Gündem

İdlib’den gelen göç dalgası öncekilerden bile büyük tehdit!

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye’nin Suriye politikalarına değinerek gelinen durum hakkında bazı değerlendirmelerde bulundu.

Öztrak yaptığı açıklamalarda şunları söyledi;

İDLİB’DEN GELEN GÖÇ DALGASI ÖNCEKİLERDEN BİLE BÜYÜK TEHDİT

Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir diğer önemli husus İdlib meselesidir. İdlib, Suriye’de radikal örgütlerin kontrolündeki son bölgedir. Astana ve Soçi süreçleriyle Türkiye, İdlib için önemli yükümlülüklerin altına girmiştir. Türkiye, İdlib’deki radikal cihatçı örgütlerin silahlarını toplamak ve onları kuzeye doğru çekmek, İdlib’den geçen karayollarının açılmasını sağlamak gibi bir takım taahhütlerde bulunmuştur. Ancak bu yükümlüklerin hiç birisini yerine getirememiştir. Şimdi bunu gerekçe göstererek Suriye rejim güçleri, Rusya’nın da desteğini alarak, İdlib’e yönelik harekât yürütmektedirler. Bu harekât neticesinde yüzbinlerce Suriyeli Türkiye sınırlarına doğru hareketlenmiştir. Bunların içinde sayıları 50 bine yaklaşan eli kanlı radikal teröristlerinde olduğunu bölgede yaşayanlar ifade etmektedir. Bu yeni göç dalgası ülkemiz için öncekilerden de daha büyük bir tehdittir.

İDLİB, TÜRKİYE İÇİN ULUSAL GÜVENLİK MESELESİDİR

Dün, şehir merkezine çok yakın bir yerde İdlib’in en büyük ilçesi Suriye rejim güçlerinin kontrolüne geçmiştir. Bu bölgedeki ve İdlib etrafındaki gözlem noktalarımızın nedeyse tamamı Suriye güçleri tarafından kuşatılmıştır. Bu gözlem noktalarına herhangi bir taciz olduğunda ise iktidar soluğu Rusya’da almaktadır. Astana ve Soçi süreçlerinde garantör olan Türkiye’ye şimdi Rusya garantörlük yapmaktadır. AK Parti iktidarının İdlib’le ilgili olarak acilen adım atması ve İdlib’den ülkemize yönelebilecek tehditleri bertaraf edecek bir stratejiyi hemen izlemeye başlaması gerekmektedir. İdlib’in kontrollü tahliyesi için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm ilgili uluslararası kuruluşlara ve ülkelere çağrıda bulunulmalıdır. İdlib konusu Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir. Moskova ve Tahran ile yapılan görüşmelerde bu anlayışımız, bu tehdit kuvvetle vurgulanmalıdır. Suriye yönetimi ile temasa geçilmeli ve 1998 Adana Mutabakatı ruhu, iki komşu ülke arasında yeniden canlandırılmalıdır. Tek eksenli dış politikadan bir an önce vazgeçilmeli, başta komşularımız olmak üzere tüm uluslararası aktör ve kuruluşlarla dengeli ilişkiler kurulmalıdır.

DIŞİŞLERİ DEVREDIŞI BIRAKILDI

Aslında Türkiye’nin bugün bu sıkıntıları yaşamasının arkasındaki en büyük neden Dışişleri Bakanlığımızın bu süreçlerde devre dışı bırakılmasıdır. Tek adam parti devleti rejiminde devlette liyakat bitmiş, kurumsal yapı çökmüştür. Bütün bu sıkıntıların arkasında yatan neden de budur.