Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptırımlar konusunda son noktayı koydu: Artık dayanamadım!

Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı sonrasında ABD Başkanı Trump sürekli Türkiye’yi ekonomi ile tehdit ederek harekatı durdurulması çağrısı yapmıştı. ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarına Azerbaycan dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık dayanamadım, “gönder bir heyet, biz bu heyetle bunları konuşalım.” diyerek son noktayı koydu.

“Barış Pınarı Harekatının bugün 7’nci günündeyiz. Harekat planlandığı gibi başarıyla yürüyor. Dördüncü günde Rasulayn, beşinci günde Tel Abyad’ı teröristlerden arındırarak buraları güven altına aldık.” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Bugün itibarıyla yaklaşık 32 kilometrelik derinliğe ulaştık. M4 Karayolunu kontrol altına aldık. Bu süreçte sivillerin zarar görmemesi için azami gayret gösterdik, gösteriyoruz. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de elinden gelen her türlü gayreti gerçekten gösteriyor. Karşı taraf acımasız. Yaklaşık 700 havan topu, roketi bizim tarafımıza atmaları suretiyle birçok sivil hayatını kaybetti. Bunun içinde Suriyeli 9 aylık Muhammet yavrumuz da var. Bunun yanında da 18 sivil ve 3 askerimiz de şehit oldu. Bunlardan bir tanesi bu sabah Münbiç’te şehit oldu. Rejimin oraya top atışlarıyla olan bir netice. Buna karşı bizim yoğun atışlarımız oldu. Bunun karşılığında da bunun bedelini rejime çok ağır bir şekilde ödettik.” dedi.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

Biz tabi siviller noktasında çok hassasız. Bunu Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarında da gösterdik. Oysa Rakka ve Deyrizor’da 4 bin, Musul’da 9 ile 11 bin sivil hayatını kaybetti. Bunları maalesef Batılı ülkeler hep göz ardı etti. Bunları hiçbir zaman konuşmadılar. Şimdi bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Biz harekatımızı tamamıyla karşımızdaki terör örgütlerine karşı yaptık ve yapıyoruz.

Barış Pınarı Harekatının amacı belli; sınırlarımızı her türlü terör unsurundan temizlemek ve mültecilerin güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlamaktır. O da kendi tercihlerine dayalı olarak. Harekat hedeflerine ulaşana kadar devam edecektir.

TRUMP’A TEKLİFİMİZ OLDU!

Evet. Şimdi de Trump’a bir teklifimiz oldu. Biz dedik ki bir heyet gönderin. Çünkü “Ateşkes ilan edin” diyorlar. Bizler asla ateşkes ilan edemeyiz. “Sizin teklifiniz vardı 20 mil, öbür tarafında Irak sınırına kadar. Biz şu anda bu 20 mil teklifinizi, Irak sınırından da 444 kilometre batıya olan bu bölgeyi tamamıyla boşaltmanın gayreti içerisindeyiz. Kimden? Terör örgütünden. Bunu boşaltana kadar bizim ateşkes ilan etmemiz mümkün değil. Çünkü biz burayı güvenli bölge olarak ilan ediyoruz. Burayı güvenli bölge haline getirdiğimiz zaman ülkemizdeki bunca o toprakların sahiplerinden arzu edenlere kendi topraklarına gidebilme imkanını da sağlamış olacağız. Ve onların lojistik desteğini, korumasını da biz temin edeceğiz. “Bu da sizinle daha önce yaptığımız görüşmedir” dedim. Çünkü bunların hepsi bizim bilgisayar kayıtlarımızda da var. Sayın Trump benim bu teklifim üzerine, önce Mike Pence ve Ulusal Güvenlik Danışmanı O’Brien’ı Türkiye’ye gönderiyordu. Fakat daha sonra galiba Pence’i gönderme kararını aldılar. Bu akşam Ulusal Güvenlik Danışmanıyla da İbrahim Bey bir görüşme yapacaklar. Ve büyük ihtimalle yarın bu heyet Ankara’da olacak ve görüşmeleri gerçekleştirilecekler.”

Bir başka iş, ‘kapıları açarız’ dedim rahatsız oldular. Bu işin de ne kadar ciddiye doğru gittiği şimdi ortaya çıkıyor. Böyle giderse zaten işin varacağı yer orası. Siz mi Türkiye’ye böyle bir şey yapıyorsunuz? Sizin planınız neyse bizim de planımız var. Kapıları açıyoruz. 3 milyon 650 bin şu anda bizdeki mülteci. “Haydi AB sizi çok seviyor. Sizler AB’ye gidin” dememiz lazım. 

ÇOK BÜYÜK BİR BASKI OLUŞTURUYOR!

Yaptırım konusunda Pompeo ile bir farklılık gözküyor. Graham gibi birkaç senatör çok büyük bir baskı oluşturuyor. Başkan Trump’ı bu anlamda baskılanmış gördünüz mü? 

Sayın Trump’ın şu ana kadar yaptığı twitter açıklamalarına baktığımızda artık bu tweetleri takip edemez konuma geldik. İzleyemiyoruz. Dün akşamki konuşmayla çok daha farklı bir durum var. Çünkü ısrarla arabuluculuk, ısrarla ateşkes… Artık dayanamadım, “gönder bir heyet, biz bu heyetle bunları konuşalım. Ama asla biz bir terör örgütüyle masaya oturmayız. Ateşkesi biz bir terör örgütüyle konuşmayız” dedim.