Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mülteciler İçin 25 Milyar Dolar Harcadık
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda çok önemli açıklamalarda bulundu.İşte o açıklamalardan satırbaşları.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda çok önemli açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamalardan satırbaşları...
"Türkiye mülteciler için şu ana kadar 25 milyar dolar harcadı. Peki dünyadan bize ne geldi? Şu anda çatısı altında bulunduğumuz BM'den bize gelen destek 525 milyon dolardır. Başka? Başka herhangi bir şey yok. Peki AB'den gelen bir şey var mı? Ne yazık ki AB de verdiği sözleri tutamamıştır. UNICEF'e sadece gönderdikleri 178 milyon dolardır, o kadar. Fakat Türkiye'ye gelen herhangi bir yardım bu konuda söz konusu değildir. Biz meselenin başından beri bu olayın tüm insanlığın ortak meselesi olduğu inancıyla bölgesel ve küresel aktörlerle iletişim ve iş birliği içinde hareket etmeye özen gösterdik. Komşumuz ve akrabamız Suriyelilerin yaşadığı bu kıyamete sessiz kalamazdık, kalmadık."
"Örgütün (FETÖ) temel stratejisi eğitim, diyalog, hoşgörü, sivil toplum kuruluşu kisvesi altında devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek, ekonomik kaynaklara hakim olmaktır. Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için, ülkelerinin geleceği için Fetullahçı Terör Örgütü'ne karşı gerekli önlemleri süratle almaları çağrısında bulunuyorum. Bizim yaşadığımız tecrübeyle sabittir ki FETÖ ile bu aşamada mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu vesileyle bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan 'Türk, Türkiye' gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle bir ilgisi bulunmadığını da belirtmek isterim."
"Suriye'de, Irak'ta terörün ve savaşın kıskacında inleyen pek çok ülkede yüz binlerce çocuk, kadın, genç ve yaşlı öldürülmeye devam ediyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor. DAEŞ, El Nusra ve PYD/YPG gibi terör örgütleri bölgedeki eylemlerini sürdürüyor. Kafkasya'daki ihtilafların sıcak çatışmaya dönüşme riski mevcut. Yemen'den Ukrayna'ya pek çok sorun bizleri bekliyor. Diğer yandan dünyanın pek çok ülkesinde insanlar açlık, salgın hastalıklar, sefalet ve cehaletle boğuşuyor. Bu insanlık onuru ve vicdanını yaralayan utanç verici bir tablodur. Daha da acısı bu krizlerin ve sorunların çoğunun aslında kolaycı çözülebilecek mahiyette olmasıdır. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği büyük ölçüde bugünden atacağımız adımlara, alacağımız tedbirlere bağlıdır."
"Unutulmasın ki Türkiye'deki darbe girişimi aynı zamanda dünya demokrasisine de yapıldı. Milletimiz o gece darbe heveslilerine tarihi bir ders verirken demokrasiye inanan tüm halklar için de ilham kaynağı oldu. Bu yeni nesil terör örgütü sadece Türkiye'nin değil varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Diğer bir deyişle bugün bu genel kurulda temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Bu örgüt Türkiye'nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin bir zihni sapkınlık içindedir."
"Cerablus'taki Fırat Kalkanı Harekatı sayesinde bölge halkı evlerine dönmeye başladı. Bölgenin elektrik ve su altyapısını çalışır hale getirmek için hemen harekete geçtik. Kızılay, AFAD ve sivil toplum kuruluşlarımız bölge halkının ihtiyaçlarını yerinde karşılıyor. Yine bu bölgede ülke dışına gitmiş tüm mültecilerin de kullanacağı tüm sosyal donatılara sahip yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyoruz. Bunun için güvenli alan haline getirdiğimiz yerlerin uçuşa yasak bölge ilan edilmesine yönelik kararlı bir duruş göstermeli ve hep birlikte çalışmalıyız."
BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Suriye'deki ateşkese ilişkin, "Hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf ettiğimiz ateşkes maalesef işler hale gelmedi. İşte görüldüğü gibi ateşkes ortadan kalktı ve dün de BM konvoyuna bir saldırı rejim tarafından yapıldı. Bunun neticesinde bir kişi öldü ve yaralılar, vesaire. Suriye rejimi, BM gözetimindeki yardımların acil insani yardıma ihtiyacı olan Halep halkına ulaştırılmasına izin vermiyor. Hatta yardım konvoylarına saldırıyor. Rejimin insanları açlığa mahkum ederek 'Ya teslim ol ya öl' politikasına BM ve Güvenlik Konseyi daha ne kadar müsamaha gösterecek?" dedi.
"Filistin halkına iki devletli çözüm temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan her bir Filistinli için bir huzur kaynağı olacak hür bir Filistin'de yaşama imkanı tanınması, uluslararası toplumun Filistinli çocuklara bir borcudur. Harem-i Şerif'in kutsiyetine özellikle İsrail tarafından saygı gösterilmesi, statüsüne yönelik ihlallere artık bir son verilmesi gerekiyor. İsrail ile normalleşen ilişkilerimizi, gerek barış sürecinin kolaylaştırılması, gerekse Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı bu ekonomik ve insani sıkıntıların giderilmesi için değerlendirmeye çalışacağız."
Kamupersoneli.net | AA
Bakmadan Geçme





