Gündem

İçişleri Bakan Yardımcısı Öztürk: 100 Binin Üzerinde Memur İhraç Edildi

Temasları kapsamında Elazığ’a gelen Öztürk, kentteki bir otelde düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, korucu başları ve kanaat önderleri ile bir araya geldi.

Toplantıda ülkenin terörle mücadelesindeki genel durum ile halk oylaması sürecinde alınan tedbirleri değerlendiren Öztürk, bölücü terör örgütünün ilk eylemine 1984 yılında başladığını ve o günden bugüne devletin teröre karşı mücadelesine devam ettiğini belirtti.

Bu süreçte daha fazla kan dökülmemesi için devletin çözüm süreci gibi önemli adımlar attığını ancak bütün teşebbüslerin dış ülkelerin maşası olan bölücü terör örgütü tarafından boşa çıkarıldığına dikkati çeken Öztürk, şöyle konuştu:

”Bu da yetmezmiş gibi hendekler kazmaya, barikatlar kurmaya başladılar. Bu çukur siyasetiyle insanlar evlerine gidemez hale geldiler. 7 Haziran seçimleri ile birlikte gördük ki devlet o bölgede yapması gerekenleri yapamaz sıkıntısıyla karşı karşıya kalmaya başladı. Buna hiçbir devlet izin vermez, devletimiz de izin vermez, vermedi de. 22 Temmuz 2015’te iki tane polisimiz Ceylanpınar’da yattıkları yataklarında şehit edildi ve hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız, hepimiz 24 Temmuz 2015’de bu çözüm sürecinin artık Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin aleyhinde olduğunu net bir şekilde görüp yeni bir mücadeleye geçtik.”

Teröre karşı devletin tüm imkanlarını seferber ettiğini ve bu mücadelenin büyüyerek bugüne kadar devam ettiğini vurgulayan Öztürk, ”Şehirlerimizdeki o hendek, barikat, çukur siyasetini yerle bir ettik. Bunun bize maliyeti oldu ama devletimizin hakimiyetini ve hükümranlığını o alanlarda, kırsalda, dağda, şehirde, bayırda her yerde sağladık.” ifadelerini kullandı.

– 15 Temmuz darbe girişimi

Öztürk, ülke olarak terörle mücadele ederken 15 Temmuz gecesi milletin iradesine ve canına kasteden hain bir darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldıklarını anımsattı.

Bu darbe teşebbüsünü milletin Kurtuluş Savaşı’ndaki dayanışma ruhuyla 7 den 70’e her kesimden insanın sokaklara inerek bertaraf ettiğini anlatan Öztürk, şunları söyledi:

”Şüphesiz bu kolay olmadı ama bertaraf edilmekle de bütün hasarı toplumda giderilmiş değildir. Toplumumuzun her kurumuna ciddi hasarlar verdiğini burada söylemek lazım. Ordusundan yargısına, polisinden jandarmasına, mülki idaresinden öğretmenine ve sağlığına kadar pek çok kuruma sıkıntılar yaşattı. Eksik kapasitelerle hizmet sunmak zorunda kaldılar. Şu an itibarıyla 100 binin üzerinde devlet memuru olan eskiden o örgütle bağlantılı insan ihraç edildi.”

Öztürk, Türk milletinin hain darbe girişimi karşısında Kürt’ü, Türk’ü, Çerkez’i ve Zaza’sı ile ülke söz konusu olduğunda, demokrasi söz konusu olduğunda nasıl bir bütün olabileceğini tüm dünyaya gösterdiğini belirtti.

Öztürk şöyle devam etti:

”15 Temmuz’dan sonra da pek çok terör örgütü ve FETÖ ile mücadele ederek mücadelemizi sürdürdük. Bu arada pek çok personel takviyesini yaptık tamamladık. Zırhlı araçlarla ilgili bütün terörle mücadelede lazım olabilecek donamımı sağladık. İHA’lar ile gökyüzündeki bütün teknik cihazlara sahip olmak için canla başla gayret ettik ve bir çoğunluğunu da milli sanayimiz ile tedarik ederek milletimizin ve devletimizin hizmetine sunduk. Şu an itibarıyla yapmış olduğumuz mücadelenin tamamında başarı sağladık. Türkiye çevresinde bir ateş çemberinin içerisinde ve sınırlarımızda devletimizin bekasını, geleceğini ilgilendiren ve oldu bittiye getirilmek istenen birtakım girişimler oldu. Sınırımıza paralel devlet oluşturulması çalışmaları yürütüldü, karşı çıktık baktık ki bunun ile önünü alamayacağız Fırat Kalkanı Harekatı ile bunların önünü kesen bir operasyonda bulunduk ve çok şükür şu an itibarıyla son derece başarılı bir sonuca da ulaşmış bulunuyoruz.”

KAMUPERSONELİ.NET – AA