Azerbaycan Milletvekili Ganira Paşayeva, demokrasinin beşiği denilen ülkelerde de dahil olmak üzere terör örgütlerine destek verenlerin tüm dünyada cezalandırıldığını, başka bir yaklaşım sergilenemeyeceğini belirterek, “Bu, Fransa’da, Almanya’da, hepsinde böyledir. O yüzden terör örgütüne destek veren insanların sorgulanmasına Türkiye’nin hakkı var. Yani sizin bir milletvekili, politikacı olmanız sizi hiçbir şeyden uzak tutamaz.” dedi.
Paşayeva, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek, Cemiyet Başkanı Ümit Varol ve yönetim kurulu üyeleri ile görüştü.
Gazeteci olarak Türkiye’nin değişik yerlerini gözlemleyip yazılar yazdığını, hazırlayacağı kitapta Denizli’ye de yer vereceğini dile getiren Ganira Paşayeva, iki ülke gazetecileri arasında iş birliği kurulmasıyla toplumların birbirini daha da iyi tanıma imkanı bulacaklarını ifade etti.
Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin terörle mücadelesine yaklaşımıyla ilgili soru yöneltilen Paşayeva, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin çeşitli komisyonlarında görev aldığını dile getirerek, şunları söyledi:
“Maalesef Avrupa’nın terörle mücadelede çifte standartları var. Avrupa’nın bu terörle mücadelede çifte standartlardan kurtulması gerekir. Terör nerede olursa olsun, terör örgütleri ve terörle mücadelede çifte standartlar olmaz. Maalesef ki Avrupa birçok durumda Türkiye’ye karşı, Azerbaycan’a karşı da biz bunu yaşamışız. Azerbaycan çok acılar yaşadı. Ermeni terör örgütleri metrolarımızı patlattılar, trenler, otobüslerde sivil insanlar katledildi. Ama bir seslerini duyamadık. Bugün aynı şeyi Türkiye’ye karşı görüyoruz. Terörle mücadelede çifte standartlar uyguluyorlar. Yeterli destek vermiyorlar. Ben Strasbourg’da bunu açık söyledim. Siz Türkiye’ye karşı terörde gereken desteği vermiyorsunuz ve bu çifte standartları bitirmeniz gerekir, terörle böyle mücadele olmaz.
Türkiye, terörle mücadele ettiği bir dönemde bazı Avrupa ülkelerinde, hatta başkentlerinde terör örgütüne destek çadırları kuruldu. Basında bunu da nasıl servis ederler biliyoruz. Bu aslında terör örgütleri ile mücadele değil, açık ve dolaylı olarak terör örgütüne bir destek demektir. O yüzden de bazı Avrupa ülkelerinin terörle mücadelede yaklaşımları bizi rahatsız ediyor. Bunu da açık söylüyoruz. Terör örgütüne destek vermiş, onu açık şekilde destekleyen insanları farklı şekilde kaleme vererek, farklı şekilde tanıtarak onları savunmaya başlanıldığını da görebiliyoruz, ki bu çok üzücü bir şeydir. Terör örgütü neredeyse, ona ‘terör örgütü’ denilmesi gerekir.”
DEAŞ’le mücadele konusunda Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı başlattığını hatırlatan Ganira Paşayeva, “Ama bazıları ‘terörle mücadele edelim’ diyorlar, sonra da ‘Türkiye’nin ne işi var orada’ diyor. Orada sen yaşamıyorsun, oranın sınırında Türkiye’nin bölgeleri. Tabii ki Türkiye sınırlarında teröre karşı mücadele etmek için böyle ameliyatları yapma hakkının da tanınması gerekir. Sesimizi daha çok duyurmamız gerekir. Birlik ve beraberlik içinde bütün uluslararası platformlarda sesimizi daha çok duyurmamız gerekir.” diye konuştu.
– “Azerbeycan halkı Türkiye aleyhine bir oluşuma izin vermez”
Fetullahçı Terör Örgütü’nü (FETÖ) Azerbaycan için tehlike olarak görüp görmediği sorulan Paşayeva, Azerbaycan’ın Türkiye’nin aleyhine olan herhangi bir faaliyete izin vermeyeceğini, Azerbaycan’da kimsenin Türkiye aleyhine yapılanmaya destek vermeyeceğini söyledi.
Ganira Paşayeva, “Sizden önce bizim insanımız, kendisi böyle düşüncede olan insana toplumsal cezadan başlayarak Türkiye’nin aleyhine bir söz söylerse hemen ona tepki verir.” şeklinde konuştu.
– HDP milletvekillerinin tutuklanması
Paşayeva, HDP milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili soruya ise terör örgütü PKK’nın Türkiye’ye çok büyük zarar verdiğine işaret ederek, şu görüşlerini aktardı:
“Ne kadar insanımız hayatını kaybetti. Türkiye’ye her konuda çok zarar verdi. Terör örgütüne destek verilmemesi gerekir. Dünyanın her yerinde de terör örgütüne destek verenler cezalandırılır. Ben dünyada böyle bir ülke tanımıyorum. Demokrasinin beşiği dediğimiz tüm ülkelerde de terör örgütüne kim destek verirse hepsi cezalandırılır. Burada başka bir yaklaşım yoktur. Bu, Fransa’da, Almanya’da, hepsine böyledir. O yüzden terör örgütüne destek veren insanların sorgulanmasına Türkiye’nin hakkı var. Yani sizin bir milletvekili, politikacı olmanız sizi hiçbir şeyden uzak tutamaz. Azerbaycan’da da böyledir. Herhangi bir insan eğer bir terör örgütüne destek verirse ne milletvekili kimliği onu korur, hiçbir şey koruyamaz. Çünkü işin adı terörse, terör örgütü ise. O yüzden de Türkiye devleti de araştırmaya başlamış, araştırmalarında terör örgütüne desteği varsa tabi cezalandırılacaklar. Destek vermeyenler de bir şeye destek vermeyen insan mahkemeden korkmaz. Eğer bir insan temizse, suçu yoksa 10 defa çağırsınlar beni, 10 defa da sorgu sual etsinler hiçbir korkum olmaz eğer benim böyle bir yaptığım şeylerde rahatsızlığım yoksa.
O yüzden Türkiye devletinin de bu konuda hakkı var. Buna da başka bir ilave etmemize de gerek yoktur. Eğer terör örgütüne destek vermedikleri sübut ederse mahkemelerde, zaten adaletin kapısı açık. Ama destek verenlerin de cezasını alması, bu dünyanın her yerinde aynı yaklaşımdır. Türkiye’de de kimsenin farklı bir şey beklemesinin doğru olmaması gerekir. İnanıyoruz ki Batı’daki Avrupa ülkeleri, bu defa da çifte standartlardan yaklaşmayacaklar, gerçekten de işe doğru tarafından bakacaklar.”
Kamupersoneli.net | ANKARA
