Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017-2018 Küresel Rekabet Raporu’na göre “okulların internete erişimi” sıralamasında Türkiye’nin 137 ülke arasında 72. sırada yer aldığını hatırlatan CHP’li Adıgüzel, “Türkiye’de okullardaki altyapı sorunlarını çözmek, çağın gereklerine uygun olarak tüm dersliklere birer adet dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı ve akıllı tahta koymak; her öğrenciye bir tablet vermek iddiasıyla iktidar tarafından “asrın projesi” olarak tanıtılan Fatih Projesi’nin, harcanan milyarlarca liraya rağmen başarısızlığı bugün itibariyle tescillenmişken, kamuoyu okullardaki altyapı ve internet erişimi sorununun kısa ve uzun vadede nasıl çözüleceğini merak etmektedir” sözleri ile konuyu Meclis gündemine taşımıştı.
“Projede Yaşanan Gecikmelerin Nedeni Mevsim Koşulları!”
Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından gelen cevaba göre proje sürecinde yaşanan aksamalar; ihale süreçlerinden kaynaklı gecikmeler, özel sektörle eş zamanlı bir ilerleme yaşanamaması, mevsim koşulları, malzeme tedarik süreci ve okullarda eğitim öğretimin devam etmesi gibi sebeplere dayandırıldı.
Bakanlıktan gelen cevapta ayrıca şu ifadelere yer verildi:
“Gelinen noktada herhangi bir başarısızlıktan bahsedilmesi mümkün değildir. Nitekim Fatih Projesi 3 veya 5 yılda bitecek süreli bir proje olmayıp süreklilik gerektiren dinamik bir yapıya sahiptir. Donanımların ve yazılımların güncelleştirilmesi işlemlerinin düzenli olarak yapılması buna bağlı olarak da öğretmenlerin sürekli değişikliklere kendilerini uyarlaması şeklindeki döngüsel bir işleyişe dayalı olarak yürütülmektedir. Bu sebeple geniş kapsamlı böylesine büyük projede başarıya ulaşabilmek için doğru zamanda doğru malzemeyi kullanmak ve süreci sabırla, uygun hızda yürütmek gerekmektedir.”
“Bakanlık Başarısızlıkla Yüzleşmekten Kaçıyor”
Bakanlık’ın Fatih Projesi’ndeki başarısızlıkla yüzleşmekten ve özeleştiri yapmaktan kaçındığını söyleyen CHP’li Adıgüzel, “Dünya okul öncesi yaşlarda kodlama eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğini tartışırken Bakanlık Fatih Projesi’ndeki aksamalara hava değişimini bahane olarak sunuyor. Oysa eğitim alanında, 4. Sanayi Devrimi’ne dahil olmamıza imkan sağlayacak devrim niteliğinde adımların atılması gerekmektedir. Fatih Projesi’nin eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaktan çok uzak olduğu artık kabul edilmeli ve Bakanlık giderek çağın gerisinde kalan bu projeden vazgeçmelidir” dedi.
Soru önergesinde şu sorulara yer verilmişti:
– Çağın gereklerine uygun olarak, eğitimde çocuklarımızın bilişim teknolojileri araçlarını etkin ve verimli olarak kullanabilmeleri ve okullarımızdaki altyapı sorunlarının çözümüne yönelik olarak önümüzdeki süreçte atmayı planladığınız adımlar nelerdir?
– Fatih Projesi kapsamında, 2011 yılından bugüne kadar Türkiye genelinde kaç sınıfa akıllı tahta kurulumu sağlanmış, kaç tablet, bilgisayar dağıtılmıştır? Bunların ne kadarının aktif ve verimli olarak kullanıldığına yönelik herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
– Başarısızlığı tescillenen Fatih Projesi’nin iktidarın iddia ettiği gibi “eğitimde fırsat eşitliğini” sağlamadığı göz önünde bulundurulduğunda, iktidarın Fatih Projesi’nde ısrar etmesinin gerekçesi nedir?
– Öğrencilerin bireysel yeterliliği ve küresel rekabet gücünü ölçen PISA değerlendirmesinde de ülkemiz çocukları başarısız eğitim politikaları sebebiyle giderek geri sıralara düşmektedir. Okullarımızın, eğitimcilerimizin ve çocuklarımızın küresel rekabette ve içinde bulunduğumuz teknolojik devrim sürecinde güçlendirebilmesi için okul öncesi çağdan başlamak üzere, çağdaş eğitim ilkelerinin tüm paydaşlarca içselleştirilmesi için ne gibi adımlar atılması planlanmaktadır?
