Gündem

Balkanlarda İslam: Miadı Dolmayan Umut Kitabı

 Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Serdar Çam, “Dünyada bugün yaşanan acılara, radikalizme ve çatışmalara karşı, İslam’ın yanlış yorumlanarak terörizme sahne oluşturulduğu bir dünyada, ortada taş gibi sapasağlam duran bir Balkan gerçeği var.” dedi.

Bilkent Otel’de düzenlenen, TİKA’nın hazırladığı “Balkanlarda İslam: Miadı Dolmayan Umut” kitabının tanıtımı barkovizyon gösterimiyle başladı.

Tanıtım programında konuşan TİKA Başkanı Serdar Çam, dünyada bugün yaşanan acılara, radikalizme ve çatışmalara dikkati çekerek, İslam’ın yanlış yorumlanarak terörizme sahne oluşturulduğu bir dünyada Balkanların “sağlam duruşuna” dikkati çekti.

Balkan coğrafyasının “Beraberce ve çeşitlilikler içinde yaşama kültürünü” geliştirdiğini ve bunu dünyaya da öğrettiğini vurgulayan Çam, “Balkanların etkisi dünyada azaldı ki yaşanan çatışmalar artmaya başladı.” diye konuştu.

Çam, Balkanlar ile Türkiye’nin ortak tarihi geçmişinin altını çizerek, Balkanlardaki çok kültürlülük ve sesliliğin bütün dünyaya hakim olmasını temenni etti ve eserin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

Doç. Dr. Muhammet Savaş Kafkasyalı, “Bu çalışma, bundan sonra yapılacak diğer çalışmalar için hem kaynak bilgisi oluşturur hem de ilham kaynağı olur.” diyerek emeği geçenlere teşekkür etti.

– “Balkanlarda geçmişten günümüze doğal ve kurgusal kimlikler”

Tanıtım programı kapsamında yapılan “Balkanlarda geçmişten günümüze doğal ve kurgusal kimlikler” oturumunda konuşan AK Parti Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa İsen, Balkan coğrafyasındaki çeşitliliğin bölgenin kültürüne de etki etiğini söyledi.

İsen, Balkan coğrafyasının birçok farklı unsuru bir arada barındırdığını belirterek, “Bugün Balkanlar dediğimiz zaman ilk aklımıza gelen Balkanların kültürel ve kimlik anlamında ne kadar büyük bir çeşitliliğe sahip olduğudur. Orada aynı zamanda çok hakim bir renk olarak İslamiyet vardır.” ifadesini kullandı.

Balkanlarda son asırda yaşanan baskılara, tahribatlara rağmen Balkan nüfusunun neredeyse dörtte bire yakın bölümünün Müslümanlardan oluştuğunu belirten İsen, geçmişte durumun daha farklı olduğunu kaydetti.

İsen, Balkanlardaki İslami anlayışın tasavvufla yoğurulmuş olduğunu dile getirerek, “Dünyada sadece Osmanlı coğrafyasında camii, kilise ve havranın bir arada yaşadığını görürsünüz. Bunu başka bir yerde görmek mümkün değildir.” dedi.

Belgrad’da 270 tane cami varken bugün bunlardan sadece 2’sinin ayakta kaldığına dikkati çeken İsen, Balkanların daha Müslüman bölgelerinde bile Osmanlı eseri olan camilerin az miktarının korunabildiğini aktardı.

Eski Arnavutluk Başbakanı Prof. Dr. Alexander Meksi de, “15. ve 19. yüzyıl arasında inşa edilen ve bütün çeşitliliğiyle önemli yer kaplayan İslami dini binalarla ilgili çalışma Arnavutluk’taki Osmanlı dönemini daha iyi anlamamız açısından bizlere imkan sağlıyor.” ifadelerini kullandı.

Meksi, Osmanlı dönemine ait yapıların tarihi öneme sahip olmalarının yanı sıra Arnavutluk halkının İslamlaştırılması ve ülkenin ekonomik gelişimi açısından da son derece önemli olduğuna işaret ederek, Osmanlı’nın buraya yerleşmesiyle birlikte dini binaların inşa edilmesinin İslamlaşma ile orantılı olduğunu, artan Müslüman sayısı ile birlikte dini binalara olan ihtiyacın da arttığını vurguladı.

Meksi, Arnavutluk halkı olarak camiler, köprüler, medreseler gibi Osmanlı dönemine ait hiçbir binaya küçümseyerek yaklaşmadıkların, mevcut mimari yapıların ve camilerin incelenmesine yönelik çalışmalardan memnuniyet duyduklarını ifade etti.

AA
Kamupersoneli.net