Gündem

Bakan Çavuşoğlu'ndan flaş S-400 açıklaması: ''Bu tür mektuplarla Türkiye aldığı kararlardan vazgeçmez''

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu ABD’nin S-400 maktubuna yanıt olarak ”Bu tür mektuplarla Türkiye aldığı kararlardan vazgeçmez. Türkiye S-400’ü almıştır ve Türkiye’ye gelecektir, konuşlanacaktır. Bunun da çalışmaları devam ediyor” diye konuştu. 

ABD S-400 mektubuna Çavuşoğlu’ndan yanıt     

Çavuşoğlu, ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın mektubuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu mektubun üslubunu kabul etmediklerini, Türkiye’nin bağımsız ve özgür bir ülke olduğunu vurguladı.      

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi aldığını ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konuyu net bir şekilde açıkladığını söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye’nin ABD’ye, S-400 ve F-35’ler konusuna ilişkin NATO’nun da içinde olduğu ortak çalışma grubu kurulması önerisinde bulunduğunu hatırlattı.     

Çavuşoğlu, “Başkan (Donald) Trump buna ‘evet’ diyor ama Amerika içindeki bazı kurumlar buna ‘hayır’ diyor, yanaşmıyor. Madem kendinize güveniyorsunuz bizim çalışma grubu teklifimizi niye kabul etmiyorsunuz? Bu tür mektuplarla Türkiye aldığı kararlardan vazgeçmez. Türkiye S-400’ü almıştır ve Türkiye’ye gelecektir, konuşlanacaktır. Bunun da çalışmaları devam ediyor.” diye konuştu.      

Milli Savunma Bakanlığının, söz konusu mektuba bir cevap hazırladığını söyleyen Çavuşoğlu, “En kısa zamanda Milli Savunma Bakanımız bu mektuba cevaben mektubunu da gönderecektir. Böyle bir mektubun içeriği ve üslubunu kabul etmediğimizi daha önce de vurgulamıştır.” değerlendirmesinde bulundu.     

Suriyede’ki gelişme

“Astana sürecinin devam etmesinde fayda var. Bugüne kadar Suriye’de sahada ve masada bir gelişme olduysa, bunun sebebi Astana’da yer yer Soçi’de üç garantör ülkenin birlikte attığı adımlar sayesinde olmuştur. Bugün siyasi süreci konuşuyorsa, Astana ve Soçi süreçleri sayesinde olmuştur. İdlib ve Suriye genelinde ise, rejimin garantörü Rusya ve İran’dır. Biz rejime söz geçiremiyoruz mazeretini kabul etmeyiz. Ilımlı muhalefetten bir problem yok. İdlib’deki radikal muhalefeti rejimin kendisi İdlib’e gönderdi. Rusya’yla ateşkes için biz çalışıyoruz. Sahada istihabarıtımız ve askerimiz yoğun bir şekilde çalışıyor. Dünkü atışların kasıtlı olduğunu düşünüyoruz. Gerekli mesajları verdik. Bir daha tekrar ederse, gereğini yaparız dedik. Rejimle muhalifler arasındaki güven artırıcı adımlarla beraber kalıcı çözümler üzerinde çalışmamız lazım.”

“Anayasa komisyonunda 3 tane liste var. Bunlardan biri sivil toplum listesi. Burada sıkıntı var. Sivil toplumu teslim etmeyen kişiler seçilmişti. Biz de BM’de itiraz ettik. Sonuçta 3 kişi değişsin 3 kişi kalsın pazarlığı vardı. Rusya 4+2 olsun dedi. Bunu da kabul ettik. BM de kabul etti. Şimdi Rusya’yı bekliyoruz. Anayasa komisyonu oturup hemen çalışmaya başlaması lazım ki, siyasi süreç başlasın.”

“Körfez’deki saldırılar endişe verici”

Körfez’deki saldırılar son derece endişe verici. Acele bir şekilde kimseye yıkılmamalı. Biz kimse temizdir, suçludur demiyoruz. Ama ciddi bir soruşturma gerekiyor. Daha önce de oldu, şimdi ikincisi oldu. Bölgede ciddi bir gerilime yol açıyor. İran bizim ilgimiz yok dedi. Bunun nedenini de bulmamız gerekiyor. O bölgedeki gerilim Allah korusun farklı bir yöne de gidebilir.

İran’la birçok konuda ticaretimizi devam ettiriyoruz. Özel sektörümüz yaptırımlardan çekiniyor ama biz devlet olarak gerekenleri yapıyoruz. Mevcut intex uygulamaya girerse dahil olmak için görüşmelerimizi devam ettiriyoruz.

‘ABD ve bazı ülkeler YPG terör örgütüyle çok iç iç oldular’

ABD Başkanı Trump çekilme kararını açıkladıktan sonra kendi aramızda bir görev gücü kurduk. Güvenli bölgenin oluşturulması, derinliği, kimlerin güvenliği sağlayacağı konusu ana konular. Derinlik konusunda bir sıkıntı olacağını düşünmüyoruz. İçeride kimlerin olacağı konusunda henüz bir netlik yok. ABD ve koalisyonun içindeki bazı ülkeler bu YPG terör örgütüyle çok iç içe oldular. Şimdi güvenli bölgeden onları çıkarma konusunda zorlukların olduğunu görüyoruz. Münbiç’te de aynı şeyi gördük. 90 günde bitecekti, 4 Haziran’da 1 sene oldu. Fransa ile ilgili sorduğunuz soruya geleceksek, Fransa içindeki PKK’lılara yönelik adımlar atıldı. Fransa, PKK’ya yönelik bu adımları atarken, hiçbir farkı olmayan YPG ile niye iş birliği içinde? Ya çok bağımlılar, ya da YPG ile birlikte Suriye’ye yönelik hedefleri var. Buradaki esas sıkıntı, hem ABD hem de Fransa’nın sahada YPG ile girdiği angajmandır.