Gündem

Bakan Çavuşoğlu Darbe Girişimi Hakkında Çeşitli Açıklamalarda Bulundu

Bakan Çavuşoğlu, resmi ziyaret için bulunduğu İsviçre’nin başkenti Bern’de mevkidaşı Didier Burkhalter ile ortak basın toplantısında konuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki (AİHM) Perinçek davası sebebiyle iki ülke ilişkilerine gölge düştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, bu konudaki mahkeme kararının “tarihi siyasi çıkarlara alet etmek isteyenler”e önemli bir rehber niteliğinde olduğunu kaydetti. Bakan Çavuşoğlu, bu tür konuların ilişkileri zehirlemesine müsaade etmemek gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında sığınmacılara yönelik Geri Kabul Anlaşması’nın üçüncü tur görüşmelerinin Aralık’ta yapılacağını ifade etti.

– “Güneydoğu’da OHAL’i biz kaldırdık”

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından Türkiye’de ilan edilen olağanüstü hale (OHAL) de değinen Çavuşoğlu, iktidara geldiği ilk dönemde AK Parti hükümetinin Güneydoğu’daki OHAL’i kaldırdığını hatırlattı.

Paris’teki saldırıların benzerinin Türkiye’de defalarca meydana geldiğini ancak Türkiye’nin buna rağmen OHAL ilan etmediğinin altını çizen

Çavuşoğlu, “Ama darbe girişiminden sonra başka seçeneğimiz yoktu. Bu darbe girişimcilerine karşı zamanlıca etkin tedbirler almak durumundaydık. Bu süreçte bizim en önemli ortağımız Avrupa Konseyi ve ilgili kurumlarıdır. Avrupa Konseyinin ilgili kurumlarının tavsiyelerini dikkate almak bizim de önceliğimizdir.” diye konuştu.

İdam cezası tartışmalarını da değerlendiren Çavuşoğlu, bu konuda darbe gecesi yaşananları ve halkın duygularını siyasetçi olarak iyi anlayıp analiz etmek gerektiğini belirterek, “Birçok ülke, en son ABD’den de buna benzer açıklamalar geldi. Daha yeni yeni Ankara’da, İstanbul’da, Türkiye’de o gece neler olduğunu anlamaya başladılar.” ifadelerini kullandı.

Avrupa’da birçok siyasetçinin bunu anlamaya çalışmak yerine halkı küçümsediğini ve gelip kendilerine doğrudan düşüncelerini aktarmak yerine uzaktan tehditleri başlattığını anlatan Çavuşoğlu, “Sonuçta demokrasilerde insanların taleplerini görmezden gelemezsiniz. Bu konunun tartışma yeri TBMM olacaktır, orada siyasi partiler ve milletvekilleri bu konuyu tartıştıktan sonra kararını kendi iradesiyle verecektir. Türkiye’de her konu aklıselim bir şekilde tartışılabiliyor, önemli olan bu ortamın olmasıdır, sonuçta demokratik bir şekilde kararlar veriliyor.” şeklinde konuştu. Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Bizdeki OHAL uygulaması da yasalarımıza ve anayasamıza uygun bir şekilde ilan edilmiştir. İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesine de uygun şekilde ilan edilmiştir tıpkı Fransa’nın yaptığı gibi. Tabii burada önemli olan bu sürecin gayet şeffaf bir şekilde ilerlemesidir. Şimdi bazı konularda işbirliğinin uluslararası hukuka uygun şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladınız. Bizim de esasen İsviçre ve diğer ülkelerden terör konusundaki taleplerimiz tamamen uluslararası hukuk çerçevesindedir. PKK ve yine terör listesinde olan DHKP-C’ye yönelik tedbir alınmasını veya o teröristleri bize iade etmenizi biz uluslararası hukuk çerçevesinde istiyoruz. Kendi hukukunuza uygun bir şekilde de bu evrensel hukuktur, İsviçre bu konuda örnektir, tedbirler alınmasını istiyoruz. Yoksa bu teröristleri şuradan ırmağa ya da göle atmanızı istemiyoruz biz ya bize iade edin ya da gerekli cezayı çeksinler diyoruz.

Aynı şekilde Türkiye’deki darbe girişiminin arkasındaki FETÖ’ye bağlı burada kişiler ve kurumlar var. Yine hukuk çerçevesinde bu konularda tedbir almanızı istemek bizim de dost ülke olarak en doğal hakkımız. Kaldı ki bugün PKK’nın terör faaliyetlerini kınayan, buna yönelik ifadede bulunan, demokratik gösteride bulunan, yine FETÖ’ye karşı açıklamalar yapan Türk toplumunun bugün burada, İsviçre’de büyük bir baskı altında olduğunu görüyoruz. Bu gösterilerde PKK’lıların bizzat buradaki hem Türk hem de İsviçre vatandaşı Türk toplumuna saldırdığını görüyoruz.”

– Didier’e “Türk toplumundan kesimlerle bir araya gel” önerisi

Çok sayıda değişik görüşten Türk toplumunun temsilcileriyle bir araya geldiğini anlatan Çavuşoğlu, hepsinin birleştiği noktanın gördükleri ciddi baskı olduğunu kaydetti.

Çavuşoğlu, “FETÖ’ye karşı açıklama yaptıkları için bugün hava alanlarında girerken çıkarken bile çok ciddi özgürlüğü kısıtlayıcı muamelelere tabii tutulduklarını söylüyorlar. Medya özgürlüğüne çok önem veriyoruz ama bugün görüştüğüm burada yerel medya mensuplarının da aynı baskı altında olduğunu kendileri bana söylediler. Bugün dostum Didier’e İsviçre yetkililerinin Türk toplumunun temsilcileri ve bu şikayet eden kesimlerle bir araya gelmesini ve onları samimi şekilde dinlemesini tavsiye ettim.” diye konuştu.

– Suriye için çözüm arayışları

Suriye krizine çözüm arayışlarına ilişkin bir soruya cevaben, iki ülkenin çözüm konusunda aynı görüşte olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Maalesef bugüne kadarki çabalar ne samimiydi ne de başarıyla sonuçlandı. Çözüm konusunda da aynı fikirdeyiz.” dedi.

İsviçre’nin arabuluculuk konusundaki gayretlerini ve uluslararası gelişmeler karşısındaki objektif ve dengeli tutumunu takdir ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, bu nedenle birçok toplantının İsviçre’de düzenlendiğine dikkati çekti. İsviçre’nin gelecek hafta Kıbrıs görüşmelerine de ev sahipliği yapacağını hatırlatan Çavuşoğlu, “Umarım Kıbrıs’ta bir çözüm için buradaki görüşmeler önemli bir vesile olur.” değerlendirmesinde bulundu.

Mevkidaşıyla yaptıkları görüşmede Kıbrıs, Irak ve Suriye’ye ilişkin gelişmeleri ele aldıklarını ve gelecekte de sık sık bir araya gelme konusunda mutabık kaldıklarını belirten Çavuşoğlu, “Tüm bahsettiğimiz bu konularda samimi, açık görüşmeyi tercih ediyoruz. Her konuda hemfikir olmak zorunda değiliz. Önemli olan diyaloğun devam etmesi. Bugünkü görüşmemiz bu bakımdan önemliydi.” diye konuştu.

– “DAEŞ ve El-Nusra’nın yanında PKK’nın da kara listeye alınmasını beklerdim”

Bakan Çavuşoğlu, mevkidaşı Burkhalter’in terör örgütlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede PKK’nın yer almaması üzerine, “Öncelikle DAEŞ ve El-Nusra’nın yanında PKK’nın da kara listeye alınmasını beklerdim. Çünkü PKK da Avrupa’nın ve dünyanın terör listesindedir. Umarız bir tercüme hatası olmuştur.” dedi.

-“Girişimin arkasında FETÖ’ye bağlı tüm kuruluşlar var”

Çavuşoğlu, FETÖ’nün darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma sürecine ilişkin bir soruya karşılık, FETÖ’nün Türkiye’de medya, iş dünyası ve devlet kurumlarını hedef aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bu amaçla da çok sayıda medya kuruluşu, radyodan tutun da gazetelere kadar Türkiye’de, bu FETÖ terör örgütüne bağlı bir şekilde faaliyetlerini ve illegal faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu FETÖ’ye bağlı basın kuruluşları daha önceki yıllarda diğer gazeteciler buna Oda Tv, Oda Tv’ye bağlı gazeteciler Ahmet (Şık) , Nedim (Şener) ve Soner’in (Yalçın) hapse atılması dahil, o gruplar aleyhinde sahte delil üretmede çok aktif olmuşlardır.”

Gazeteci Nedim Şener’in “FETÖ’ye bağlı gazetecileri gazeteci olarak görenlere saygım yok” sözlerini hatırlatan Çavuşoğlu, “Şimdi bir tercih yapacağız. Bizi sürekli eleştiren Nedim gibi gerçek gazetecilerin mi tarafında olacağız, yoksa onun tanımladığı çerçevedeki FETÖ’ye bağlı kişileri mi gazeteci sayacağız, hangisini gazeteci sayacağız?” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye’de hükümeti de en ağır şekilde eleştiren medya kuruluşlarının ve gazetecilerin faaliyetlerine devam ettiğini ancak darbe girişiminin içinde olan, destek veren ve terör örgütlerine destek veren kurum ve şahıslara yönelik hukuki sürecin işletildiğini belirterek, “Kimse bu anlamda dokunulmaz değildir. Sizin gibi işini yapan gazetecilerle, teröre destek veren terör örgütlerine bağlı olan, darbe yapan ve darbecilerin içinde olanların arasında bir fark olması gerekiyor.” dedi. 

Kamupersoneli.net / AA