Gündem

CHP’den 30 Milyar dolar maliyetli Fatih Projesi ve 11. Kalkınma Projesi hakkında çok tartışılacak açıklamalar!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM’de yaptığı basın toplantısında 11. Kalkınma Planını değerlendirdi. Kaya yaptığı açıklamada, “2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı tek adam sisteminin ilk planı olma özelliğini taşıyor. İkinci ve bizce en önemli özelliği de bir önceki döneme göre hedeflerinin ortalana %50 oranında aşağıya çekilmiş olmasıdır.” dedi.

FATİH Projesinin 11. Kalkınma Planında yer almamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kaya, “Maliyetinin 30 milyar dolar olduğu açıklanan FATİH Projesine, 11. Kalkınma Planında yer verilmemiştir. Böylesine devasa bir maliyete sahip projenin akıbetini herkes gibi bizler de merak ediyoruz. Milyarlarca dolar çöp mü oldu? Bunu hesabını kimse vermeyecek mi? Yoksa para aktarımının yeni bir versiyonum mu? FATİH Projesi paravan görevi mi gördü?” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın açıklamaları şöyle:

11. KALKINMA PLANINDA EĞİTİM

2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı tek adam sisteminin ilk planı olma özelliğini taşıyor. İkinci ve bizce en önemli özelliği de bir önceki döneme göre hedeflerinin ortalana %50 oranında aşağıya çekilmiş olmasıdır. Hedeflerin önceki dönem tutturulamadığı, bu dönemde de tutturulma olanağının olmadığının ilanıdır.

11. Kalkınma Planında 2023 Hedefleri Aşağı Çekildi

İŞSİZLİK

10. Dönem Kalkınma Planında işsizlik hedefi %7.2 olarak belirlenmiş

11. Dönem Kalkınma Planı İşsizlik hedefi ise bu oran %9.9’a çıkartılmış

TÜİK verilerine göre 2019 Nisan ayı işsizlik oranı ise %13

İşsizlik oranı geçen yılın aynı ayına göre %3,4 artış göstermiş. Üstelik bu oranın içinde iş bulmaktan ümidini kesen işsizler ve İŞKUR’a kayıt yaptırmadan iş arayanlar dahil değil.

Gerçek işsizlik oranı ise %22’lere çıkmıştır.

MİLLİ GELİR

10. Dönem Kalkınma Planı milli gelir hedefi 16 bin dolar olarak belirlenmiş

11. Dönem Kalkınma Palanı milli gelir hedefi ise 12 bin 484 dolara düşürülmüş.

Geçen dönem belirlenen milli gelirdeki artış oranı tutmamış, bu dönem de tutmayacaktır.

11. Kalkınma Planında Kalkınma Planında, “Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkartılacağının yer alması bizi memnun etmiştir. Ancak inandırıcı değildir. Çünkü biz 24 Haziran seçimlerinde öğretmenlerimize verdiğimiz sözü tuttuk. 22 Kasım 2018 Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifimizi hazırlayarak TBMM Başkanlığına sunduk. Ancak AKP verdiği sözü tutmadı. Kalkınma Planında yer verilse de sözünü tutacağı inancımız yoktur.

11. Kalkınma Planında, “Tüm eğitim kademelerinde okulların niteliği ve imkânları artırılarak okullar arası başarı farkı azaltılacaktır.” denilmektedir. Bu madde, okullar arası başarı farkının eğitimin coğrafi bölgelere ve toplumsal tabakalara ve hatta cinsiyete göre adil olarak verilmediğini göstermektedir. Eğitimdeki imkan eşitsizliğine rağmen, tüm öğrenciler aynı sorularla sınanmakta ve değerlendirilmektedir. Adil eğitim hizmeti ve adil ölçme değerlendirme sisteminin ivedilikle sağlanması gerekir.

FATİH PROJESİNE NE OLDU

10. Kalkınma Planında, FATİH Projesinin tamamlanacağı “teknolojinin eğitime entegrasyonu konusunda nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi yapılacaktır.” ifadelerine yer verilmişti.

Maliyetinin 30 milyar dolar olduğu açıklanan FATİH Projesine, 11. Kalkınma Planında yer verilmemiştir. Böylesine devasa bir maliyete sahip projenin akıbetini herkes gibi bizler de merak ediyoruz.

Milyarlarca dolar çöp mü oldu? Bunu hesabını kimse vermeyecek mi? Yoksa para aktarımının yeni bir versiyonum mu? FATİH Projesi paravan görevi mi gördü?

Eğitimde teknolojinin kullanımı Fatih Projesi ile tam bir hezeyan olmuştur. Teknolojinin eğitimde kullanılmasında anahtar kavram denge kelimesidir teknolojinin eğitimde dengeli kullanılması gerekir. Akıllı tahta akıllı insana hizmet etmelidir. FATİH projesi tam bir Hüsran olmuş, milyarlarca lira çöpe atılmıştır.

Eğitim teknolojisinin çağın insanına uygunluğu, zamanlama, güncellik akademik başarıya etkisi konularında hiçbir araştırma yapılmamıştır. Kaynaklar israf edilmiş, hesap verilmemiştir. Hatta eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü dağıtılmış konunun gündemden uzaklaştırılması özellikle sağlanmıştır.

“Yabancı dil eğitimine ilişkin materyaller zenginleştirilecek, dinleme, konuşma, okuma ve yazma alanlarındaki becerilerin tümünü ölçmeye yönelik sistem geliştirilecektir.” denilmektedir. Dil öğretimi konusunda sadece dört temel becerisinin ölçülmesi amaçlanmıştır Avrupa dil politikası içinde ne yapılacağı üzerinde hiç durulmamıştır. Yabancı dil öğretimi hemen her dönemin en önemli sorunu olarak saptanmış, bugüne kadar çözüm için atılan adımlar çocuk ve gençlerin yabancı dil öğretimi sorununu çözememiştir.

Çünkü Milli Eğitim Bakanlığının bir dil politikası yoktur.

“Ehliyet ve liyakat temelli kariyer sistemi hayata geçirilecektir. Sınıf öğretmenlerinin yan alan ve mesleki rehberlik becerileri geliştirilecektir.” denilmektedir. Yıllardır ehliyet ve liyakati devre dışı bırakan uygulamalar devleti çökertmiştir.

Ehliyet ve liyakat sahibi olmayan kişilerin yüksek mevkilere getirilmesi yüzyıllardır devam eden devlet geleneğini yerle bir etmiştir.

Bu uygulama kişisel mağduriyetlerin ötesinde, Türkiye’ye büyük zararlar vermiştir.

Okullaşma oranlarında hemen hemen bütün okul türlerinde yüzde 100’e ulaşılmamıştır.

Özellikle 36-60 ay (3-4-5 yaş) çocuklarının okul öncesi eğitime (kreş, yuva, ana sınıfı/okulu) erişimi sorunu devam etmektedir.

Beş yaşın okullaşma oranının %75 olduğu, önümüzdeki beş yılda zorunlu eğitim kapsamına alınacağından bahsedilmektedir. Yüzde 25’lik kalan okullaşamayan çocuk sayısının mevcut nüfus projeksiyonlarına bakarak 300 bin olacağını öngörebiliriz.

15 bin derslik yapılıp bu sayıda öğretmen atandığında sorun büyük oranda çözülmüş olacaktır.

Özel eğitime gereksinim duyan engelli bireylerin okullaşma oranları çok düşük kalmıştır. Engelli okul yaşı çocuklarının yaklaşık %50’si okullaşmamıştır.

Bu alan Özel Özel Eğitim Kurumlarına terk edilmiş, ancak bu kurumların olanakları sorunu çözmekte çaresiz bırakılmıştır. Okul sahihi perişan, çalışan öğretmen ve engelli öğrenciler mağdur durumdadır.

Öğretmen sorunu; seçmeden yetiştirmeye, yetiştirimden atanmaya, atamadan sonra hakları bakımından eğitimin en derin sorunu olma özelliğini korumaktadır.

Yüksek Öğretimde büyük bir plansızlık söz konusu. Üniversitelerin bazı bölümleri artık tercih edilmediği için kapanırken, bazı bölümlerden mezun olanlar da iş bulamıyor.

Üniversitenin ruhu özgürlük bilimdir, bilimsel düşüncedir. Üniversite tabelasında “üniversite” yazdığı için üniversite olmaz. Üniversite, ürettiği bilimle, insanlığa yaptığı hizmetle, yetiştirdiği insanların kalitesiyle gerçek üniversite olur.

TAŞIMALI EĞİTİM DEVAM EDİYOR

AKP taşımalı eğitimi tüm yurda yayarak çocuklarımızın zamanını çaldı. Çocuklarımızı yoran, eğitimin kalitesini düşüren, maliyeti yükselten uygulama ülke geneline yayılarak siyasi bir tercih yapıldı.

Devlet yurdu olmayan yerlerde öğrenciler cemaatlerin, tarikatların, vakıfların açtığı yurtlarda kalmaya mecbur bırakılıyor. Bu yurtlarda tacize, tecavüze maruz kalıyor, kötü muamele görüyor. Vakıfların yurtlarında kalan öğrenciler cemaat ve tarikatlara yönlendiriyor.

Taşımalı eğitim uygulamasına son verilerek, tüm köylere öğrenci sayısına bakılmaksızın öğretmen ataması yapılmalıdır. Köyler okulsuz, öğretmenler işsiz kalmamalıdır.

Kırşehir’in bir kasabası var, beş yüz yıllık bir yer… Dulkadirli kasabası. Burası bir beldeydi, AKP döneminde beldelikten köye dönüştürüldü. Şimdi de bu köyün okulu kapatılıyor. 17 köyün eğitim gören çocukları bir başka yere taşınacak. Beş yüz yıllık tarihi geçmişi olan ve AKP’nin en yüksek oy aldığı bu beldeye bu zulümden vazgeçin. Eğer okulu kapatırsanız beş yüz yıllık tarihin kapısına kilit vurursunuz. Size oy veren seçmenler bunu hak etmiyor.

İKİLİ EĞİTİM DEVAM EDİYOR

11. Beş Yıllık Kalkınma Planında verilen oranlara göre:

Öğrencilerin; %41.3’ü (2.108.200 öğrenci) ilkokulda,

Öğrencilerin; % 33.6’sı (1.814.041 öğrenci) ortaokulda,

Öğrencilerin; %6.8’(291.979 öğrenci) ortaöğretimde,

ikili eğitim ve öğretim görmektedir.

2017-2018 MEB İstatistiklerine bakıldığında 4.214.220 öğrencinin ikili eğitim yapan okullarda okuduğu anlaşılmaktadır. İkili eğitim yapan 4.214.220 öğrencinin 30 öğrencili sınıflara dağıtılıp tam gün eğitim yapmaları için yaklaşık 140 bin 474 dersliğe ihtiyaç vardır.

11. Kalkınma Planında, Cumhuriyetimizin 100. yılında Mustafa Kemal Atatürk ve kurduğu Cumhuriyete ve devrimlerine hiç yer verilmemiştir.

Temel amaç piyasacı tüketim toplumunun mutlu insanı ile yeterli görülmüş; değerli ve faydalı insan ülküsünden hiç söz edilmemiştir. Eğitim-üretim ilişkisi yine kurulmamıştır.

11. Kalkınma Planında Türkiye’nin içinde bulunduğu durum sayılarla gözler önüne sermiştir. Ancak yandaş medya 2023 hedeflerinin yükseltildiği yönünde yine algı operasyonu yapmıştır.

YKS SONUÇLARI EĞİTİMİN DİBE VURDUĞUNU GÖSTERİYOR

Fazla söze gerek yok, 2019 Yükseköğrenim Kurumları (YKS) Türkiye ortalamalarına bakmak yeterli:

Temel Yeterlilik Testi (TYT)

Matematik’te 40 soruda 5.6

Fen’de 20 soruda, 2.2

Sosyal’de 20 soruda, 4.6

Türkçe’de 40 soruda, 14,6

Alan Yeterlilik Sınavı (AYT)

Matematik 40 soruda 4.7

Fizik 14 soruda, 1

Kimya 13 soruda 0.9

Biyoloji 13 soruda, 1.2

Edebiyat 24 soruda, 4.9

Felsefede 12 soruda, 2.4

İSMAİL TARMAN ORTAOKULU’NDA HALA MAHKEME KARARINA UYULMUYOR

İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde bulunan İsmail Tarman Ortaokulu’nun kademeli olarak İmam Hatip Ortaokuluna dönüştürülmesi kararı, velilerin açtığı dava sonucunda mahkeme kararıyla durdurulmuştu. Ancak mahkeme kararı uygulanmadığı için konuyu TBMM Başkanlığına verdiğimiz soru önergesi ile Milli Eğitim Bakanı Sn. Ziya Selçuk’a sormuştuk.

Sayın Ziya Selçuk; İsmail Tarman Ortaokulu’nun yöneticileri önce kesinleşmiş mahkeme kararını uygulamamış, ardından da Valiliğin iptal kararını uymamıştır. İsmail Tarman Ortaokulu yöneticileri bu gücü ve yetkiyi nereden almaktadır. Mahkeme ve Valilik kararını uygulamayan sorumlular hakkında bir işlem yapılacak mıdır? Bir okul yönetimine dahi kesinleşmiş mahkeme kararını uygulatamayan bir Milli Eğitim Bakanı olabilir mi?

NACİ EKŞİ ANADOLU LİSESİ NEDEN İMAM HATİP LİSESİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

Son dönemde hayırsever vatandaşlarımızın yaptırarak kendi isimlerini ya da sevdikleri insanların isimlerini verdikleri okullar boşaltılarak başka bir isim verilerek İmam Hatip Lisesine dönüştürülmektedir.

Bu uygulamayla hayırsever vatandaşlarımızın şevkini ve gönlünü kırıyorsunuz. Son olarak bağışçısının onay vermemesine rağmen, İstanbul Bağcılar’daki , “Dr. Kemal Naci Ekşi Anadolu Lisesi” boşaltılarak İmam Hatip Lisesine dönüştürüldü.