Gündem

MHP Lideri Bahçeli :"Bunları İdam Sehpasına Ne Zaman Çıkaracağız?"

ÖLÜM SAÇAN MADEN OCAKLARI KAPATILSIN

Bahçeli : ” Geçtiğimiz hafta Siirt’te özel firma tarafından işletilen bakır madeninde heyelan olmuş bu kapsamda göçük meydana gelmiştir. Bu elim hadisede 6 işçi kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Göçük altında 10 işçimizin kalması  ve arama faaaliyetlerinin hala sürmesi bizi fazlasıyla endişelendirmektedir.  Niyazım toprak altında bulunan kardeşlerimizin tüm zorluklara rağmen hayata tutunmaları, sevdiklerine kavuşabilmeleridir. Maden faciasında hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize ALLAH(C.C)’dan rahmet , acılı ailelerine sabır ve baş sağlığı diliyorum.  Bu tip kazaların tekrarının yaşanmaması , yaşanılanlardan ders çıkarılması en içten temennimdir. İnsan onuruna uygun iş sağlığı ve iş güvenliği ortamının sağlanması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Hiç kimse yerin yüzlerce metre altına keyfinden inmemektedir. Kardeşlerimizin mutlaka emniyete alınması zarurettir. Ölüm saçan, hiç bir güvenlik tedbirlerine uymayan maden ocakları ya da sahalarının derhal kapatılması haklı beklentimizdir. İhmale davetiye çıkaranların cezalandırılması muhakkak gerçekleştirilmelidir.  

ÖĞRETMENLER OLMADAN GELECEK OLMAZ

Muhterem arkadaşlarım, iki gün sonra yani 24 Kasım ‘da Öğretmenler Gününü idrak edip, saygıdeğer öğretmenlerimize gönül borcumuzu bir nebze de olsa yerine getirmiş olacağız. Öğretmenlik kutsal bir meslek, kutlu bir mekteptir.  Öğretmenlerse bu meslekle yoğrulmuş, bu mekteple olgunlaşmış , fedakar , vefakar , cefakar insanlarımızın ortak ünvanıdır. Öğretmen, kör karanlıkların ışığı, kurumuş vicdanların ilacıdır. Cehaletin , önyargıların amansız düşmanıdır.  ‘Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum’ kutlu seslenişinin muhattabıdır öğretmen. Öğretmenlerimiz, öğretim sürecinin öznesidir. Onlarsız gelecek olmaz. Onlar olmadan gelecek nesiller oluşmaz.

ÖĞRETMENLERİMİZ YÜKSEK AHLAKIN SINIFLARA SIĞMAYAN SİMGELERİDİR

Öğretmenlerimiz büyük ve yüksek ahlakın sınıflara sığmayan simgeleridir.  Öğretmenlerimize ne söylesek az, ne yapsak eksik ve yetersizdir. Bu nedenle yılın bir gününe öğretmenlerimizi sıkıştırmak, yalnızca bugünü anmak doğru olmadığı gibi insaflı da değildir. Öğretmen her an anılması gereken bir emanet ve haysiyetin adıdır. Bunun sorumluluğu hepimizin sırtındadır.  Öğretmenlerimizin hepimizin üzerinde hakkı vardır. Bu hakkı ödemek kolay ve mümkün değildir. Bize düşen öğretmenlerimize kulak vermek, sorunlarına eğilmek, onları içine düştükleri dar boğazlardan çekip çıkarmaktır. Öğretmen mutlu değilse öğrenci huzursuzdur. Öğretmen yılgın ve yorgunsa eğitim öğretim hayatı yarım ve yaralıdır. Öğretmenlerimizin şu an mutlu olduğunu kimse iddia edemeyecektir. Politikalardaki hatalar her an gözümüzün önündedir.

30 BİN ÖĞRETMEN MEMURİYETTEN ÇIKARILDI

Özellikle 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışması ile birlikte Milli Eğitimin kimlerin eline düştüğü, nasıl bir esarete mahkum olduğu ortaya çıkmıştır. Şimdiye kadar 30 bin öğretmen memuriyetten çıkarıldı. Sayıları 17 bine ulaşan öğretmen açığa alınmış, bunlardan 7 bine yakını görevlerine dönmüştür.  İhraç edilip, mesleğine geri dönen öğretmen sayısıysa oldukça sınırlı kalmıştır. Şu hususu özellikle belirtmek isterim ki hainden öğretmen olmayacak, gerçek öğretmenden de hain çıkmayacaktır. Elbette, FETÖ ile mücadelede suçu sabit görülenlerin, bu ihanet şebekesine yardım ve yataklık yapanların, hukuk ve vicdanların onaylamadığı paralel bir hiyerarşik ağa dahil olanların gözünün yaşına bakılmamalıdır. Geleceğimizin güvencesi olan evlatlarımızı zehirleyenler, yaptıklarının bedelini en ağır şekilde ödemelidir. Bu ister FETÖ olsun, ister PKK olsun hiç fark etmeyecektir.

ÖĞRETMEN KILIKLI TERÖRİSTLERİN AYIKLANMASI ŞARTTIR

Öğretmen kılıklı teröristlerin Milli Eğitimden ayıklanması şarttır ve bunların mağduriyet feryadları şeytanın tövbesinden farklı değildir. Öğretmene teslim edilen çocuklarımızdır, aynı zamanda öğretmen geleceğin kilidini açan anahtar geleceği planlayan mimardır.  FETÖ ve PKK’lı oldukları gerekçesiyle ihraç edilen ve açığa alınan öğretmenler emanete ihanet etmişlerdir. Bunu başka türlü açıklaması olamayacaktır. Ne var ki sırf malum bir bankayla zorunluluklardan dolayı iş ve işlem yaptı diye , veya bazı dershanelerde görev aldı bahanesiyle bir öğretmene FETÖ damgası vurmak yanlıştır. Tasvip etmesek de yasal sendikalardan birini tercih etmesinin bir memuru suçlu yapmayacağı da açıktır. Bir öğretmen Bylock kullanıyorsa gereği mutlaka yapılmaldır.

ONLAR 241 KAHRAMAN EVLADIMIZA ACIMADILAR

Cüzdanında bir dolar taşıyan himmet ve hizmet adı altında FETÖ’nün emelleri için çalışan hiç bir memura acınılmamalıdır. Çünkü 15 Temmuz’da milletimize , vatanımıza, kahraman özel harekat polisimize , 241 kahraman evladımıza bunlar hiç acımadılar. Emin olunuz bunlara acırsak tekrar acınacak hallere düşmekten kurtulamayız. Katilin , teröristin, Türkiye düşmanlarının yeri ya urgan ya müebbet zindandır. Bunun başka yol ve seçeneği yoktur. Var diyenler her an ihanete kalkışacak kripto iş birlikçileridir. Asılsız ihbarlarla, öğretmen veya memurları mesleklerinden atmak hukuk devletinin ilke ve kuralları ile ters düşecektir.  

MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ YAPRAK DÖKÜMÜ YAŞIYOR

Milli Eğitim Sistemi resmen yaprak dökümü yaşayıp on binlerce öğretmen FETÖ’cü, PKK’lı oldukları gerekçesiyle idari ve adli uygulamalara tabi tutulurken, yurtta sulh konseyi  isimli çeteyi ağzına alan yoktur. Bu ihanet konseyinin ele başları hakkında hala açıklama gelmemiştir. FETÖ’nün siyasi ayağı da hala gizemini korumaktadır.

BUNLARI İDAM SEHPASINA NE ZAMAN ÇIKARACAĞIZ!

Öğretmene güç yetiyor da siyasetteki FETÖ’cülere neden dokunulmuyor. Odacı, çaycı, çorbacı biliniyor da , hatırlı ve yüksek mevkilerde bulunan veya bulunmuş FETÖ’cülere neden sıra gelmiyor. Bu gecikmenin sebebi nedir? Bunun gayesi nasıl izah edilecektir? Bilmediğimiz bir müdahale mi vardır?  Yurtta Sulh Konseyi’nin tepe kadrosunu ne zaman duyup ne zaman öğreneceğiz?  Ve bunları şartlar tamam olursa idam sehpasına ne gün çıkaracağız!

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK

 OHAL ile 2011 ‘de kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına tekrar geçilmiştir.  Geçtiğimiz Ekim ayında 18 bin 500 sözleşmeli öğretmen ataması yapılmıştır. 

30 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI GÜNDEMDEDİR

Önümüzdeki Şubat ayında ise 30 bin öğretmenin ilave ataması gündemdedir. Bize göre atanamayan bir tek öğretmen kalmamalıdır. Öğretmen sayısındaki azalma da gündeme alındığında atanamayan öğretmen sorunu bütünüyle çözülmelidir. Fakat sözleşmeli öğretmenlerin mülakat sistemiyle alınması, KPSS’den yüksek puan alan çok sayıda öğretmenlerimizi mağdur etmiştir. 

MÜLAKATLAR SIRASINDA SORULAN SORULAR GAYRİ CİDDİ VE MAHSURLUDUR

 Mülakat sırasında sorulan soruların gayri ciddi ve siyaset yoklanması oldukça mahsurludur, infiale yol açmıştır. Öğretmen alımlarında kayırmacılığın yapılması, okul müdürlerinin mülakatla belirlenmesi torpilli olanların öne çıkması Milli Eğitim sistemini derinden yaralayacaktır.Sözleşmeli öğretmenlik güvencesiz bir sistemdir, parti olarak sözleşmeli öğretmenlerin daimi kadrolara geçirilmesini , teftiş sisteminin tek çatı altında toplanmasını, rotasyondan kaynaklı sorunların bitirilmesini, özür grubu tayinleriyle ilgili sorunların çözülmesini, ek ders ücretleriyle eğitim ve öğretmen tazminatlarının yükseltilmesini, eğitime hazırlık ödeneklerinin arttırılmasını, öğretmenlerin 3600 Ek göstergeye kavuşmalarını, terfi sisteminin liyakat ve başarıya göre yapılmasını, Milli Eğitimde yargı kararlarına kesin kez uyulmasını, emekli öğretmenlerin beklenti ve taleplerine kulak verilmesini, öğretmenlik mesleğinin itibar ve saygınlıklarının hak ettikleri seviyelere getirilmesini bekliyor, istiyor, bunun gerçekleşmesi için tüm gücümüzle çalışacağımızı ilan ediyorum.