Gündem

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "Başkomutanlık görevi TBMM'nin"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) geçmişte  mağdur ettiği binlerce kişinin suçsuz olduğunun ortaya çıktığını belirterek, “Balyoz, Ergenekon, casusluk davaları…Pek çok insan mağdur edildi. Bunların itibarlarının iade edilmesi lazım.” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, parlamenter sistemin aksayan yönlerinin görüldüğünü, bu sistemi güçlendirilmesi ihtiyacının bulunduğunu belirterek, milli iradenin tam anlamıyla parlamentoya yansımadığını, yüzde 10 seçim barajından, darbecilerin getirdiği darbe hukukundan Türkiye’yi arındırmaları gerektiğini ifade etti.

Sadece darbe, darbe girişimini değil, demokrasi üzerindeki her vesayete karşı çıkacaklarını, birilerinin gölgesini asla kabul etmeyeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Ne darbe ne dikta, tam demokrasi.” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, geçmişte FETÖ’nün mağdur ettiği binlerce kişi bulunduğunu, intihar edenlerin, hayatlarının en verimli çağını hapishanelerde geçirenlerin olduğunu, ailelerine iftira atıldığını anımsattı.

Bunların suçsuz olduğunun ortaya çıktığını, bir kumpasa kurban edildiklerini artık devletin tüm yetkililerinin dile getirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Eğer bu ülkede adalet, adalet kırıntısı varsa, o insanların itibarı iade edilir ve görevlerinin başına döndürülür. Balyoz, Ergenekon, casusluk davaları… Pek çok insan mağdur edildi. Bunların itibarlarının iade edilmesi lazım.” diye konuştu.

Fransa’daki Dreyfus örneğini veren Kılıçdaroğlu, bu kişilere yapılanların unutulmamasını ve haklarının teslim edilmesini isteyerek, “Fransa yapıyorsa, Türkiye niçin yapmasın?” ifadesini kullandı.

“Cadı avı başlatılmamalı”

Kemal Kılıçdaroğlu, darbeyle mücadele edilirken, cadı avının başlatılmamasını isteyerek, bu cadı avının bütün darbelerden sonra olduğuna dikkati çekti.

Bütün dekanların istifa dilekçesinin istendiğini, bir dekanın bile, “İstifamı vermezsem beni de FETÖ üyesi sayarlar” diye korkup buna karşı çıkmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, böyle bir atmosferin demokrasiye, bilime, insanlığa zarar vereceğini, bu atmosferden özenle kaçınmak gerektiğini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, hakimlerin, “Yakalananları tutuklamazsam beni de terör örgütü üyesi sayarlar.” düşüncesiyle kendisini, kişileri hapse atmakla yükümlü hissettiğini öne sürdü.

İş dünyası üzerinde baskı olduğunu da iddia eden Kılıçdaroğlu, “Falan bankaya neden para yatırıldığını soruyorlar. Bu bankayı siz kurmadınız mı, buna siz izin vermediniz mi? Millet de yatırdı. Şimdi de ‘Neden yatırdın hesabını ver’ diyorlar. Bunun adı hükümetin vatandaşına tuzak kurmasıdır. Kapatırsın bankayı mesele biter. İş dünyasını tedirgin edersen, yatırım yapmasını engellersen tehlikelidir.” değerlendirmesini yaptı.

Darbe girişiminde bulunanların, devletin içine belli zaman ve disiplin içinde, devletin en duyarlı organlarına yerleştirildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bunlarla mücadele edilmesinde bir tereddüt olmadığını kaydetti.

Olağanüstü hal (OHAL) Yasası’nın parlamentoda anayasaya uygun olarak çıkarıldığını, bunda da tereddüt olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, ancak OHAL uygulamalarının amacını aşan şekilde kullanılmasının kendilerinde kaygı yarattığını ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Yani hukuku ve anayasayı aşan şekilde kullanılması kaygı yaratıyor. OHAL uygulamaları, olağan hal uygulamalarıyla, zaman dilimiyle sınırlı. OHAL dönemini kullanıp, olağanüstü hal döneminin sonunda da uygulanacak düzenlemeler yaparsınız, parlamentoyu devre dışı bırakmış olursunuz. Yani hakimiyet milletin değil, yürütme organının olur, bu da demokrasiye, millete saygısızlıktır. ‘Devleti yeniden inşa edeceğim. KHK’larla sıfır devlet projesiyle yola çıkacağız, devleti yeniden yapılandıracağız.’ Bu devlet bizim, 79 milyon insanın, hepimizin devletidir. Bu devlet hepimizin devletiyse bizim seçtiğimiz temsilcilerin olduğu parlamentoda yasaların çıkması lazım. Devleti yeniden yapılandıracaksan adres yürütme organı değil, yasama organıdır. Devletin yapısıyla böyle oynanmaz. Devletin, belli kurumlarının yeniden yapılanması gerekebilir ama parlamentoya gelmeli, burada özgür tartışma ortamında yapmalıyız. Aksi halde demokrasiye zarar verir. Bunu söylediğim zaman, ‘Siz ordudan yana mısınız…’ Bir genel müdür ya da müsteşar düşünün, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı talimat verecek. ‘Bu yapı ABD’de var’ deniliyor. Orada olabilir biz kendi kültürümüze, geleneklerimize, kendi tarihimize bakarız.”

“Metehan’dan bu yana orduda hiyerarşi vardır ve bozulmamıştır, o hiyerarşinin korunması lazım.” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Bunu söylediğimizde, ‘Bunlar ordudan yana’ diyecekler. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nden yanayım. Merkez Bankasını, orduyu da öyle savunuyorum, BDDK’yı, Maliye Bakanlığını, Türkiye Cumhuriyeti’ni de öyle savunuyorum. Ordu sivilleşmez, sivil yönetime ordu hesap verir. Bunu istiyoruz, gelirler TBMM’ye hesabını verirler. Ordunun her aşaması sivil denetime açılmalı, bunda en ufak tereddütümüz yok. Hiçbir kurum denetim dışında olmamalı. Her kurum denetlenmeli. Buna gelince ‘evet’ diyorlar ama TBMM’deki Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’na, bir güvenlik birimi başkanı gelip bilgi vermedi. Bu kişiler bilgi vermiyorlarsa, siyasi otoritenin isteği üzerine gelmiyor. O zaman TBMM’nin saygınlığına gölge düşüyor. Sayın İsmail Kahraman’a çağrı yapıyorum, ya bu komisyona gelip, adam gibi bilgi verirler ya da bu komisyon kapansın.”

“Başkomutanlık görevi TBMM’nin”

Başkomutanlık görevinin, TBMM’nin olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin kuruluşundan beri TBMM’nin başkomutan olduğunu anımsattı.

“Gazi Meclis” denilmesinin temel nedeninin bu olduğunu anlatan Kemal  Kılıçdaroğlu, Atatürk’e de başkomutanlık yetkisini TBMM’nin verdiğini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, başkomutanlık yetkisinin Atatürk’e 3’er aylık sürelerle verildiğine işaret ederek, 4. kez yetki verilirken Atatürk’ün, “Yasanın ikinci maddesinde bana tanınan yetkiler çok geniştir, bu maddenin çıkarılması lazım.” dediğini aktardı.

“Bütün sağır sultanlara sesleniyorum.” diyen Kılıçdaroğlu, Cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kendi yetkilerini kısıtlamayı kabul edip, yetkiyi parlamentoya devrederken birilerinin, “Ben komutanım, kumandanım” diyerek gezemeyeceğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, bu yetkinin Meclis’in namusu olduğunu, yetkisini, namusunu devredemeyeceğini kaydetti.

Kamupersoneli.net | AA