Gündem

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın :" YPG Bu Operasyonun İçinde Yer Alırsa…"

 Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rakka’ya operasyon konusunda, “YPG bu operasyonun içerisinde yer alırsa Türkiye tabii ki bu operasyonda yer almayacaktır. Bu, YPG’yi zımnen tanımak, temasa geçmek anlamına gelir ki bizim böyle bir politikamız söz konusu değil.” dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. 

İbrahim Kalın, “PYD’nin çekilmemesi durumunda Mümbiç’e de bir operasyon beklebilir mi?” sorusuna şöyle cevap verdi: 

“Mümbi̇ç i̇le i̇lgi̇li̇ olarak bi̇zi̇m daha önce ortaya koyduğumuz ana çerçeve hala geçerlidir. Biz burada PYD-YPG unsurlarının bulunmaması gerektiğini açık ve net bir şekilde ifade ettik. Şu anda bize gelen bilgiler, orada hala birkaç yüz PYD-YPG mensubunun bulunduğu yönünde. Mümbiç’in DEAŞ’tan temizlenmesi elbette bir başarıdır fakat DEAŞ’tan temizlendikten sonra bir başka terör örgütüne oranın kapılarının açılması kabul edilemez. Bu bir kere her şeyden önce Mümbiçlilere yapılan bir haksızlık ve hakaret olur. Dolayısıyla bu konudaki ısrarımız devam etmektedir. PYD’nin, YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesi ile ilgili pozisyonumuzda bir değişiklik yok. Zaten Cerablus ve bölgesinde herhangi bir PYD-YPG unsuru bulunmuyor.

Rakka operasyonu ile ilgili olarak biz daha önce de ifade ettik. Aynı Mümbiç’te olduğu gibi, Cerablus’ta olduğu gibi biz Rakka’nın da DEAŞ’tan temizlenmesine destek veriyoruz. Uluslararası terörle mücadele koalisyonu çerçevesinde bu operasyonun gerçekleşmesi halinde DEAŞ’ın buradan temizlenmesi elbette bizim de destekleyeceğimiz bir netice olacaktır fakat biz yine Amerikalılara bir teklif getirdik, ‘bunu YPG ile değil Cerablus’ta büyük bir başarı ortaya koyan ılımlı muhalifler ve Hür Suriye Ordusu ile yapalım’ diye. Eğer YPG bu operasyonun içerisinde yer alırsa Türkiye tabii ki bu operasyonda yer almayacaktır. Bu, YPG’yi zımnen tanımak, temasa geçmek anlamına gelir ki bizim böyle bir politikamız söz konusu değil.  Rakka operasyonunu tıpkı Musul operasyonu gibi bir takvim sıkıştırması içerisinde yapmaya çalışmanın da birtakım mahsurları olabileceğini görüyoruz. Bu konu Amerikalı muhataplarımızın da dikkatini çekti, kamuoyunun da dikkatini buraya çekmek isterim.”

– Başkanlık sistemi ve yeni anayasa

Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine, başkanlık sisteminin yeni anayasa ile gündeme geldiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve çizdiği bir çerçeve olduğunu anımsatan Kalın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu konuyu gündeme taşımasının siyasete de bir hareketlilik getirdiğini ifade etti.

Başbakan Binali Yıldırım’ın da ilgili anayasa paketini en kısa sürede TBMM’ye getireceğini söylediğine işaret eden Kalın, “Bizim bakış açımız, Türkiye’de etkin bir yönetim modelinin inşa edilmesi, bunun önce Mecliste daha sonra milletle beraber tartışılarak kamuoyunun, milletin takdirine sunulması, yani oyuna sunulmasıdır. Bu gayet doğal, olması gereken bir şeydir.” dedi.

Kalın, bu konuyla ilgili bir müzakere yaşanmasının, tartışmayı zenginleştireceğini ve kamuoyunun başkanlık sistemi ve yeni anayasa gibi modelleri değerlendirmesine imkan tanıyacağını ifade etti.

– “Meselenin ciddiyetini kavramış görünmüyorlar”

Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin, “Eğer bu vermeme süreci uzarsa, devam ederse, seslendireceğimiz çok hassas şeyler de olacaktır.” ifadelerini kullandığının hatırlatılması ve “hassas” kelimesini hangi anlamda kullandığının sorulması üzerine, suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde, Türkiye’nin terör suçları, kaçakçılık ya da başka bir suçla ilgili olarak özellikle ABD’ye karşı anlaşmanın ruhuna bağlı kaldığını ve bu tür talepler olduğu zaman üzerilerine düşen gerekli hukuki sorumluluğu yerine getirdiğini hatırlattı. 

Hukuki sürecin yanında devletin gösterdiği tavrın da önemli olduğunun altını çizen Kalın, “Şimdi siz eğer karşılıklılık ilkesi çerçevesinde muhatabınızdan böyle bir iyi niyet görmüyorsanız suçluların iadesi konusunda tabii ki siz de tavrınızı ona göre gözden geçirmek durumundasınız. Bizim umudumuz, beklentimiz, bu mesele daha fazla büyümeden Amerikan makamları tarafından meselenin ciddiyetini kavrayacak bir şekilde bir çerçeveye oturtulmasıdır. Bizim görebildiğimiz kadarıyla Amerikan makamları bu meselenin ciddiyetini Türkiye açısından henüz yeteri kadar kavramış görünmüyorlar. O yüzden Türk kamuoyundaki tepkiyi belki anlamakta zorlanıyorlar, Cumhurbaşkanımız da dahil olmak üzere resmi makamların verdiği  tepkileri belki anlamakta zorlanıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu. 

Kalın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ABD ziyaretiyle olayın teknik ve hukuki boyutunun biraz daha netlik kazanacağını ve ondan sonra nasıl bir yol izleneceğini hep birlikte değerlendireceklerini bildirdi.

– Ekonomi

İbrahim Kalın, doların değer kazanmasına paralel olarak liranın değer kaybetmesine yönelik bir önlem alınıp alınmayacağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Merkez Bankası Başkanı ile görüşüp görüşmeyeceğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, yaşanan değer kaybını dönemsel olarak gördüklerini vurguladı.

Moody’s’in Türkiye’nin notunu değiştirdiğine işaret eden Kalın, “Biz Türkiye’deki piyasa ve ekonomi gerçeklerini hiçbir şekilde yansıtmadığını düşünüyoruz. Olağanüstü hal (OHAL) süresinin uzatılması bir etken olarak değerlendirilebilir. Halbuki OHAL’in şu ana kadar ekonomiye olumsuz bir etkisi olmadı, dönemsel dalgalanmalar çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir sonuçtur.” diye konuştu. Kalın, bugün itibarıyla Türk lirasının bazı ülkelerin para birimlerine göre daha iyi bir performans sergilediğini kaydetti. 

Döviz kurunun tek başına ekonominin başarısının göstergesi olmadığını kaydeden Kalın, bu sürecin geçici olduğunu kaydetti.

Türk Akımı Projesi’nin imzalandığını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açıldığını, Avrasya Tüneli’nin devam ettiğini anımsatarak yatırımların sürdüğüne dikkat çeken Kalın, uluslararası sermayenin Türkiye’ye gelmeye devam ettiğini de bildirdi.

KAMUPERSONELİ.NET – AA