsun, efendim çocuklarım ailem işte bilmem mal mülk edinsin gibi… Alın terinden daha değerli bir şey yoktur, millete hesap vermenin onurunu yaşıyorum. Allah da haram lokmayı boğazımızdan aşağıya indirmesin, onu da söyleyeyim.

ASLINDA ENGELLİ OLAN ONLARA ENGEL ÇIKARANLARDIR

Tabii engelliler bütün engellere rağmen dünya çapında güzel başarılar elde ediyorlar. Down Sendromlular Dünya Judo Şampiyonasında Talha Ahmet Erdem ve Doğukan Coşar altın madalya kazandılar. İkisini de yürekten kutluyor, gözlerinden öpüyorum. Türkiye’ye ilk altın madalyayı getirdiler. Demek ki, engelli demekle beraber, engelli aslında imkân sağlandığı zaman önündeki bütün engelleri kaldırabilecek potansiyele sahiptir. Aslında engelli olan onlara engel çıkaranlardır, onlar çıkarıyorlar. Yoksa engellinin- elbette herkes engelli, ben de gözlük takıyorum, gözlük takmadığım zaman iyi okuyamıyorum- ama bütün sorun ne? Benim rahat yaşayabileceğim, gelir elde edebileceğim bir süreci yakalamaktır. Bunu yaptığımız zaman zaten bir sorunumuz olmaz. Engelli çalışmak istiyor, engelli üretmek istiyor, engelli bir başkasına muhtaç olmak istemiyor, engelli birisinin avucuna bakmak istemiyor. Engelli diyor ki; iş verin, ben çalışacağım, üreteceğim, alın teri dökeceğim, helal para kazanacağım, kendime bakacağım, benim de sigortam olsun. Siz engel oluyorsunuz. Diyorsunuz ki hayır, sen bekle başkaları kazansın, başkaları köşeyi dönsün, başkaları malı götürsün. Onun malı götürme gibi bir şeyi yok, sadece çalışmak istiyor, sadece üretmek istiyor, sadece kazanmak istiyor, sadece alın terinin karşılığını almak istiyor. Ahmet Can Topal da kendi kategorisinde o da gümüş madalya kazanmış. Talha’ya, Doğukan’a ve Ahmet Can’a yürekten teşekkür ediyoruz bayrağımızı göndere çektikleri için. Onlara hocalarına, ailelerine de şükran borçluyuz.