Gündem

Kılıçdaroğlu, Gezi eylemleri hakkında konuştu

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN DİSK ZİYARETİ SONRASI YAPTIĞI AÇIKLAMA (13 ARALIK 2018)

Kemal KILIÇDAROĞLU- Değerli basın mensupları, öncelikle Ankara’da yaşanan tren kazası dolayısıyla üzüntülerimi ifade etmek isterim. 9 vatandaşımız hayatını yitirdi, çok sayıda yaralılar var. Başta Meclis Başkanvekilimiz ve Ankara milletvekilleri olmak üzere olay yerinde gerekli ön incelemeleri yaptılar, sabah telefonla bazı bilgiler aktardılar. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyoruz, yaralılara da şifa dileklerimizi iletiyoruz.
DİSK’in Sayın Genel Başkanını seçildikten sonra ziyaret edememiştim, asgari ücretin yoğun olarak tartışıldığı bu süreçte kendilerini ziyaret ettim. Sağ olsunlar çay, kahve ısmarladılar. Kahve kısmı parantez içinde alacağım var, ama çay ısmarladılar. Türkiye’nin sorunlarını, işçilerin, sendikaların sorunlarını bir şekliyle konuştuk. Gerçekten de asgari ücret konusunda sendikaların, özellikle DİSK’in gösterdiği duyarlılığı biz de aynen yaşıyoruz. 2019 bütçe görüşmeleri sırasında açıklama yaptım. Bizim bütün belediyelerimizde asgari ücret 1 Ocak 2019’dan itibaren net 2 bin 200 lira olacak. Aynı şekilde yeni kazanacağımız belediyelerde ise Ocak’la Mart arasındaki asgari ücret farkını da yine Nisan ayında işçilere ödeyeceğiz. Bir üçüncüsü de yeni kazandığımız belediyelerde hiçbir işçinin işine son vermeyeceğiz. Çünkü emeğin ne kadar değerli olduğunu, çalışmanın ne kadar değerli olduğunu gayet iyi biliyoruz ve üreten, çalışan, alın teri döken herkesin yanındayız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu toplumun ezilen kesimleri varsa onların yanındayız.
Bakın biz bugün asgari ücreti konuşuyoruz, ama 1 milyon 700 bin kişi asgari ücretin altında ücret alıyor ve bunlar bir aile geçindiriyorlar, bunların sorumlulukları var. Dolayısıyla yaşanan ciddi bir kriz var ve bu krizin faturasının da bu kesimlere yansıdığını gayet iyi biliyoruz. Umarım bunları hep birlikte aşacağız, aşmak zorundayız, umutluyuz aşacağız. Bu açıdan Mart ayında yapılan seçimler bizim için çok önemli.
Soru- Peki efendim bu seçimler içinde kritik ziyaretleriniz oldu. Buraya gelmeden öncede ismi geçen aday adaylarından biri, Ekrem İmamoğlu’nun evine gittiniz ziyaret için. Hayırlı olsun diyebilir miyiz? Süreç nasıl işliyor İstanbul için?
KILIÇDAROĞLU- Gayet güzel işliyor. İstanbul’u Allah’ın izniyle alacağız ve İstanbul’u gerçek anlamda dünyanın en önemli metropollerinden birisi haline getireceğiz. Kimliği öğle ama kişiliğinde büyük bir zafiyet yaşandı, dolayısıyla İstanbul’a ihanet edildi. Her seferinde söylüyorum İstanbul’un göğsüne saplanan o ihanet hançerini çekip çıkaracağız. İstanbul’u gerçekten de dünyanın yaşanabilir metropollerinden birisi haline getireceğiz.
Soru- İstanbul için adayınız Sayın İmamoğlu mu?
Soru- Bu ziyaretin önemi?
KILIÇDAROĞLU- Ziyaret elbette önemli, her ziyaret önemlidir bizim açımızdan.
Soru- Efendim Fırat’ın doğusuna bir operasyon düzenlenecek o konuda ne düşünüyorsunuz?
KILIÇDAROĞLU- Fırat’ın doğusuna yapılan operasyon, biz Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlamak için her türlü önlemi alması gerektiğinin bilincindeyiz ve bunun farkındayız. Türkiye Ortadoğu’da kendi güvenliğini sağlamak zorundadır. Terör, orada oluşabilecek bütün terör unsurlarına karşı da Türkiye’nin dikkatli bir politika izlemesi lazım. Eğer Türkiye’nin çıkarları gerektiriyorsa, elbette ki her türlü operasyonu yapma hakkına sahiptir. Çünkü Türkiye bölgenin en güçlü ülkelerinden birisidir ve kendi sınırlarında terör örgütlerinin yuvalanmasına asla izin vermemelidir.
Soru- Efendim gezi dosyası 5,5 sene sonra raflardan indi. Şimdi birde üstüne Fransa’daki sarı yelekliler tartışması geldi. Türkiye’deki gezi süreciyle özdeşliklerde kuruluyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
KILIÇDAROĞLU- Efendim gezi ayrı, Fransa’daki sarı yelekliler ayrı, ikisinin arasında dünya kadar fark var. İkisini aynı kefeye koymak doğru değil. Fransa’nın koşulları ayrı, bizim koşullarımız ayrı. Fransa’da eylem yapanlarla Türkiye’de eylem yapanların da içinde bulundukları şartlar da çok farklı. Dolayısıyla ikisini aynı kefeye koyup yorum yapmak doğru değil. Bu konuda siyasetçilerin daha dikkatli olması lazım. Fransa’da varoşlarda yaşanan olaylar var, Fransa’da ciddi bir yoksul kesim var, özellikle Paris’in banliyölerinde yaşayan yoksullar var ve bu onların isyanı.
Biz tabi elbette ki, her hak talebinin yasalara uygun çerçeve içinde yapılmasını isteriz. Çünkü yasalar hak talebinde bulunmanın ölçülerini koymuşlar. İşte gösteri var, yürüyüşler var, yazılar var, medyanın gücü var, medya bu çerçevede desteklemeli. Fransa’da bütün bu özgürlükler var ama Türkiye’de bu özgürlüklerin olduğunu söylemek hemen hemen imkansız. Dolayısıyla sendikalı olanların bile neden sendikalı oldunuz diye işten atıldığını, hak arama talebinde olan üçüncü hava limanı işçilerinin neden hakkınızı arıyorsunuz, neden ücretleri elden bize ödemeyin bankaya yatırın diye talep ettiklerinde onları yakalayıp hapse atıyorlar.
Bakın, Fransa’daki işçi eylemleriyle veya oradaki gösterilerle Türkiye’deki gösteriler arasında dünya kadar fark var karıştırmamak lazım.
Teşekkür ederiz.