Gündem

Ali Babacan resmen AKP'den istifa etti! Babacan, istifa gerekçesi hakkında son dakika yaptığı açıklama şöyle;

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) kurucuları arasında yer alan, Parti’nin kuruluş aşamasında her alanda görev almış, bakanlık geçmişi olan genç bir politikacı, AKP’ye ve ülkenin kötü gidişine resmen bayrak açmış durumda… Bu isim eski ekonomi bakanı AliBabacan! Babacan bugün son dakika olarak yaptığı açıklamada, AKP Kurucu üyeliğinden resmen istifa ettiğini duyurdu. Ali Babacan, İstanbul seçimlerine 2 hafta kala Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan randevu istemiş ve Erdoğan ile yaptığı uzun görüşmede, AKP’den istifa edeceği ve bu sonrasında yeni bir parti kuracağı iddia edilmişti. Yapılan bu iddialar doğrultusunda Babacan, bugün son dakika olarak yaptığı açıklamada, AKP’den resmen istifa ettiğini duyurdu ve yapılan iddiaları doğruladı. Ali Babacan yaptığı konuşmada, AK Parti’den istifa gerekçelerini açıklamadı.

Babacan’ın “Görevde olduğum dönemlerde partinin kuruluş ilke ve değerlerini hem ülkemizde hem de dünyada inanarak savundum. Türkiye’nin tarihi dönüm noktalarında, doğruları için verilen büyük mücadelelerin bizzat içinde olmak benim için şeref oldu. Son yıllarda ise pek çok alanda yapılan uygulamalar ile inandığım ilke, değer ve fikirler arasında derin farklılıklar oluştu. Aklen ve kalben bir ayrışma yaşadım” ifadeleri dikkat çekti. 

Babacan’nın konu ile ilgili yaptığı açıklama şöyle;

ALİ BABACAN’IN İSTİFA GEREKÇESİ

“Ağustos 2001 tarihinde kurucu üyesi olduğum Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 14 yıl MKYK üyeliği yaptım. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra 13 yıl Bakanlar Kurulu Üyesi oldum. Bu süre içerisinde ülkemizin elde ettiği büyük başarılara katkı vermekten onur duydum.

Görevde olduğum dönemlerde partinin kuruluş ilke ve değerlerini hem ülkemizde hem de dünyada inanarak savundum. Türkiye’nin tarihi dönüm noktalarında, doğruları için verilen büyük mücadelelerin bizzat içinde olmak benim için şeref oldu.

Son yıllarda ise pek çok alanda yapılan uygulamalar ile inandığım ilke, değer ve fikirler arasında derin farklılıklar oluştu. Aklen ve kalben bir ayrışma yaşadım.

Aynı süreçte Türkiye yeni sınamalarla karşı karşıya kaldı. Dünya hızla değişti. Ülkemizde ise parlak bir gelecek vaat eden, bambaşka beklentileri olan, dinamik, yeni nesillerimiz var artık.

İçinde bulunduğumuz şartlarda, Türkiye için yepyeni bir gelecek vizyonuna ihtiyaç vardır. Ülkemiz için her alanda doğru analizler, yeniden düşünülmüş stratejiler, planlar, programlar gerekmektedir. Çok çeşitli kesimlerle yaptığımız istişareler de bunu teyit etmektedir.

Türkiye’nin bugünü ve geleceği için yeni bir çalışma başlatmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Ben ve pek çok arkadaşım, böyle bir çalışma için büyük ve tarihi bir sorumluluk hissetmekteyiz. Bu süreçte aynı ahlaki ve toplumsal sorumluluğu hisseden çok sayıda insanla tanışmış olmak da bizim için çok sevindirici olmuştur.

İnanıyorum ki, karşı karşıya olduğumuz sorunların çözümü, ancak, temsil gücü yüksek ve geniş bir kadro çalışmasıyla mümkün olacaktır. Beraberce çalışmak ve ortak aklı hedeflemek zorundayız. Çalışmalarımızın bağımsız ve özgür bir şekilde yapılması büyük önem taşımaktadır. Her konuda beyaz sayfalarla işe başmak gerekmektedir.

Bu gerçekler dikkate alındığında Adalet ve Kalkınma Partisi kurucu üyeliğimin devam etmesi maalesef mümkün görünmemektedir. Bugün itibariyle istifa dilekçemi parti genel merkezine ulaştırdım.

Hepimizin amacı ülkemizin itibarını yükseltmek, halkımızın refah ve mutluluğunu artırmak, Türkiye’yi hak ettiği güzel bir geleceğe ulaştırmaktır. İnsan hakları, özgürlükler, ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğü vazgeçilmez ilkelerimizdir. Siyasete ilk girdiğim günden bu yana bunlar için canla başla çalıştım. Allah sağlık ve ömür verdiği sürece bundan sonra da çalışmaya devam edeceğim.” dedi. 

Peki AKP ve Ali Babacan bu istifa eşiğine nasıl geldi?

Önce bir iki kritik haberle başlayalım sonra bu sürece nasıl geldiğini ve bundan sonra neler olabileceğini görmeye çalışalım.

PARTİ KURACAĞINI ERDOĞAN’A İLAN ETTİ!

Ali Babacan’a oldukça yakın ve güvenilir bir kaynaktan alınan bilgilere göre, Ali Babacan 23 Haziran seçim öncesinde yaklaşık 2 hafta önce herkesçe bilindiği üzere Külliyede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına çıktı. Beklenenden daha uzun süren bu toplantıda Erdoğan ve Babacan baş başa görüşme yaptılar. Görüşmede, AK Parti‘nin nasıl bir yanlış yolda olduğunu, ekonomiden politikaya, askeriyeden Hukuk’a bu ülkenin nasıl bir felakete sürüklediğini konu ederek sert bir mizaçla anlattı. Burada bir Dipnot eklemek gerekiyor eski Ak partililer Erdoğan ile görüştükleri zaman el pençe divan üslubu şeklinde görüşür. Kaynaklardan alınan bilgilere göre Ali Babacan, Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede sert bir üslupla konuşmuş, görüşmede Babacan uzun uzun yapılan yanlışlıkları dile getirdikten sonra nihayetinde yeni parti meselesini konuşmuş. Burada bir kez daha Dipnot ekleyelim. AK Parti kurulmadan önce Erdoğan ve kurucu ekipleri, Necmettin Erbakan’ın karşısına çıkarak yeni parti kuracaklarını söylemiş. Bunun üzerine Erbakan ‘’ayrılık olmaz! Ayrılanların hali ortada’’ deyince Abdullah Gül araya girerek, ‘’efendim ben size müzakere etmeye gelmedim kararımı bildirmeye geldim ki yabancılardan duyacağınıza benden duymanızı istedim’’ demiş. Abdullah Gül de Ali Babacan’a bu doğrultuda hareket ederek, Erdoğan’ın karşısına çıkıp kararını kesin bir şekilde bildirmesini istemiş. Bu konu Gül’e yakın birkaç gazeteciden teyit edildi. Babacan’ın Erdoğan’a kararını ilan etmesinden sonra Erdoğan, Babacan’a Uzun uzun ‘’Ayrılık Olmaz Bu Yol yol değil. Parti kuranların ne yaptığı ortada. Ne yapacaksanız gelin burada yapın. Davaya ihanet olmaz’’ gibilerinden konuşunca Babacan bir Flash Back yaparak ‘’ben buraya sizinle müzakere etmeye gelmedim kararımı bildirmeye geldim’’ demiş. Görüşmede son olarak Erdoğan Babacan’a güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı teklifinde bulunmuş. Ama Babacan geri adım atmadığından bu görüşme sonlandırılmış. Bu görüşmeden bir süre önce Erdoğan, Yeni Parti’ye katılma ihtimali olan birçok ismi mevki makam sunarak onları vazgeçirmeye çalışmıştı. Bunların en somut örneği birçok ismin devlet bankalarına aniden yüksek maaşla atanmasıydı ve aniden kurulan Yüksek İstişare Kurulu. Yüksek İstişare Kurulu hakkında kamu da bilinenler dışında fazla bir bilgi yok.

YENİ PARTİDE AHMET DAVUTOĞLU’NU İSTEMİYOR

Hükümete yakın medya kaynaklarından Ahmet Davutoğlu ile iletişim halinde bulunan kişiler tarafından edinilen bir bilgiye göre; Davutoğlu ve Erdoğan arasında çok ciddi tartışmaların yaşandığı söyleniyor. Davutoğlu da kendisine teklif edilen çeşitli makam ve mevkileri reddetmiş. Davutoğlu ve Gül, Babacan kanadı birtakım fikir ayrılıklarına sahip durumdalar. Birkaç ay öncesine kadar Davutoğlu Babacan’ın Partisi’nden bağımsız bir parti kurma niyeti içindeymiş fakat bu düşünce yavaş yavaş tek muhalif parti konusunda birleşmeye başlamış ama şöyle kritik bir nokta var. Babacan partisinde Davutoğlu’nu görmeye pek sıcak bakmıyor Daha doğrusu Ali Babacan siyasetten ömrünü tamamlamış eskimiş idealleri olmayıp sadece çıkar için siyasete dönmeyi düşünen hiçbir siyasetçiyi görmek istemiyor. Kısaca Ali Babacan partisinde Ahmet Davutoğlu’nun yer almasına asla sıcak bakmıyor. Kesin bir şekilde ret etmiş değil ama görüşü negatif.

AKP’DEN ALİ BABACAN’IN YENİ PARTİSİNE GEÇİŞLER

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup kurmak için milletvekili sayısı 20 olması gerekiyor.  Belki de en flaş haberlerden biri şu; Ali Babacan yüzde doksanı AKP’den olmak üzere 80 adet milletvekilini yeni partisi için İkna etmiş durumda olduğu iddia ediliyor. Bu, Ali Babacan’ın Partisi’nin mecliste 3. Parti olma anlamına geliyor. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Ali Babacan AKP’den ayrılması için hiçbir milletvekiline herhangi bir mevki makam teklif etmemiş. Böyle bir imkanı da yok zaten. Adalet ve Kalkınma Partisi’nden ayrılacak olan isimler, parti ve memleketteki gidişattan memnun olmadıkları için ayrılacakları söyleniyor. Ali Babacan’a yönelik bir soruşturma hazırlığı da söylentiler arasında. Önünü kesmek ve itibarsızlaştırmak amacıyla Babacana yakın bir zamanda soruşturma açılacağı iddia edildi. Bu soruşturma ile birlikte çok büyük bir ihtimalle yandaş medyada Ali Babacan’ı karalama haberleri de başlayacak.

BU SÜRECE NASIL GELİNDİ?

Bu sürece nasıl gelindiği kısmına bakarsak, nasıl oldu da AK Parti bu noktaya kadar geldi? Soruna yanıt bulmaktan geçiyor

Parti teşkilatlarında hiç olmadığı kadar Parti eleştirileri başlamış durumda. Parti içindekilerinin en çok eleştirdikleri kişi Erdoğan’ın damadı ekonomi bakanı Berat Albayrak. Teşkilat, Albayrak’ın görevden alınmasını istiyor. Parti içinde bile kendisini isteyenler yok denecek kadar az. 

AK PARTİ İSTANBUL İL TEŞKİLATINDA NELER KONUŞULUYOR?

‘’İl İlçe Gençlik ya da kadın teşkilatları neredeyse yok oldu. Resmi olarak varlar. Her makamda birileri var ama bu teşkilatlarda gerçek anlamda çalışan hiç kimse yok. İl ve ilçe teşkilatlarında Hemen hemen herkes eş ve akrabalarını oraya yerleştirmiş durumda. Gençlik ve kadın kollarında yine hep birilerinin akrabaları var teşkilatlarda bulunan isimlerin hemen hemen birçoğu Parti’yi sevdiği için ya da dava için orada falan orda değiller. Belki kadrolu iş verirler, yardım kuruluşlarından yardım imkânı verirler gibi sebeplerle oradalar. Dolayısıyla mahallelerde halk ile iletişime geçen, onların sıkıntılarını dinleyen kimse yok. Bu yeni de değil, uzun yıllardır böyle… Teşkilattakiler, Mahalle mahalle çalışacakları yerde sadece sosyal medya hesaplarından çalışıyorlar. Sokakta vatandaşa ulaşamayan parti kim olursa olsun her zaman kaybeder. İşte biz bu yüzden kaybettik’’ denildi.

Teşkilatlar bir Parti’nin siyasi atar damarlarıdır. Anlayacağınız üzere AK Parti’nin tüm teşkilatları neredeyse İflas etmiş durumda.

ALİ BABACAN YENİ PARTİYİ NE ZAMAN KURUYOR?

Babacan’a yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre, partinin resmen kuruluş tarihi sonbahar kış aylarına göre planlanmış durumda. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Tıpkı İYİ Parti’ye yaptığı gibi Ali Babacan’ın Partisi’nin seçime sokmamak için kuvvetle muhtemel erken seçim tarihini daha da erkene alması muhtemel bu sebep olarak görünüyor. Ali Babacan Partisi’nin seçime sokulmama ihtimaline karşı süreci biraz daha erkene çekebilir. Alınan bilgilere göre AKP sözcüleri her ne kadar aksini iddia etse de AK Parti kurmayları erken seçime kesinlikle karar vermiş durumda olduğu söyleniyor. Kaynak ‘’erken seçim kesinlikle yapılacak. Şu anda tarih ve plan hazırlığını düşünüyorlar. Altyapı seçim stratejisi Medya direk tipleri hazır olduğu zaman, muhalefeti hazırlıksız yakalamak hem de Ali Babacan’ın Partisi’ni seçime sokmamak için erken baskın seçim ilan edilecek’’ denildi.

YENİ PARTİNİN İSMİ NE OLACAK?

Ali Babacan’ın kuracağı partinin ismi meselesine daha önce birçok kaynakta Parti adının huzur olabileceği söyleniyordu fakat Babacan Ve kurmayları henüz isim konusunda kesin bir karar vermiş değil. Ali Babacan Parti adının başlıca Türkiye’nin en çok acıtan sorunlarına değmesini istiyor. Özgürlük, hukuk gibi kavramların Parti isminde yer almasını istiyor. Şu anda masada tartışılan isim, ‘’Özgürlük ve Hukuk partisi.’’ Babacan’ın Parti isminde en dikkat ettiği konu, ülke sorunlarına delinmesi dışında kısaltmasının da çarpıcı ve anlamlı olmasını istiyor. Huzur ismi tek bir kavram üzerinde olduğu için bu alternatif rafa kalkmış diyebiliriz.

ERKEN SEÇİM İDDİALARI VE AKP’NİN OLASI ERKEN SEÇİM STRATEJİSİ 

Peki Erdoğan’ın planı ve hamlesi ne olacak? Birkaç farklı kaynaklardan edinilen bilgiye göre; Erdoğan’ın danışma ekibi çok büyük bir hazırlık içerisinde. Bu hazırlık erken baskın seçim stratejisi üzerine kurulu. Ali Babacan Partisi’nin seçime sokulmaması gündemde. Erken seçim tarihi buna göre ayarlanacak. Cumhur ittifakının geleceği ciddi ciddi tartışılmaya başlanmış. Masada konuşulan en önemli konulardan birinin MHP ortaklığının bitirilip yeni bir açılım sürecinin başlatılacağı iddia ediliyor. Hükümete yakın bir yazardan alınan bilgiye göre; AKP kurmaylarından bazıları seçim hazinesinden kendilerine bir pay çıkartıp, ‘’biz nerede bir hata yaptık’’ düşünmek yerine suçu tamamen MHP’ye atmış durumda. Referandum ile getirilen garip sistemde bir takım değişiklik hazırlığı var. Bu değişiklikler ülke ekonomisini, tarımı düzeltmek için değil. Değişiklik mantığı tamamen seçimi nasıl kaybetmeyiz konusu üzerine gelişiyor. AK Parti kurmayları %50 artı 1 mantığında seçim kazanmanın oldukça zora girdiğinin farkında ama pragmatist ve materyalist refleksle sistemi değiştirip sağlıklı parlamenter demokrasi ve güçlü bir meclise dönmek yerine, sadece ve sadece seçimi kaybetmemek için ne yapabiliriz sorusu üzerine düşünüp buna göre plan geliştiriyorlar. Şu anda en ciddi tartışma konusu seçim sisteminin değiştirilmesi üzerine yapılıyor. Bunun dışında Adalet ve Kalkınma partisi için sayıları fazla olmayan bir grup, Erdoğan’ın AKP genel Başkanlığı üyeliğini bırakması gerektiğini düşünüyor ve bunu dile getiriyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan kapalı bir toplantıda bazı isimler bu görüşü yani Erdoğan’ın AKP genel başkanlığını ve AKP üyeliğini bırakması gerektiğini düşünüp yüzüne karşı söylediği iddia ediliyor. Erdoğan ise yüzüne karşı söylenen bu eleştiriyi düşünmek yerine ‘’kapı orada istemeyen çıkıp gitsin’’ dediği iddia ediliyor. İşte yaşanan son bu olay ile birlikte AKP içindeki duyarlılık ile hareket etmeye çalışan bazı isimlerin, Babacan’ın partisine katılmaya karar verdiği söyleniyor.

PEKİ BABACAN’IN PLANI NEDİR?

Babacan’ın ekibinden birinden alınan bilgiye göre Babacan, Erdoğan’ın ‘’baskın erken seçim’’ hamlesini ve kendisine soruşturma açılması ihtimalini görmüş ve buna göre hareket ediyor. Ali Babacan’ın partide pragmatist kişiler yerine idealist hatta siyasete ilk defa atılacak kişileri de görmek istediği söyleniyor. Ali Babacan’ın uzmanlık alanı ekonomi olduğu için ekip içerisinde bu uzmanlık alanında olan kişiler olacak. Burada bir anekdot ekleyelim! Ali Babacan bakan olarak görev aldığı dönemde bile birçok kez Erdoğan’la fikir ayrılığına düşmüş. Sarayın yapılmasına hep karşı çıkmış. Ekonominin liyakatsiz kişilere teslim edildiğini iddia etmiş ve karşı çıkmıştı. Hatta ekonomi Bakanlığı’ndaki son dönemlerinde Babacan köprüleri atma derecesine gelmiş. Zaten onun için de son hadise ise Babacan ekonomi bakanı iken kendisinin haberi ve izni olmadan Erdoğan’ın o dönemi danışmanı olan jöleli olarak bilinen Yiğit Bulut’un birtakım ekonomi işlere kalkışması ile oluşmuş. Bu olay üzerine Babacan, dosyaları hazırlayıp Erdoğan’ın karşısına çıktı ve yapılacak hamilenin yanlış hamle olduğunu anlattı. Erdoğan ‘’o çok rahatsız da ama bana Yiğit öyle demiyor’’ deyince Ali Babacan toplantıyı sonlandırıp ayrıldığı söyleniyor. Bundan günler sonra Babacan son bir kez dosyayı toplayıp hatadan döndürmek için saraya gitti ama Erdoğan randevu vermiş olduğu saate rağmen Ali Babacan’ı yaklaşık 2 saat boyunca sarayda beklettiği iddia ediliyor. Bunun üzerine Babacan sinirle telefonla Erdoğan’a ulaşmaya çalışınca Erdoğan, danışmanları aracılığı ile Babacan’a danışmanı ‘’Yiğit Bulut’a bilgi verin’’ diye haber göndermiş ve Babacan için bardağı taşıran son damla da bu olmuş. Hatta o telefondan sonra Babacan Bulut ile görüşmeyi reddedip saraydan ayrılmak üzere iken bunun engellendiğini ve Bulut ile görüşmeye zorlandığı hadisesi var ama o gece Ali Babacan asla geri atmamış. İşte kopuş o gün başlamış. Burada Ali Babacan ile ilgili şunu eklemekte fayda var. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin parlak dönemleri elbette olduğu kritik bir nokta var. AK Parti’nin en büyük sorunu devlette de partide de liyakat sisteminin tamamen devre dışı bırakılmış olmasıydı. Bu şu anlama geliyor!.. Bir mevki iki aday var ise bu mevkie hak eden, işin ehli birini getirmek yerine, kendilerine yakın olan, işin ehli olmayan kişileri tercih ediyorlar demektir.