Gündem

Kemal Kılıçdaroğlu: "Siyasi partiler öz eleştiri yapmalı"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Anayasal sistemi değiştirmek, seçilen bir hükümeti darbe ile devre dışı bırakmak yasalarımıza göre suçtur, dolayısıyla bunların Silahlı Kuvvetler’de bulunması doğru değildir, ihraçları olağandır.” dedi. 

Kılıçdaroğlu, CNN Türk Televizyonu’nun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen askerlere dair bir soru üzerine CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, darbeyle ilişkili olanların ordudan ihraç edilmesinden daha doğal bir şey olamayacağını belirtti.

Kılıçdaroğlu, “Anayasal sistemi değiştirmek, seçilen bir hükümeti darbe ile devre dışı bırakmak, yasalarımıza göre suçtur, dolayısıyla bunların Silahlı Kuvvetler’de bulunması doğru değildir, ihraçları olağandır.” ifadesini kullandı. 

Bu tür işlemler yapılırken, “Kurunun yanında yaşın da yanmaması” için dikkatli olunması gerektiğini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuyu liderler zirvesinde de dile getirdiğini, darbe sonrası hükümetin bazı kararları almasının olağan olduğunu kaydetti.  

Önlemler alınırken, bir “Sürek, cadı avı” başlatılmaması gerektiğini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, “Devlet dediğiniz kurum, kin ve öfke ile yönetilmez. Devlet hukuk içinde kalmalı. Savcıların bu süre içinde hukukun gereğine göre hareket etmeleri gerekiyor. Hukuku yanlış çalıştırır, kamuoyunda kuşkular yaratacak izlenim doğururlarsa veya yaptıkları tutuklamalarla soru işareti yaratırlarsa, bu Türkiye Cumhuriyeti’nin darbeyle mücadelesine gölge düşürür.” değerlendirmesinde bulundu. 

“Siyasi partiler öz eleştiri yapmalı”

Daha önce yaptığı açıklamalarda, tüm siyasi partilerin bu kalkışma sonrası oturup, bir öz eleştiri yapması gerektiğini söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Hepimiz oturmalıyız, bir öz eleştiri yapmalıyız. ‘Ülke bu hale nasıl geldi’ diye. Öz eleştiriyi yapabilirsek, en azından birbirimizi daha iyi anlamış oluruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin, iktidarın her dediğinin doğru, muhalefetin de her dediğinin yanlış kabul edildiği bir atmosfere sürüklendiğini kaydeden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Oysa birbirimizi dinlemeliyiz. Bizim her dediğimiz doğru olmayabilir, iktidarın da her dediği yanlış olmayabilir. Demokrasinin aslında bir uzlaşma kültürü olduğunu unuttuk. Demokrasi bir uzlaşma kültürüdür, bir dayatma kültürü değildir, darbeciler dayatır. Şimdi biz bu süre içinde uzlaşmayı unuttuk, ‘benim dediğim doğrudur, her şeyi ben istediğim gibi yaparım.’ Bu bizi farklı noktaya taşıdı. Şimdi bunun doğru olmadığını artık kabul ediyoruz. Bir masanın etrafında oturup, neyi neden yanlış yaptık bunu konuşuyoruz. Bu konuşmayı sadece sözlerimizle değil, yüreğimizle de yapmamız lazım. Buna inanarak yapmamız lazım.” 

“Hesabının sorulması lazım”

Sınav sorularının çalınmasıyla ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, bu durumu önceden de bildiklerini ve defalarca dile getirdiklerini vurguladı.

Bu dosyaların büyük bir kısmının kapatıldığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Şimdi sınav sorularının çalındığı söyleniyor, ne zamandan beri? Harp okullarında 1988’den beri. Anne babalar boğazlarından kesiyor, çocukları daha iyi bir yere gelmesi için dünyanın parasını ödüyorlar, sonra sınav soruları çalınıyor, belli bir gruba dağıtılıyor ve onlar sınavda başarılı oluyor, emeğini veren, alın terini döken insanlar sınavın dışında kalıyorlar. Bunlar doğru değil. Doğru değil ama bunun da üzerine gitmemiz lazım. Bunların mutlaka hesabının sorulması lazım.”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “Biz zamanında muhalefeti dinlemedik, sonra muhalefet de bizi dinlemedi” sözünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, konunun Meclis’teki özel oturumun ardından, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın makam odasındaki davet sırasında gündeme geldiğini aktardı.

Siyasi parti genel başkanları, Genelkurmay Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanının da bulunduğu odada, “Biz bunu defalarca dile getirdik, ‘Siz Yargıtaya 160 tane militan atadınız’ diye ben bunu defalarca söyledim. Bize yapmadığınız kalmadı” dediğini belirten Kılıçdaroğlu, Bakan Bozdağ’ın bunun üzerine espriyle karışık bu cümleyi kullandığını bildirdi.     

Kemal Kılıçdaroğlu, “Sonuçta demek ki bir öz eleştiri ihtiyacımız var ve bunu yapmalıyız. Dün mesela Hayati Bey’in parlamentoda yaptığı konuşma da güzel bir konuşma. Demek ki uzlaşma kültürünün demokrasinin vazgeçilmez kuralı olduğunu bir şekliyle fark ettik. Bu güzel bir şey. Önemli olan normalleşen bir Türkiye’de de aynı kuralın geçerli olması lazım.” diye konuştu. 

Külliye’ye gitmesi

“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gitmeye nasıl karar verdiniz, ne hissettiniz, ne düşündünüz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, darbe sonrası yaşananların malum olduğunu belirtti.

Ertesi gün Ankara’ya döndüğünü ve parlamentodaki özel oturuma katıldığını işaret eden Kılıçdaroğlu, şu bilgileri paylaştı:

“Ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanı aradı, darbeye karşı tavrımız dolayısıyla artı televizyonlara darbe karşıtı açıklamalarım nedeniyle teşekkür etti. Ben de kendisine teşekkür ettim. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi, benim Özel Kalemi arayarak, Sayın Cumhurbaşkanının böyle bir daveti olduğunu ve benim katılmamın kendisinde memnuniyet yaratacağını ifade etmiş. Biz tabi arkadaşlarımızla konuştuk. Ben daha önceki konuşmalarımda ‘Olağanüstü bir durum olmadığı takdirde gitmeyeceğim’ demiştim. Ama olağanüstü bir durum olduğu ortada. Bir devlet krizi yaşadığımızda malum, böyle bir ortamda çocuklar gibi ‘ben geçmişte bunu demiştim, asla gitmeyeceğim’ demedik. Olağanüstü bir durum vardı, gittik. Dört siyasi parti liderinin orada olmasını isterdim, bunu da ifade ettim. Samimi olarak görüşlerimizi ifade ettik, notlar alındı bir ortak memnuniyetle toplantı sona erdi.”

Kılıçdaroğlu, bütün siyasi partilerin darbeye karşı ortak tavır ortaya koyduğunu ve bunun Türkiye’nin demokrasi tarihi açısından bir ilk olduğuna vurgu yaparak, bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. 

– “Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosu bombalandı”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, demokratik parlamenter sisteme karşı bir darbe girişimi yaşandığını ifade ederek, “İlk kez Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosu bombalandı. Böyle bir tabloyu biz hiçbir zaman yaşamadık.” dedi. 

Darbe girişimi görüntülerinin ayrıntılarının ortaya çıktığı hatırlatılarak, “Neler hissettiniz?” diye sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Darbe dönemlerinde insan hayatının hiçbir değeri yoktur. Onlar için bir talimatla binlerce insan öldürülebilir. İnsan rahatlıkla darağaçlarına götürülebilirler, özel mahkemeler kurulur darbeciler döneminde. Türkiye en büyük mağduriyetleri hep darbe sonrasında yaşamıştır. Bu ülkede başbakanlar asıldı. Gencecik fidan gibi gibi çocuklar asıldı. Şimdi kendimizi affettirmek için asılanların adlarını okullara, parklara veriyoruz. İyi de niye astık o zaman? O dönem onların tamamı hain olarak görülüyordu. Dolayısıyla siyaset sokağa teslim olmadı. Siyaset daha farklı daha sağduyulu davranarak, devletin saygınlığını koruyarak, hukukun üstünlüğü çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Çünkü bu sıcak atmosfer bir süre sonra yerini olağan sürece bırakacaktır ve biz olağan süreç içinde de bugün söylediklerimizi eğer devam ettirebilirsek, o zaman gerçekten de ‘evet biz bu olaydan ders çıkardık’ diyebileceğiz. Bizim en büyük arzumuz bu olaydan hep beraber ders çıkarılım.”  

Yeni anayasa 

Zirvede “Mini anayasa paketinin” görüşüldüğü ve bu pakette neler olacağının sorulması üzerine Kamal  Kılıçdaroğlu, orada yargı konusunu dile getirdiğini bildirdi.

Yargı cephesinden HSYK’ya üye seçilirken, olayın aşırı siyasallaştığı noktasında şikayetler aldıklarını söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şu bilgileri verdi:

“Yargının tarafsızlığının ve bağımsızlığının demokrasi için çok önemli olduğunu, çünkü sonuçta bir denetim organı olarak yargının ortaya çıktığını ve adalet dağıttığını, bu konuda hepimizin çok dikkatli bir dil kullanması gerektiğin ifade ettim. Yargı konusunda bir düzenleme gereği Sayın Binali Yıldırım tarafından da dile getirildi. Sonra zaten Sayın Yıldırım bunu açıkladı. ‘Yargıyla ilgili anayasada bir düzenleme yapabiliriz’ diye. Sayın Bahçeli de buna katıldı. Önümüzdeki süreçte grup başkanvekilleri bir araya gelebilirler, bir ön mutabakat sağlayabilirler. 60 madde de gündeme geldi ama 60 maddenin daha uzun bir süreli zamanda ele alınıp, değerlendirilebileceği ifade edildi.”

Kılıçdaroğlu, “Mini anayasada sadece yargı ile ilgili düzenlemeler olacak.” dedi.

Kamupersoneli.net | AA